Özel'in satırbaşları şöyle:
Türkiye olarak içimizi yakan acı haberler aldığımız hafta sonunu geçirdikten sonra dün bütçe görüşmelerini gerçekleştirdik. Bugün bu yüce çatının altında ağır bir atmosferde grup toplantısı yapıyoruz. Cuma akşamı geç saatlerde Irak'ın kuzeyinden ilk kötü haber geldi. 6 gencecik vatan evladımız, PKK'lı terörislerle girilen çatışmada şehit oldular. Bir tek evladımız şehit olduğunda hepimizin yüreklerine ateş düşüyor. Saatler sonra Menemen'de devrim şehidimiz Kubilay'ın anma törenindeydim. O törende şehidimiz Kubilay'ı andık. Cumhuriyet'i kuranlara minnet duygularımı ifade ettik. Ardından da bir gece önce evladını kaybeden şehit teğmenimizin Ramazan Günay'ın ailesine taziye ziyaretinde bulundum.
İMZA ATILMAYAN BİLDİRİ
Altı şehidimizin haberinin ardından o büyük travmaya ne diyeceğimizi, yapacağımızı, ne olması gerektiğini düşünürken bir altı şehit haberi daha geldi. Yüreğimiz yandı, gırtlaklarımız düğümlendi. Biz, teröristlerle mücadelesinde her zaman olduğu gibi kahraman TSK'nın, mensuplarının, komuta kademesinin arkasında olduk, olmaya devam edeceğiz. Siyasi partiler böyle durumlarda ülkede takındıkları sorumluluğun gereğini yerine getirmek zorundadırlar. Biz bir yandan birlik, beraberlik duygularını ifade ederken birileri de bir yandan kendi sorumluluklarını örtmek, süreci kendileri açısında hasarsız atlatmanın hesap kitabı içine girdiler. Bir büyük oyunun, aldatmacanın, algı operasyonun ilk günlerini yaşadığımızı akıl, vicdan sahibi her birimize hissettirdiler. Ankara'da birileri alışılmış ezberleri tekrar ettirmekle meşguldüler. Biz 12 askerimizin nasıl şehit olduğunu, Pençe Kilit bölgesindeki askerlerimizin durumunu milletimize anlatılmasını, Meclis'in bilgilendirilmesini, Cumhurbaşkanı ya da MSB Bakanı eliyle bilgilendirilmesini talep ettik. Rakamlarla ilgili haberler gelmeye devam ediyor. 12 vatan evladı hayatını kaybetmiş. 12 tane ev gördük fakir. O fotoğraflara bakarak, onları paylaşarak olmayacaktı. Hepimiz bir şey hissediyorduk. Öncelikle milli yas ilan edilsin dedik. Bu daha önce yapıldı. Hiç oralı olmadılar. Daha önce bu yetkiyi Suudi Arabistan kralı öldüğünde kullanmışlardı. Onlar Suudi Arabistan kralı ölünce bu ülkede milli yas ilan edilmesini düşünüyorlar ama bu milletin 12 evladı hayatını kaybettiğinde milli yas ilan edecek bir şey görmüyorlar. İşte böyle bir anlayışla muhattabız.
"BU ANLAYIŞLA ORTAKLAŞMAYACAĞIZ"
Her zaman olduğu gibi bir A4 kağıt, iki paragraf yazı, hep birlikte imza atalım, terörü kınayalım, şehitlerimizi analım. Milli yas ilan etmeye gerek yok... Ne yaşanıyor onu size anlatmayalım... Ama bir göreviniz var bu A4 kağıda bir imza atacaksınız. Biz o gün 'Milli yas ilan edilmeden, Meclis bilgilendirmeden, muhalefet partilerine gerekli bilgilendirme yapılmadan sizin sorumluluğunuza ortak olacak hiçbir imzayı atmayacağız' dedik. Biz artık hiçbir evladımız bir daha şehit olmasın diye, kimse şehitlerimiz üzerinden siyaset yapmasın diye, anneler gözyaşı dökmesin diye sizin istediğiniz A4'ler üzerinden imzalar atıp, iktidarın peşinde koşturup, bir sonraki şehit cenazesine kadar unutan anlayışla ortaklaşmadık, bundan sonra da ortaklaşmayacağız.
"BİZİ NELERLE MUHATAP EDECEKLER GÖZE ALIYORUZ, KORKMUYORUZ"
İktidara muazir köşe yandaşları, dün bütçe konuşmasında 'CHP'de farklı düşünenler var, CHP'de iktidar partisinde birlikte olmalıydık, destek vermeliydik diyenler var' diyenler var ya işte baksınlar CHP burada. Böyle bir yanıtın bunlara verilmesi gerekiyordu. Zorlu bir döneme giriyoruz. Göğüs göğüse mücadele edeceğiz. Nelerle muhatabız, bizi nelerle muhatap edecekler göze alıyoruz. Onlardan korkmuyoruz ama bu partinin arkasında durduğunu düşündüğünden bir dost ateşi almak dışında hiçbir endişesi yoktur, kimseden korkmuyoruz.
Mikroba hastalık yaptığı için hesap soramazsınız ama böyle bir iktidar gücünü mutlaklaştırıyorken, karşısında muhalefet varlığıyla iktidara güç verip, eylemleriyle onu sorgulamıyorsa o ülkede iktidar değil muhalefet sorgulanır. Sorumluluğumuzun farkındayız.
