BIST 100 9.368 DOLAR 34,52 EURO 36,19 ALTIN 2.970,85
8° İstanbul
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyon
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkari
  • Hatay
  • Isparta
  • İçel
  • İstanbul
  • İzmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce

Ölüme mi terk edildiler? 'Müfettişler denetime gelmiyor'

Ölüme mi terk edildiler? 'Müfettişler denetime gelmiyor'

Bartın’ın yanı sıra TTK’ye bağlı diğer ocakların da iş güvenliği açısından riskli olduğu ortaya çıktı. Sayıştay’ın yaptığı incelemelere göre “Gerekenler yapıldı” açıklamalarına karşın uyarılar hemen her yıl tekrarlandı.

41 maden emekçisinin göz göre göre yaşamını yitirdiği maden faciasının Amasra’da olduğu gibi Türkiye Taşkömürü Kurumu’na bağlı diğer ocaklarda da yaşanmasına neden olacak çok sayıda eksiklik ve ihmal Sayıştay’ın denetim raporlarında yer aldı. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı müfettişlerinin gerekli denetimleri yapmadığı ocaklara giden Sayıştay denetçileri, özellikle gaz izleme sistemleri ile ilgili önemli uyarılarda bulundu. İktidardan gelen “Gerekenler yapıldı” açıklamalarına karşın Sayıştay denetçileri ve kurum iç denetçileri hemen her yıl aynı uyarıları raporlarında tekrarladı.

ÖLÜM OCAKLARI

TTK’ye bağlı Amasra işletmesinin yanısıra Armutçuk, Kozlu, Üzülmez ve Karadon ocaklarının denetim raporları da kaygı verici bir tablo ortaya koyuyor. 1983'te grizu patlamasında 103 madencinin öldüğü Armutçuk, 1992 yılında 263 madencinin yaşamını yitirdiği Kozlu, 2010'da 30 madencinin göçük altında kaldığı Karadon madenleri hala alarm veriyor. Tüm ocaklarla ilgili raporlarda iş ve işçi güvenliği ile ilgili önemli uyarılara yer verildi. İşletmelerde yeteri kadar personel çalıştırılamaması, çalışan sayısının sürekli azalması, eğitim sürelerinin kısa tutulması nedeniyle deneyimsiz işçilerin üretime başlaması, ocakların derinleşmesinin kazalara davetiye çıkartması, gaz izleme mekanizmalarında yaşanan sorunların kazalarda önemli bir faktör olduğuna dikkat çekildi.

Raporlarda yer alan bir diğer ortak nokta da 2019 ve 2020 yıllarında Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı İş Teftiş Kurulu Başkanlığı Müfettişlerinin işletmelerde denetim ve teftiş yapmadıkları oldu. Yaşanan büyük faciaların yanısıra işçilerin her yıl yüzlercesinin yaşanan kazalarda yaşamını kaybettiği ya da yaralandığı, bazı organlarını kaybettiği ve bu kazaların arttığı bildirildi. Ayrıca meslek hastalıklarına yakalanan madencilerin sayısı da sürekli artıyor. Sayıştay‘ın denetim raporlarına yansıyan iş güvenliğine ilişkin tespitlerden bazıları özetle şöyle:

•ARMUTÇUK: Kazalar bitmiyor

Üretim faaliyetlerinde iş kazalarının son yıllarda arttığı görülmüştür. 2018 yılında 91 kişinin, 2019 yılında 126 kişinin, 2020 yılında 126 kişinin yaralandığı toplam kaza sayısının yüzde 38-yüzde 40’ını oluşturan kazaların, çoğunlukla ayaklarda meydana gelen taş-kömür düşmesi, akması, arın akması, arın kayması, tavan basması gibi isimlendirilen göçüklerden kaynaklandığı, bu kazaların uygulanan tahkimat sistemi ve tahkimatın yenilenme ve ötelenme süresi ile yakından ilgili oldukları görülmüştür.

Günlük ayak çalışma boyu oranının yüzde 100 seviyesinin altında olması, ayak içindeki tavan basınçlarının kazılamayan bölümler üzerinde yoğunlaşmasına, ayak arkasının düzgün bir hat halinde kırılamaması ve tavan tahkimatına gelen yük dengesinin bozulması gibi yeraltı kömür madenciliğinde arzulanmayan durumlara neden olmakta, ilave tahkimat yapma gereksinimini ortaya çıkarmakta, göçük, arın akması, arın kayması sonucu iş kazalarına, can kaybı ve yaralanmalara yol açabilmektedir.

