Gündem Bilim Teknoloji Spor Dünya Ekonomi Siyaset Sağlık Eğitim Kültür Sanat Magazin Yaşam Reklam Künye Gizlilik Sözleşmesi İletişim
Yazılım ve Tasarım: Bilgin Pro © 2024KRT TV Tüm Hakları Saklıdır

Osman Kavala mütalaasında savcının 'yazmaktan çekindiği' ayrıntı...

Cumhuriyet gazetesi yazarı Barış Pehlivan, Gezi Davası'nda iş insanı Osman Kaval hakkında savcının esas hakkındaki mütalaasında yer alan "Abdullah Öcalan" ayrıntısını ele aldı.

Cumhuriyet gazetesi yazarı Barış Pehlivan, “Arka Bahçe” adlı köşesinde “Yer yerinden oynasın” başlıklı bir yazı kaleme aldı. Pehlivan bugünkü yazısında, Gezi Parkı davasında, duruşma savcısının mütalaasında, iş insanı Osman Kavala ve Ayşe Mücella Yapıcı’nın ‘Cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Hükûmetini ortadan kaldırmaya teşebbüs’ suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılmasını talep etmesini değerlendirdi.

Pehlivan, mütalaada yazan “Gezi kalkışması öncesi Şubat 2013’te sanık Mehmet OsmanKavala’nın, PKK terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan’a, Sırrı Süreyya Önder aracılığı ile selam göndermesi ve elebaşı Öcalan tarafından akil adam olarak yanına istenen üç kişiden biri olması da bu anlamda dikkat çekicidir” ifadelere dikkat çekti.

Pehlivan’ın yazısının ilgili bölümü şöyle:

“Asıl neden bu mu?” Telefonuma gelen mesajda böyle yazıyordu. Bu, dediği şu uzun cümleydi: “Gezi kalkışması öncesi Şubat 2013’te sanık Mehmet OsmanKavala’nın, PKK terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan’a, Sırrı Süreyya Önder aracılığı ile selam göndermesi ve elebaşı Öcalan tarafından akil adam olarak yanına istenen üç kişiden biri olması da bu anlamda dikkat çekicidir.” Gezi davası savcısının esas hakkındaki görüşünde yazıyordu bu satırlar. Ne garip, aynı savcının aynı davada aynı sanıklar için bundan iki yıl önce yazdığı görüşte bu cümle yoktu. Şimdi ağızdan kaçmış gibi araya sıkıştırılmıştı. Altındaki derin öykü, o cümlenin eklenişindeki sırdı. Tarih: 28 Şubat 2013. İmralı tutanaklarının bir bölümü Namık Durukan imzasıyla Milliyet gazetesinde yayımlandı. Orada Öcalan “Biz Tayyip Bey’in başkanlığını destekleriz” diyordu. Lakin bunu Sırrı Süreyya Önder’in şu sözüne yanıt olarak veriyordu: “Bir de başkanlık meselesi var. Kamuoyu bu konuda çok hassas. Osman Kavala’nın size selamları var. Totaliter bir yapıya dönüşmesinden endişe ediyorlar.” Kavala İmralı’ya aslında Selahattin Demirtaş’ın gideceğini düşünüyordu. Bundan dolayı “çözüm süreci” ve “başkanlık” konularındaki görüşlerini bir yazıya döküp Demirtaş’a göndermişti. Sırrı Süreyya Önder’in “Endişe ediyorlar” şeklindeki özetinin sırrı Demirtaş’a atılan e-postadaki işte o yazıdaydı.

Gazeteci Murat Yetkin yazmıştı: Öcalan’a başkanlığa karşı olduğuna dair görüşü aktarılan Kavala’yı, “başkan” olmak isteyen Erdoğan hiç affetmeyecekti. Keza, Sabah gazetesinden Hilal Kaplan’ın 2015’te yayımlanan yazısı da bunu doğrular nitelikteydi. Kaplan’ın iddiasına göre, Demirtaş’a “Seni başkan yaptırmayacağız” sloganını söyleten Kavala’dan başkası değildi. İktidar aklı, büyük oyunu yine görmüştü!

Yani nasıl ki Demirtaş aslında o sözünden dolayı içerideyse “ilham aldığı kişi” de hapiste olmalıydı. Buradan bakıldığında... Parlamenter sisteme dönmeyi vaat eden Millet İttifakı’nın, başkanlık sistemiyle birlikte onun iki kurbanının da önündeki duvarları yıkmayı arzulaması önemli bir kesişimdi. Dedim ya, savcı Gezi davasında ceza isterken İmralı defterini de açıyordu.

Gezi sırasında Kürt hareketinin aldığı çekingen tutum bir yana... “Öcalan’a selam gönderdi” diyerek itham edilen Kavala’nın asıl suçu, savcının okuduğu ama yazmaktan çekindiği İmralı tutanaklarındaki şu cümledeydi: “Başkanlığın totaliter bir yapıya dönüşmesinden endişe ediyor.”

İlginizi Çekebilir
SONRAKİ HABER