Türkiye'de derinden bir ekonomik kriz yaşanıyor. İşsizli hat safhada, alım gücü düşmüş durumda. Kiralar, faturalar ödenemiyor; insanlar ekonomik sıkıntılardan dolayı toplu halde intihar ediyor. Geçtiğimiz aylarda doların yükselmesine bağlı olarak hastanelere malzeme alınamadığı, ameliyatların yapılamadığı iddia edilmiş, AKP hükümeti bu iddiaları yalanlamıştı.
Her kurumda ekonomik krizin olduğu İstanbul Üniversitesi Rektörlüğü'nün yaptığı açıklama ile bir kez daha belegelendi. İstanbul Üniversitesi'nde günlerdir eylemler sürüyordu. Polislerin öğrencilere sert müdahalesi uzun süre konuşuldu. Rektörlük geri adım attı, öğrenciler kazandı. Rektörlük kararı iptal etti. Sabah kahvaltısı, öğle ve akşam yemekleri önceden olduğu gibi aynen devam edecek. İstanbul Üniversitesi Rektörlüğü'nün yaptığı açıklamadaki "mali sıkıntılar" denilmesi dikkat çekildi.
Mali sıkıntılardan dolayı üniversite öğrencilerin yemeklerinden kıstığını itiraf etti. Ancak yapılan açıklamada başka yerlerden kısıtlama yaparak bunun aşılacağı vurgulandı.
Geçtiğimiz yıl 2 lira 75 kuruş olan yemek ücretlerini 3 buçuk liraya çıkaran İstanbul Üniversitesi yönetimi, bu yıl da öğrencilerin 3 öğün yararlandığı indirimli yemek hakkını tek öğüne düşürüp kahvaltı öğününü de tamamen kaldırma kararı aldı.
3 buçuk liraya yedikleri yemeğin ücreti 18 buçuk liraya çıkarılan İstanbul Üniversitesi öğrencileri, rektörlüğün bu kararından sonra eylem yaptı. Kararın geri çekilmesi talebiyle yemekhane boykotu yapan öğrenciler okul içinde ve önünde yapılan eylemlerde polisin sert müdahalesiyle karşılaştı.
Ailesinin üç gün önce kayıp olduğunu dair başvuru yaptığı İstanbul Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı bölümü 3. sınıf öğrencisi Sibel Ünli’nin ise dün Samatya sahilinde cansız bedenine ulaşıldı.
Ünli’nin sosyal medya hesabından yaptığı son paylaşımında, “Bir liraya karnımı doyurabilir miyim enter. Yemekhane kartımda para kalmamış sadece bir liram var. Bir lira kırk kuruşmuş” ifadelerini kullandığı görüldü.
Sibel Ünli’nin intiharının ardından İstanbul Üniversitesi’nin kararı toplumun tüm kesimlerinde tepkiyle karşılandı. Tepkilerin ardından okul yönetimi aldığı karardan geri adım atıp eski uygulamaya geri döndü. Ancak akılarda ‘illa bir öğrencinin çaresizlikten intihar etmesi ya da günlerdir okul önünde eylem yapan öğrencilerin polisten dayak yemesi mi gerekirdi?’ sorusu kaldı.
Üniversitenin resmi Twitter hesabından ‘Önemli Duyuru’ başlığı ile yapılan açıklamada şöyle denildi:
Öğrencilerimizin taleplerini değerlendiren Rektörlüğümüz, yemekhane ile alınan kararı iptal ederek; öğrencilerimizin sabah kahvaltısı, öğle ve akşam yemeklerinin önceden olduğu gibi aynen devam etmesi kararı almıştır.
Üniversitenin yaptığı duyurunun tam metni şöyle:
"İstanbul Üniversitesi uzun bir süredir öğrencilerine sabah kahvaltısı, öğle ve akşam yemeği imkanı sunan az sayıdaki üniversitelerden birisidir. Öğrencilerimizin sağlıklı beslenmeleri için bu imkanı sunmaktan da her zaman büyük memnuniyet duymuştur.
2020 yılı başında bütçe kısıtlılığı nedeniyle hiç arzu etmediğimiz halde yemekhane ilgili yeni bir düzenleme yapma ihtiyacı hasıl olmuştur. Ancak sadece bütçe yetersizliğinden kaynaklı yeni düzenleme üzülerek ifade etmek isteriz ki, hiç de tasvip etmediğimiz bir noktaya gelmiştir.
Gelişmeleri yakından takip eden, öğrencilerimizin dilekçelerini değerlendiren ve taleplerini dinleyen Rektörlüğümüz, yemekhane ile ilgili alınan kararı iptal ederek; öğrencilerimizin sabah kahvaltısı, öğle ve akşam yemeklerinin önceden olduğu gibi aynen devam etmesi kararı almıştır.
Rektörlüğümüz öğrencilerimizin yoğun talebi üzerine bütçe harcama planını yeniden gözden geçirmiş, diğer hizmet alanlarından kısarak yemek hizmetinin aynı şekilde devamını sağlamıştır. Önceliğimiz her zaman öğrencilerimizdir; Onların güven içerisinde, sağlıklı ve huzurlu şekilde eğitimlerine devam etmeleri için elimizden gelenin en iyisini yapmaya devam edeceğiz.
Sevgili öğrencilerimize sağlıklı, başarılı ve mutlu bir eğitim hayatı diliyoruz."