Sultan Eylem KELEŞ / KRT
16 Temmuz 2016 tarihinde, Karaköy Lokantası’ndaki bir akşam yemeği günlerce konuşuldu. Çünkü tutuklu iş insanı Osman Kavala hakkındaki casusluk iddianamesinin önemli bir parçası olduğu düşünülüyordu. İddianamede Kavala ve Henri Barkey’in o akşam yemekte görüştükleri iddia ediliyordu. KRT, Henri Barkey’in yemek yediği kişinin Aslı Aydıntaşbaş olduğunu ve iddianameye girmeyen Kavala lehine delilleri ortaya çıkarmıştı. Kamuoyunda Barkey ya da Aydıntaşbaş’ın neden gerçeklerini anlatmak için yargı makamlarına başvurmadığı merak ediliyordu. Kavala merak edilen tüm soruları, KRT TV muhabiri Sultan Eylem Keleş’e yanıtladı.
“BENİM ÜZERİMDEN GEZİ VE 15 TEMMUZ ARASINDA BAĞLANTI KURULMAK İSTENDİ”
“Hakkımda hazırlanan iddianamede Henri Barkey ile Karaköy Lokantasında yemek yemiş olduğum iddiasının casusluk suçlamasına delil olduğu değerlendirmesi suçlamanın olgulara dayandırıldığı izlenimini veriyor. Bu değerlendirme iddianamenin gerçek niteliğinin gözden kaçırılmasına yol açabilir. Cumhurbaşkanı’nın Gezi davasındaki beraat kararlarını eleştirmesi nedeniyle tutuklandım, iddianame de Gezi kararları bozulana, mahkumiyet kararları verilene kadar geçen zaman süresinde, ne pahasına olursa olsun, tutukluluğumu sürdürmek için hazırlandı. Bu amaçtan dolayı yasalardaki suç tanımıyla alakası olmayan bir casusluk suçu icat edildi ve buna dayanak olarak da sivil toplum faaliyetleri yoluyla casusluk yaptığım şeklinde bir komplo teorisi kurgulandı. AYM Başkanı ve altı üyenin karşı oy yazılarında açıkça belirttikleri gibi, yasalarımızda casusluk suçunun oluşabilmesi için devlet sırrı niteliğinde bir bilgiyi edinme ve aktarma eyleminin olması gerekiyor. Ancak iddianamede bu tür bir bilgiyi edindiğime ya da edinmeye çalıştığıma dair bir iddia mevcut değil. Sadece yürüttüğüm sivil toplum faaliyetlerinden söz ediliyor. Casusluk suçlamasında kullanılan Henri Barkey ile yoğun ilişki içinde olduğum ve Karaköy lokantasında görüştüğüm iddiası daha önce 15 Temmuz darbe girişiminden tutuklanmamda kullanılmıştı. Henri Barkey’in “darbe girişimini izlemek ve gerektiğinde müdahale etmek için” Büyükada’da düzenlenen toplantıyı bahane ederek İstanbul’a geldiği iddia edilmişti. Anlaşılan benim üzerimden Gezi ve 15 Temmuz arasında bağlantı kurmak isteniyordu”
-Tesadüfi karşılaşma iddianamede nasıl planlı görüşme oldu?
“Barkey ile işbirliği iddiasının somut bir eyleme, olguya dayandırma gereği duyulmadan casusluk suçlamasında kullanılmış olduğunu belirten Kavala, “Ben gözaltına alınmadan önce Karaköy lokantasında çalışan birisi bana Emniyetin yaptığı soruşturma kapsamında 18 Temmuz akşamı lokantaya gelenlerin kim oldukları, kimlerle oturdukları konusunda bilgi aldıklarını söylemişti. Emniyet’teki sorgum sırasında da sorgulayan görevli bu bilgilerin kendilerinde olduğunu söyledi. Dikkat ederseniz “birlikte yemek yediler” ifadesi değil, “akşam yemeğinde görüştüler” ifadesi kullanılmış, bu görüşmeye ayrı masada oturdukları belli olan Sylvia Tiryaki ve Marwa Daoudy de dahil edilmiş! Benim ve yukarıda isimleri olanların lokantada tesadüfen karşılaşıp selamlaşmaları planlanmış bir “görüşme” haline getirilmiş” dedi.
-Aslı Aydıntaşbaş’ın ismi neden iddianamede yer almadı?
