Ziya Selçuk, son olarak Twitter’da “Tedbirlerimiz ve yüksek dikkatimizle yeni döneme eylül ayında başlayacağız inşallah. Aşı olan herkes, kendi sağlığının takipçisi ve yüz yüze eğitime başlama sürecinin destekçisidir” ifadelerine yer verdi. Çünkü artan vakalar sonrasında birkaç gündür okulların durumu tartışılıyor.
Türk Tabipleri Birliği (TTB) de Milli Eğitim Bakanlığı’nın (MEB) salgında yeni varyantlar ve yeni zirveleri de göz önüne alarak acilen bir eğitim eylem planı oluşturması önerisi yaptı. TTB’nin açıklamasında aksi takdirde okulların açıldıktan kısa süre sonra kapanacağına dikkat çekildi. Peki, okullar 6 Eylül’de açılabilir mi? Bu soruyu eğitim sendikalarına sorduk. Cevaplar şöyle:
'MEVCUTLAR AZALTILMALI'
Eğitim İş Sendikası Genel Başkanı Orhan Yıldırım, 6 Eylül’de okulların açılabilmesi için bulaş riski ve vaka sayısının eylül ayı itibariyle kabul edilebilir bir seviyede olması gerektiğine dikkat çekerek şunları dedi:
“Vaka sayılarındaki artış 3040 binli rakamlara ulaşırsa, okulların açılması konusu, Sağlık Bakanlığı ve MEB’in yeniden gözden geçirmesi gereken bir sürece girer. Eğitimciler ikinci aşısını oldu, 16 yaş üstü çocuklarımız aşılandı. Bizi endişelendiren MEB’in okullarda bulaş riskini azaltma noktasındaki hazırlık durumu.
Bununla ilgili herhangi bir çalışma yok. 54-55 bin okuldan 4’te 1’inde ikili eğitim devam ediyor. 40-50 civarında öğrencinin olduğu kalabalık sınıfların mevcudu, çocukların yoğun şekilde okulda ortak alanları kullanması bulaşı artırmada risk oluşturuyor. Tekli eğitimde bile 40’ın üzerinde öğrencinin olduğu sınıflar var. Kabul edilebilir seviye 20. Geçen yıl binin üzerinde özel okul kapandı.
Bu okulları, MEB kiralayarak sınıfları kullanabilir ve bulaş riski aşağı çekilebilir. Okullardaki yardımcı personel sayısı yetersiz. İŞKUR’dan kadro talep edilerek ihtiyaç karşılanabilir. Sağlık Bakanlığı’nın yayınladığı illere göre vaka sayılarını dikkate alarak Milli Eğitim Bakanı, örneğin “100 binde 50’nin altına düşmemiş yerlerde yüz yüze eğitime geçmeyeceğiz” diyebilir. Bu, en azından önümüzü görmemizi sağlar.”
'ÖĞRENME KAYBI OLDU'
Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı Talip Geylan ise 3 aylık bir öğrenme kaybının telafisi dahil 2 yıla tekabül ettiğine işaret ederek, okulların 1.5 yılda çoğunluklar açılmadığını bunun da hem akademik anlamda öğrenme kaybına neden olduğunu hem de çocukların sosyal ve psikolojik gelişimlerini olumsuz etkilediğini söyledi. Geylan, şunları dedi:
“En büyük temennimiz bir an önce okullarda yüz yüze eğitime geçilmesi. Bunun için salgın kontrol altına alınabilmeli. O nedenle vatandaşların tedbirlere ciddi şekilde uyması gerekiyor ama 1 Temmuz’da normalleşme adımları atıldıktan sonra sanki hayat artık normale döndü. Bu noktada aşılama önemli.
Kovid-19’a karşı tek silahımız aşı. Virüse karşı tedbirler noktasında okullarımız şu anda diğer alanlara göre en güvenli yerler. Okullarda öğretmenler, okul yöneticileri bu noktada çok titizler. Bizde asıl sorun, okul dışı ortamlar. Salgın arzu ettiğimiz seviyelere gelmezse geçen yıl olduğu gibi kademeli ve seyreltilmiş şekilde çocuklarımızı okula getiririz. Gerekirse benzer tedbirler 2021-2022’de de uygulanabilir.”