DERİN HAVZA RİSKLİ

Havzanın bütününde karşılaşılan üretim derinliklerinin giderek artması Armutçuk Müessesesi için de geçerlidir. 2002 yılında dengelenmiş üretim derinliği -350 m. iken son yıllarda ortalama -548 metreye inmiştir. Bu derinleşme, ani gaz degajı gibi ciddi kaza risklerinin de artması ile kaza olasılıklarına karşı geçmişten daha sıkı kontrol, denetim, izleme ve eğitim gerekliliğini de beraberinde getirmektedir.

•KOZLU: Ölmeyen de hasta

2020 yılında 551 iş kazası olduğu, 501 işçinin yaralandığı, 543 kazanın yeraltında, 8 kazanın yer üstünde meydana geldiği görülmüştür. Müessese ocaklarında meslek hastalıklarının önlenmesi ve iş güvenliği açısından solunabilir ve patlayabilir tozla mücadele kapsamında alınan önlemlerin zaman zaman yeterli olmayarak Tozla Mücadele Yönetmeliğinde belirtilen maruziyet sınır değerlerinin aşıldığı görülmektedir.

Kurum bazında 2020 yılında 8 kişinin daha meslek hastalığına (pnomokonyoz) yakalanması ile hasta sayısının 122’si kesin, 273’ü şüpheli olmak üzere 395’e yükseldiği, 31’i kesin, 65’i şüpheli olmak üzere 96’sının Kozlu Müessesesi İhsaniye İncirharmanı İşletmesinde çalıştığı görülmektedir. Pnomokonyoza yakalanma, hastalanma süresinin 11-11,5 yıl olduğu, hastaların yaş ortalamasının 38 olduğu görülmüştür.

Yeraltı kömür ocaklarında vahim kazalara, can kayıplarına neden olan patlamalar, ya kömür tozunun tek başına patlaması ya da başlamış bir patlamaya (grizu v.d.) katılması şeklinde olmaktadır. Boyutları büyük olan facialara yol açan patlamaların ilk akla gelen nedeni kömür tozu patlamasıdır. Tane boyutu çok küçük olan ve havalandığı zaman çökmesi uzun süren kömür tozları havalandırma akımı ile bütün ocağı dolaşırlar. Bu tozlar hem çalışanların sağlığı açısından hem de infilak edebilmeleri nedeni ile tehlikeli ortam yaratırlar. Havzanın bütününde karşılaşılan üretim derinliklerinin giderek artması Kozlu Müessesesi için de geçerlidir. 2019 yılında Müessese’nin dengelenmiş üretim derinliği -489 metre olmuştur. Yapılan hazırlıkların tamamlanmasıyla bu derinlik daha da artacaktır.

•ÜZÜLMEZ: İzlemede zorluk

2020 yılında önceki yıla göre yüzde 3 düşüşle 687 iş kazası olmuş, kazaların 675’i yeraltında, 12’si yerüstünde meydana gelmiştir. Yeraltında meydana gelen kazalarda iki işçi hayatını kaybetmiş, 9’u ağır olmak üzere 675 işçi yaralanmıştır.

AMBARLAR SORUNLU

Müessese yeraltı izleme sisteminin çok geniş bir fiziki yapıya dağılması nedeniyle meydana gelen arızalara teknik personel yetersizliğinden zamanında müdahale edilmesinde sıkıntı yaşandığı görülmektedir. Mevcut durumda merkezi gaz izleme sisteminde çalışmaların zorlukla yürütüldüğü görülmektedir.

Yapılan denetimlerde sıkça tespit edildiği, tekrar ettiği görülen iş sağlığı ve güvenliği yönetmeliğine uygun olmayan noksanlıklardan çalışanlar için hayati tehlike yaratabilecek olan tespitler şöyle:

“Hayat hatlarında eksiklikler, galerilerde tahkimat eksiklikleri ve yolların bozukluğu, merkezi gaz izleme sensörlerinde eksiklikler, ateşleme mahallinin yeri, malzemelerin korunması ve diğer eksiklikler, patlayabilir ve solunabilir tozla mücadelede eksiklikler, dinamit ambarlarının içi ve çevresindeki sorunlar.”