BAHÇELİ'YE 'PKK' YANITI
Tartışmanın bir de maddi tarafı var. Bir bildiri imzaladık, CHP imza koymadı. Doğrudur. 'CHP tepki gelince kendi bildiri imzaladı' dediler. Yollayın bildiriyi görelim bile demedik. Bu milletin evlatları, neden, niye öldü, yas ilan edilmeden biz kimseye ortaklaşmayız dedik. 'Tepki geldi de sonradan imzaladılar' diyor. Ömer Çelik bu yalanı atıyor. Meclis tutanaklarını açın, bu bildiri okunduğu anda ardından Grup Başkanvekilimiz söz alıyor ve bu bildiriyi satır satır okuyor. Dört partinin bildirisinin okunduğu dakika ile CHP'nin bildirisinin okunduğu dakika aynı dakikadır. Meclis tutanaklarında vardır. Yaptıkları dezenformasyon bizdeki eksiklikten değil, ezberleri bozulduğu içindir. CHP'nin bildirisinde PKK yazmıyormuş, çünkü CHP, PKK diyemezmiş. Bu askerlerimiz şehit olduğunda CHP Genel Başkanı'nın tweeti. Sayın Bahçeli, bugün 'Onlar PKK'nın adını anmaz, hain onlar' dedin ya PKK'nın adını anmayan bir hain arıyorsan işte Recep Tayyip Erdoğan'ın tweeti.
ŞEHİT CENAZESİNDE PROVOKASYON
Bütün şehitlerimize son görevi yerine getirmek hepimizin sorumluluğu olduğundan memleketim Manisa'daki haberi alınca Manisa'ya gittim. Enis Budak'ın, daha önce birlikte fotoğraflarımızın olduğu, sevdiğim bir kardeşimin cenazesine gittim. Cenaze, Aksihar Askeri Havalimanı'na ulaştırılıyordu. Dört saat gecikmeli geldi. Ailesi ile birlikte havalimanının bahçesinde 400'e yakın ailesine mensup acılı insanla saatlerce bekledik. Bir provokasyon bilgisi var. Cenazeye katılmak için otobüse binmiş, orada konuşulanlar var. 'Özgür Özel gelince yuhlayacaksınız, Özgür dışarı sloganı atacaksınız' deyince iyi niyetli birkaç kişiden milletvekillerimize gelen bilgiler var. 'İsterseniz camiye gelmeyin' dediler. Eğer ben bir provokasyon olacak diye, benim memleketimde sözde itibarsızlaştıracaklar diye korkup bir şehit cenazesine gitmemeye kalkarsam oturduğum koltuğun hakkını vermemiş olurum. Nasıl Gaziantep'de çelengimize saldıran AKP'nin aday adayı çıktıysa, Manisa'da Kırkağaç'ta aday adayı bir kadının nasıl provokasyonu gün boyunca organize ettiği, teker teker isim isim ortaya çıkıyor. Benim utancım, üzüntüm, bir şehit cenazesini Türkiye Cumhuriyeti Devletine ve hepimize yakışır bir şekilde uğurlayamamış olmaktır. Yapılan saygısızlık ne bana, ne partime, şehidimizin aziz hatırasınadır.
Acılarını yaşamak yerine bu meselede defalarca telefon eden, 'Biz çok üzüldük. Bu şehidimize de size de yapılmamalıydı. Yapanları lanetliyoruz' diyen aile bir de dün basının karşısına geçip 'Protestolar ile ailemizin ilgisi yok, Özgür bey ailemizin çocuğu, Manisa'nın evladı, onunla gurur duyuyoruz' diyen Budak ailesine yürekten teşekkür ediyorum.
Dün Elazığ'da sayın Meral Akşener'in yolladığı çelengi de parçalamışlar. Meral hanımın partisi imzayı attı ancak onun çelengini de parçalıyorlar. Biz yıllardır imza atmışız. Biz imza atmış onlar genel başkanımızın önüne kurşun koymuşlar, biz imza atmışız onlar genel başkanımıza grup çıkışında yumruk attırmışlar, biz imza atmış onlar gitmişler Çubuk'ta genel başkanımızı linç etmeye kalkmışlar, Anıtkabir'de bile genel başkanımızın elini havada bırakmışlar. Halen daha bu kötücül akılla önce imza ataydık, sonra eleştireydik diyen varsa aklını peynir ekmekle yemesin.
"KÖTÜ İNSANLAR"
Recep Tayyip Erdoğan ve Bahçeli kötü siyasetçi değiller ama bunlar kötü insanlar, kötü insanlar, kötü insanlar. Seçime girince bizi montaj videolarla Kandil ile birlikte göster. İstanbul seçiminde 'Bunlar kazanırsa İSPARK'ı PKK'ya verecekler' de, sıkışınca son gece Abdullah Öcalan'dan mektup okut ondan sonra yerli milli siyaset. Yere batsın yerliliğin, yere batsın milliğin.
"HADİ BAKALIM BAHÇELİ, KONUŞ BAKALIM"
Dün sayın Bahçeli, 'HDP'yi, CHP'yi dinlemeyeceğim' dedi ne diyorsunuz diye sordular. 'Canı sağ olsun, ben de onları dinleyemedim. Muhalefete muhalefet etmeyeceğim' dedim. Çünkü gün birbiriyle uğraşma günü değil. Bütçe var, şehitler var dedik. Sayın Bahçeli, HDP'yi, CHP'yi dinlemedi ama HÜDAPAR'ı dinledi. HÜDAPAR'ın genel başkanı konuşmasında elinde hilafet yeşili parti programıyla eyalet sistemini söyledi. Hadi bakalım ağzına geleni söyleyen Devlet Bahçeli ağzını aç konuş bakalım, bu sistemin olumlu yönlerini sen anlat ittifak ortağın yerine.
"ARTIK YETER"
Birileri çıkıp kral zengin, halk fakir demişler. Artık yeter. Bu ülke herkes için zenginleşene kadar çalışacağız. Fakir fukaranın şehit olduğu bunların zengin olduğu bu düzene dur diyeceğiz. Artık yeter, artık yeter, artık yeter.