Aydıntaşbaş’ın adının ve Tiryaki’nin ifadesinin neden iddianamede yer almadığı sorusuna da şöyle yanıt verdi:
“18 Temmuz akşamı tesadüfi karşılaşmayı özel bir buluşma olarak sunma çabasına uygun düşmediği, bu algıyı zayıflattığı için iddianamede Aslı Aydıntaşbaş’tan bahsedilmediğini tahmin ediyorum. Darbe girişimiyle ilişkilendirilen Büyükada toplantısına katılmış oldukları için, ayrı masalarda oturuyor olmalarına rağmen Tiryaki ve Dauody’nin isimleri görüşmeye katılanlar olarak kullanılmış. İddianamede Henri Barkey’in başkasıyla yemek yediğinin, S. Tiryaki, M. Daoudy ve benim ayrı masalarda oturduğumuzun belirtilmemiş olması elbette maksatlıdır, olguları gizlemek, çarpıtmaktır. İddialarını mantık temelinde kaleme alma kaygısı hissetmeyen bir iddia makamının zaten olgularla, delillerle ilgileniyor olması beklenemez”
KAVALA'DAN HSK'YA ŞİKAYET
Kavala, bu konuda ve iddianamenin son bölümünde yer alan Gülen Cemaati’nin sorumlularıyla görüşme yaptığı şeklindeki beyanlara ilişkin HSYK’ya şikayette bulunduğunu açıkladı. “Umarım ileride bu konular incelenir” dedi.
“BARKEY MAHKEMEYLE MUHATAP OLMAK İSTEMEDİ”
Kavala, Aslı Aydıntaşbaş ya da Henri Barkey’den yargıya beyanda bulunmasını talep etti mi? O soruya da ilk kez yanıt verdi:
“Ben 15 Temmuz darbe girişimine katılma suçlamasıyla 1 Kasım 2017’de ilk tutuklanmamdan sonra, buna dayanak olarak gösterilen Henri Barkey ile ilişkim ve Barkey’in darbeyle ilgili faaliyetler yürüttüğü iddialarına karşı Barkey’in savcılığa açıklama yollamasının önemli olacağını düşünmüştüm ve bu düşüncemi kendisine iletmelerini avukatlarımdan talep ettim. Anlaşılan Barkey mahkemeyle muhatap olmak istemedi. Ancak beraat ettikten sonra ikinci tutukluluğum sırasında şahit olduğum Cumhurbaşkanı’nın tavrı, casusluk suçlamasının ortaya çıkışı, yargı mensuplarının davranışı; ikinci iddianamede yer alan “yemekte görüştüler” ifadesi ile ilgili Henri Barkey’in ya da Aslı Aydıntaşbaş’ın açıklama yapmasının yargı üzerinde etkisi olacağını düşünmeme yol açmadı, avukatlarımdan bu konuda bir girişimde bulunmalarını da talep etmedim. Sonuç olarak şunu söyleyebilirim. İkinci iddianamenin tamamı dikkate alındığında Karaköy lokantasında görüşme iddiasının belirleyici nitelikte olmadığını düşünüyorum. Ancak olguları gizleme, çarpıtma, manipülasyon maksatlı kullanma davranışı göstermesi bakımından bu, üzerinde durulması gerekli bir örnek”
Ne olmuştu?
Gezi davasından tutuklanan ve Silivri Cezaevi’nde bulunan Osman Kavala Gezi eylemlerini finanse ettiği gerekçesiyle tutuklanıp, ağırlaştırılmış müebbetle yargılanırken beraat etmişti. Hapishaneden çıkacağı sırada Henri Barkey ile irtibatlı olması gerekçe gösterilerek ‘casusluk’ suçlamasıyla tekrar tutukladı. Osman Kavala hakkında yeniden görülen Gezi davasında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verildi. KRT, Henri Barkey’in yemek yediği kişinin Osman Kavala değil; Aslı Aydıntaşbaş olduğunu açıkladı ve Barkey de bunu doğruladı.
Polemik yaratmamak için Kavala'nın bilgisi dahilinde sessiz kaldığını belirten Aydıntaşbaş, "Yıllardır tüm ısrarlara rağmen bir açıklama yapmayan, kendisiyle ilgili şayiaları gidermek için talep edilen bilgi paylaşımına yanaşmayan bir şahıs, esrarengiz bir zamanlamayla yeni bir polemik başlatmıştır. Bu zamana kadar Osman'la ilgili bir dizi mesnetsiz iddiayı çürütmek için avukatlardan gelen her türlü bilgi paylaşımı talebini reddeden bu şahsın, şimdi konuşması, manidardır" ifadelerini kullandı.
KRT, o gece Karaköy Lokantası’nda bulunan, iddianamede adı geçen ve Terörle Mücadele Şubesi tarafından sorgulanan Sylvia Tiryaki’nin ifadelerine ulaştı. Tiryaki’nin “Henri’nin bulunduğu masaya 35-40 yaşlarında mavi elbiseli bir bayan geldi ve oturdu” ifadesinin iddianamede yer almadığını ortaya çıkardı.
"O yemeğin tanığının ifadesine KRT ulaştı" haberini okumak için tıklayınız!
"Osman Kavala'dan 'yemek' açıklaması" haberini okumak için tıklayınız!