CHP Mersin Milletvekili Ali Mahir Başarır, muhalif basın çalışanlarına yönelik yapılan baskıların, haksız uygulamaların nelerden kaynaklandığını; gazetecilerin “basın hürriyeti” çerçevesinde haklarının nasıl korunacağını ve demokratik hukuk devletlerinde olması gerektiği gibi ülkemizde de özgür basının nasıl inşa edileceğini tespit etmek ve tüm yönleriyle incelemek amacıyla Meclis Başkanlığı’na araştırma komisyonu kurulması talebi ile önerge verdi.
'VEKİLİN AÇIKLADIĞI HABER NEDENİYLE TUTTUKLAMAK HUKUKA AYKIRI'
Başarır önergesinde ODA TV'de çıkan haberin daha önce İYİ Parti Milletvekili Ümit Özdağ tarafından dile getirildiğini hatırlatarak, "Bir milletvekili tarafından ifade edilmiş bir haber hakkında gazetecileri suçlamak ve tutuklamak; akla ve hukuka aykırıdır. Durum böyle olunca, ister istemez konudan haberdar olan insanların akıllarına, 'yaşananların arkasında başka hedefler mi var?' sorusu gelmektedir" ifadelerini kullandı. Başarın AKP iktidarın boyunca basının sindirilmeye çalışıldığını ekleyerek, "Bu nedenledir ki Türkiye, “Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi”nde 180 ülke arasından 157. sırada yer almaktadır" ifadelerinin altını çizdi.
İşte o önerge:
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA
Çağdaş, demokratik sistemlerde, halkın; ülkede olup bitenlerden, devlet yaşantısında gelişen olaylardan haberdar olma hakkı vardır. Basının kamusal olarak görevi de halkın haber alma özgürlüğünü sağlamaktır. Bunu sağlarken, verilen haberin yanı sıra kendi düşünce ve ifadelerini de yazma hakları vardır. Demokratik hukuk devletlerinde olmazsa olmazlardan biri de mevcut iktidarın, basın özgürlüğünün ülkede var olmasını sağlamasıdır.
Ne yazık ki ülkemizdeki mevcut iktidar, bırakın basın özgürlüğü kavramını sağlamayı aksine kendine muhalif basını susturmaya yönelik her türlü yaptırımı sergilemektedir.
Yüzbinlerce kişinin takip ettiği Oda TV’nin haber müdürü ve yazarı Barış Terkoğlu’nun “istihbarat faaliyetiyle ilgili bilgi ve belgeleri ele geçirmek, ifşa etmek” suçlamalarıyla, sabaha karşı apar topar evinden alınıp, jet hızıyla mahkemeye sevk edilip ve oradan tutuklama kararı ile birlikte Silivri Cezaevi’ne gönderilmiştir. Üstelik daha önce basına yansımış bir haber için bu tutuklamaya gazeteci Hülya Kılınç ile birlikte maruz kalmıştır. Daha önce basına yansımış ve bir milletvekili tarafından ifade edilmiş bir haber hakkında gazetecileri suçlamak, tutuklamak; akla, mantığa ve hukuka aykırıdır. Durum böyle olunca, ister istemez konudan haberdar olan insanların akıllarına, “yaşananların arkasında başka hedefler mi var?” sorusu gelmektedir.
Aynı konuda Oda TV’nin bir başka yazarı Barış Pehlivan’da tutuklanma talebiyle mahkemeye sevk edilmiş ve tutuklanmıştır. Oda TV internet haber sitesine Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) tarafından erişim yasağı da getirilmiştir.
Yine ardından mevcut iktidarı yazılarıyla ve haberleriyle eleştiren gazeteci Murat Ağırel’in şüpheli sıfatıyla ifadesinin alınması için adliyeye çağırılması gündeme gelmiştir. Ülkemizde gazetecilerin uğramış olduğu haksızlıkları saymakla bitiremeyiz.
Kısaca AKP iktidarları döneminde ülkemizde muhalif basına, muhalif gazetecilere yönelik baskılar, gözaltılar, tutuklamalar olağanüstü artmış ve sindirme politikaları alışkanlık haline gelmiştir.
Bu nedenledir ki Türkiye, “Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi”nde 180 ülke arasından 157. sırada yer almaktadır.
Basının susturulması, aynı zamanda halkın susturulması, özgürlüğünün kısıtlandırılması anlamını taşımaktadır. Ülkemizde, özelikle muhalif basın çalışanlarına yönelik yapılan baskıların, haksız uygulamaların nelerden kaynaklandığını; gazetecilerin “basın hürriyeti” çerçevesinde haklarının nasıl korunacağını ve demokratik hukuk devletlerinde olması gerektiği gibi ülkemizde de özgür basının nasıl inşa edileceğini tespit etmek ve tüm yönleriyle incelemek amacıyla Anayasamızın 98. TBMM İç Tüzüğü’nün 104 ve 105. maddeleri gereğince Meclis Araştırma Komisyonu kurulmasını arz ve talep ederiz.
Ali Mahir Başarır
Mersin Milletvekili