BIST 100 9.368 DOLAR 34,53 EURO 36,18 ALTIN 2.973,46
8° İstanbul
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyon
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkari
  • Hatay
  • Isparta
  • İçel
  • İstanbul
  • İzmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce

Onur Yaser Can davasında yeni gelişme

Onur Yaser Can davasında yeni gelişme

Gözaltında kötü muamele ve çıplak aramaya maruz bırakıldıktan sonra yaşamına son veren Onur Yaser Can davası bugün devam etti. Kız kardeş Ezgi Sevgi Can, "Polisleri aklamalarının önüne geçeceğiz" açıklamasında bulundu. Onur Yaser Can davasında mahkeme 'işkenceye suç duyurusu' talebini reddetti.  Dava 31 Mayıs tarihine ertelendi.

ODTÜ Mimarlık Fakültesi mezunu Onur Yaser Can’ın, 2010 yılında İstanbul Beyoğlu'nda narkotik polisi tarafından gözaltına alınıp serbest bırakıldıktan sonra intihar etmesiyle ilgili davanın görülmesine bugün İstanbul 41. Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam edilecek. 2 Aralık 2022’de görülen son davada duruşma savcısı o dönem Narkotik Şube Müdürlüğü’nde görevli polislerle ilgili ‘ağırlaştırılmış işkence’ ve ‘görevi kötüye kullanma’ suçlamalarıyla yapılan şikâyetlerin dosyasının istenmesini talep etmişti. Mahkeme, ara kararında bu dosyanın istenmesine karar verdi. Sanıkların duruşmaya katılma zorunluluğunun devamına karar veren heyet, ‘işkence’ iddiasıyla ilgili suç duyurusunun hükümle birlikte değerlendirilmesine hükmetti.

Onur Yaser Can davasında mahkeme 'işkenceye suç duyurusu' talebini reddetti. Dava 31 Mayıs tarihine ertelendi.

İŞKENCEDEN DAVA AÇILSIN

Onur Yaser Can’ın kardeşi Ezgi Sevgi Can, anne ve babasının yargılamada bu süreci göremediklerini hatırlatarak, "Tutundukları tek dal olan adalet arayışında tek tek ölüme sürüklendiler" diye konuşmuştu.

12 yıl sonra işkencenin asıl faali amir ve sorumlu polislerin ilk defa yargı önüne çıktığını hatırlatan Can, "Fakat bizi 12 yıldır oyaladıkları gibi eksik bir iddianameyle bu dava açıldı. Sadece 'evrakta sahtecilik'ten dava açtılar. Ancak biz bunun örgütlü bir işkenci suçu olduğunu, Onur'un örgütlü bir suç zincirine maruz kaldığını ve bunun sonucunda intihara sürüklendiğini söylüyoruz. Evrakta sahtecilik sadece bu suçlardan bir tanesi. Bu iddianameyle yargılama yapılamaz. Biz bunun bir işkence davası olduğunu söylemeye devam edeceğiz. Davayı zaman aşımına uğratıp klasik cezasızlık sistemi ile bu polisleri aklamalarının önüne geçeceğiz. Gelecek celselerde de işkence, kötü muamele ve intihara sürükleme suçlarıyla ilgili taleplerimizi ısrarla tekrarlamamız ve davanın sadece bir evrakta sahtecilik davası olarak görülmemesini, dolayısıyla zaman aşımına uğramasının önüne geçmesini sağlamamız gerekiyor, bu çok önemli" ifadelerini kullandı.

DAYANIŞMAYI BÜYÜTELİM

Dava için destek çağrısı yapan Can, "Yorgunum ama mücadeleye devam ediyoruz. Bugün davaya herkesi bekliyorum. Hep birlikte dayanışmayı büyütmeliyiz" şeklinde konuştu.

BİR AİLENİN YOK OLUŞU

ODTÜ Mimarlık Fakültesi mezunu Onur Yaser Can, 2 Haziran 2010 tarihinde İstanbul Beyoğlu’nda narkotik polisi tarafından gözaltına alındı.İfadesinin alınmasının ardından serbest bırakıldı. "Tutanaklarda eksiklik olduğu" gerekçesiyle 23 Haziran 2010’da tekrar ifadeye çağrılan Can aynı gün intihar etti. İntiharının ardından annesi Hatice Can, oğlunun pantolonunun arka cebinde, üzerinde çıplak aramaya maruz bırakıldığına ilişkin ifadelerin yazılı olduğu bir not buldu. Anne Hatice Can 2014 yılında intihar etti. Baba Mevlüt Can ise sağlık sorunlarından dolayı 2019 yılında hayatını kaybetti.