•KARADON: İşçiler tecrübesiz

2020 yılında önceki yıla göre yüzde 7 artışla bin 85 iş kazası olmuş, kazaların bin 75’i yeraltında, 10’u yerüstünde meydana gelmiştir. Yeraltında meydana gelen kazalarda bir işçi hayatını kaybetmiş, bin 74 işçi yaralanmıştır. Bin 85 kazazedenin yüzde 61’i oranında 666 işçinin 0-5 yıl tecrübeli işçilerden oluştuğu, 2019 yılında işbaşı yapan yeni işçilerin kazalanma oranlarının fazla olduğu görülmüştür. Denetçiler kullanılan ateşleme kablolarının ağaç bağ aralarından geçirildiği, izolatör kullanılmadığı, çıplak ve ekli olduğu, ateşleme tellerinin bağlantı yerlerinin demir bağların üzerinde olduğu, patlayabilir tozla mücadele kapsamında su tekneleri/torbaları ve taş tozu barajlarının yönetmeliğe uygun olmadığı, işçilerin OFK maskelerini üzerlerinde taşımadığı, ayak içinde ilave tahkimat eksikliği bulunduğu, temiz hava giriş ve hava dönüş yollarında merkezi gaz izleme sistemine bağlı olması gereken oksijen gibi gerekli bazı sensörlerin bulunmadığı/çalışmadığı veya yerlerinin hatalı olduğu, otomatik devre kesme sisteminin bulunmadığı görüldü. 2020’de meslek hastalığı tanısı konulmuş 41 işçinin bulunduğu, 98 işçinin de henüz tanı konulmamasına rağmen şüpheli durumda olduğu tespit edilmiştir.

PROPAGANDA BAKANLIĞI: GEREĞİNDEN FAZLA ÖNLEM ALINDI

‘Sansür yasası’ olarak bilinen düzenlemenin yasalaşmasının ardından İletişim Başkanlığı’nın yayımladığı ‘dezenformasyon bülteni‘nde Bartın’daki maden patlamasındaki ihmaller reddedildi. Bültende Sayıştay raporlarının ‘yanlış okunduğu’ iddia edildi. 9-16 Ekim tarihlerini kapsayan son bültende Bartın’ın Amasra ilçesinde 41 kişinin ölümüne neden olan maden patlaması hakkında da ifadeler yer aldı.

Söz konusu maden hakkında 2019’da yayımlanan Sayıştay Rapor’unda, “2019 yılında müessesenin dengelenmiş üretim derinliği -300 metre olmuştur. Bu derinleşme, ani gaz degajı ve grizu patlaması gibi ciddi kaza risklerinin artmasına neden olmaktadır” denmesine rağmen, İletişim Başkanlığı’nın yayımladığı bültende, “Sayıştay raporlarındaki öneriler dikkate alınmış, hatta mevzuatın gerektirdiğinden daha fazla tedbir alınmıştır” iddiası yer aldı.

Söz konusu bültende, ‘Haftanın yalanları’ başlığıyla da şu konular yalanlanmaya çalışıldı:

•Türkiye‘nin 92 mülteciye kötü muamelede bulundu
•Adalet Bakanlığı çocuk istismarı verilerini gizliyor
•Muhtarlar nüfus kaydında yabancıları usulsüz kaydediyor
•WhatsApp okundu bilgisi
•Niğde’de bir kız öğrencinin taciz edilip bıçaklı saldırıya uğradığı iddiası
•Tunceli’de beş adet portatif tuvalet için resmi açılış töreni düzenlendi
•Öte yandan Dezenformasyon Bülteni'nde olmayan bazı haberler ise şöyle:
•Yeni Şafak'ın "Kılıçdaroğlu'nu ABD'de FETÖ'cü karşıladı" haberi ile "İBB aracında uyuşturucu yakalandı" haberleri. AFAD'ın "Patlama trafo kaynaklı" duyurusu ile Vali'nin "İstanbul'daki patlama doğalgaz kaynaklı" duyurusu.