Birgün'de yer alan habere göre; pandemi sürecinde zarar eden özel hastaneler bu zararı Covid-19 dışındaki hastalara yüzde 200 zam yaparak karşılamaya çalışıyor. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından yayımlanan Ağustos ayı enflasyon verilerinde ana harcama gruplarında hane halkları harcama gruplarında yıllık değişimin en hızlı olduğu kalem 14,68 ile “Sağlık” oldu.
Pandemi döneminde yurttaşların cepten sağlık harcamalarının artışının iki önemli nedeni bulunuyor: Salgın ile birlikte kamu hastanelerinin neredeyse tamamının pandemi hastanesi ilan edilmesi ve elektif vakaların ertelenmesi ile birlikte özellikle riskli gruplara yönelik sağlık hizmetlerine erişimde bir planlama yapılmaması nedeniyle yaşlı hastalar, gebeler, hematoloji-onkoloji hastaları, kronik hastalığı (kalp, şeker, hipertansiyon, böbrek, KOAH vb.) olanlar, acil ameliyat olması gerekenler özel sağlık kuruluşlarına yöneldiler.
1-Salgının başlangıcından bugüne bu durumu fırsat olarak gören birçok özel hastane ve sağlık kuruluşu yoğun bakım ücretleri dahil olmak üzere yüzde 200 ve üzeri gayriresmi ücret almaya devam ettiler. Özel sağlık sektörü pandemi döneminde bile Covid-19 hastalığına “maliyet” ve “kâr” penceresinden bakarak özel hastanelere müracaat eden Covid-19 ön tanı/tanılı hastalardan her türlü işlem/girişim/tetkik/tahlil /yatak için ilave ücret alıyorlar.
2-Hane halkı tarafından tedavi, ilaç vb. amaçlı yapılan cepten sağlık harcamalarına bir de maske, yüz siperliği, hijyen malzemesi, ateş ölçer vs. kişisel koruyucu ve tıbbi malzemelerin ücretleri de eklenmiş oldu.
Yurttaşların sağlık hizmetine ulaşabilmeleri için sadece genel sağlık sigortası primi ödemeleri yeterli olmayıp, ek olarak cepten SGK’ye katılım payı, vakıf üniversitelerine ve özel sağlık kuruluşlarına SUT’taki (Sağlık Uygulama Tebliği) bedelin yüzde 200 kadarını ilave ücret olarak ödemeleri söz konusu. Halkın bir yandan cepten ödemeleri artarken diğer yandan test kuyruklarında ve yoğun bakım önlerindeki çileleri de devam ediyor.
FİYATI YILLIK EN ÇOK ARTAN HARCAMA GRUPLARI:
►Alkollü içecekler ve tütün: Yüzde 2,44
►Haberleşme: yüzde 6,37
►Eğlence ve kültür: yüzde 6,61
►Eğitim: yüzde 8,50
►Ev eşyası: yüzde 8,90
►Giyim ve ayakkabı: yüzde 9,22
►Konut: yüzde 11,34
►Enflasyon: yüzde 11,77
►Lokanta ve oteller: 11,80
►Ulaştırma: yüzde 12,69
►Gıda ve alkolsüz içecekler: yüzde 13,51
►Sağlık: yüzde 14,68
HALKIN YAŞADIĞI GERÇEKLER
Yurttaşların gelen tepkiyi azaltmak ve algıyı yönetmek için, Hazine ve Maliye Bakanı “Vatandaşlara ücretsiz sağlık/ücretsiz tedavi imkânı sunan nadir ülkelerden biriyiz!’’ şeklinde tweet atsa da, Sağlık Bakanı “Covid-19 tanı ve tedavi sürecinde kamu ya da özel hiçbir sağlık kuruluşunun ücret talep edemeyeceğini’’ sık sık ifade etse de artık mızrak çuvala sığmıyor.
Yurttaşın yaşadığı gerçekler şunlardır:
►Birçok ilde yoğun bakımlarda yer bulanamadığından halk perişan oluyor
►Yurtdışına çıkışta PCR testi için sıkılmadan verilen İBAN numarasına para yatırılıyor.
►Ameliyat için halk sıra bekliyor. Başta kanser olmak üzere birçok kronik hastalığı olanlar sağlık kuruluşlarına gidemediği için evde beklemek zorunda kalıyor ve sonunda özel sağlık kuruluşuna yönlendiriliyor.
►Zatürre ve grip aşısının bulunamaması sonucu cepten alınan aşıların, hastaneye gidemediği için cepten alınan ilaçların, 5 maskeyi halkına dağıtamayınca vatandaşa satılan maskelerin bedelleri hane halkına cepten yaptıkları sağlık harcamalarının faturasında artış olarak yansıdığı yaşanarak görülüyor.