AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın TÜGVA Genel Kurulu'nda yaptığı açıklamalar Türkiye'deki yolsuzluk ve yoksulluk gerçeğini bir kez daha gözler önüne serdi.
ERDOĞAN'DAN 21 YILLIK İTİRAF
Erdoğan partisi 21 yıldır iktidarda olmasına rağmen, "Yolsuzlukların olmadığı, rüşvetin olmadığı, yoksulluğun olmayacağı bir ülkeyi biz hallederiz. Şu an itibariyle de bunun hazırlığı içerisindeyiz" ifadelerini kullandı. Erdoğan'ın açıklamaları dinleyenler tarafından yoksulluğun ve yolsuzluğun bitirilmesi söylemlerini de iktidara gelirken kullanan AKP döneminde aradan geçen bunca zamanda ülkedeki sorunların çözümüne yönelik girişimde bulunulmadığının itirafı olarak yorumlandı.
AKP'li Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamasına tepki gösteren bir isim de CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Çanakkale Milletvekili Muharrem Erkek oldu.
CHP'li Erkek, Erdoğan’a Uluslararası Şeffaflık Örgütü tarafından yayımlanan "Yolsuzluğun İhracı Raporu" ile yanıt verdi.
Muharrem Erkek'in paylaştığı raporda yer alan veriler yolsuzluğun ülke toprakları ile sınırlı kalmadığını, Türkiye'nin uygulamaları ile yurt dışına da yolsuzluk ihraç ettiğini gösterdi.
CHP'li Muharrem Erkek'in "Yolsuzluğun İhracı Raporu"nu esas alarak yaptığı açıklama şöyle oldu:
"TÜRKİYE SINIFTA KALDI"
Uluslararası Şeffaflık Örgütü tarafından yayımlanan Yolsuzluğun İhracı Raporu bir kez daha bize gösteriyor ki Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi adı altındaki tek adam rejimi şeffaflıkta, yolsuzlukla mücadelede, her alanda olduğu gibi, sınıfta kaldı.
Rapor OECD Rüşvetin Önlenmesi Sözleşmesi’ne uyumu da ölçüyor. Türkiye, bu yıl da sözleşmeyle ilgili yasaları "az uygulayan/hiç uygulamaya" kategorisinde. Küresel ihracatın %1’ini gerçekleştiren Türkiye, yurt dışında rüşvet veren şirketlere karşı yalnızca 1 soruşturma başlattı.
Yaptırım uygulanan dava ise hiç olmadı. 2016–2022 döneminde, Türkiye’de sadece 1 tane soruşturma açılmış; dava ise hiç yok. Doğal olarak yaptırım da uygulanmamış.
Mafyadan 10 bin dolar rüşvet alan siyasetçinin, bizzat onu soruşturması gereken bakan tarafından korunduğu ülkemizde, kamu yönetimine ve siyasetçilere güven nasıl sağlanacak? Türkiye’de yolsuzlukla mücadelede, etik konusunda mevzuat eksikliğini her seferinde vurguluyoruz.
Bu eksiklikler OECD Rüşvetle Mücadele Çalışma Grubu tarafından da defalarca belirtilmiş. Böyle bir sistemde güven erozyonu engellenebilir mi? Ekonomi düzelebilir mi? Uluslararası arenada ülkemiz itibar sahibi olabilir mi? İlk seçim sonrası bu duruma son vereceğiz.
Hemen çıkaracağımız kanunlardan biri Siyasi Etik Kanunu olacak. Avrupa Birliği Müktesebatı ve ilkeleri ile Avrupa Konseyi Yolsuzluğa Karşı Devletler Grubu’nun (GRECO) da önerileri dikkate alınarak yolsuzlukla etkin mücadele edecek mekanizmaları kuracağız.
Kamu alımları ve ihalelerde rekabeti ortadan kaldıran, ihaleyi istisna, keyfiliği kural haline getiren, yolsuzluk kapısını açık tutan istisna ve muafiyet hükümleri kaldırılacaktır. Ülkemizi her alanda ayağa kaldırmaya kararlıyız.