Gündem Bilim Teknoloji Spor Dünya Ekonomi Siyaset Sağlık Eğitim Kültür Sanat Magazin Yaşam Reklam Künye Gizlilik Sözleşmesi İletişim
Yazılım ve Tasarım: Bilgin Pro © 2024KRT TV Tüm Hakları Saklıdır

Nagehan Alçı şimdi de 19 Mayıs'ı hedef aldı

Habertürk yazarı Nagehan Alçı, ilginç bir yazı kaleme aldı. Alçı, "19 Mayıs esasen diğer milli bayramlar gibi ilk dönemlerden itibaren mihenk taşı kabul edilen bir tarih olmamıştır." dedi.

Nagehan Alçı, bugünkü "19 Mayıs bugün milat ama Atatürk’ün sağlığında resmi bayram bile değildi" başlıklı yazısında, “Atatürk’ü anma, Gençlik ve Spor Bayramı” adını alması ise 12 Eylül’den sonra, darbe yönetiminin çıkardığı bir kanunla 1 Ekim 1981’de olmuştur." ifadelerini kullandı.

İşte Nagehan Alçı'nın yazısı:

19 Mayıs 100. yıldönümü olması nedeniyle bu kez çok görkemli ve geniş katılımlı bir törenle kutlandı. Muhalefet liderlerine de davetiye gönderilmesi ve Kemal Kılıçdaroğlu ile CHP’nin önde gelen isimlerinin katılım göstermesi normalleşme adına çok doğru adımlar.
19 Mayıs 1919 ruhu tüm toplumu kucaklayan bir ruhtu. Milli Mücadele başlarken Mustafa Kemal, Kürtleri ve dindarları dışlamayan, tüm milleti kapsayan ve kucaklayan bir liderdi.

Ancak çok ilginçtir, bugün Milli Mücadele’nin başlangıcı kabul edilen ve en önemli gün olarak benimsenen 19 Mayıs esasen diğer milli bayramlar gibi ilk dönemlerden itibaren mihenk taşı kabul edilen bir tarih olmamıştır. Atatürk’ün sağlığında resmi bayram kabul edilmemiştir. Mustafa Kemal 19 Mayıs’ın resmi olarak Gençlik ve Spor Bayramı olarak kutlanmasını görmeden öldü.

19 Mayıs elbette önemli bir gündür ancak önemini bizzat Atatürk, 1927’de mecliste yaptığı Nutuk konuşmasında atfetmiştir. O zamana kadar bu tarih üzerinde durulan, milat kabul edilen bir tarih değildi.

İLK KEZ 1927’DE MECLİS'TE NUTKU OKURKEN...

Mesela 23 Nisan 1920’de Meclis’te bayram ilan edilmişti. 29 Ekim’in Cumhuriyet Bayramı olarak kabul edilmesi de 19 Nisan 1925’te gerçekleşmişti. Aynı şekilde 30 Ağustos da 1926’da bayram oldu. Yani bugün önemli mili bayramlarımızın tümü o tarihlerde resmileşmişti ancak 19 Mayıs bunlar arasında değil.

15-20 Ekim 1927’deki Cumhuriyet Halk Fırkası Kurultayında Mustafa Kemal, Büyük Nutku okurken “19 Mayıs 1919’da Samsun’a çıktım” ifadesini kullandı. İşte bugün ile ilgili milli çapta farkındalık böylece ortaya çıktı.

Bazı tarihçilere göre Atatürk bir galip olarak bizzat yazdığı tarihte, mücadelesinin başlangıcı diye 19 Mayıs’ı işaret etmese, mesela Amasya Tamimi ya da Erzurum veya Sivas Kongresi dese bugün tarihin dönüm noktası diye 19 Mayıs’ı anmıyor olabilirdik.

Kazım Karabekir’i dinleyecek olsak bu tarih Karabekir’in Trabzon’a ayak bastığı 19 Nisan’dır mesela… Hatta Karabekir “Nutuk’a Cevaplar” adlı kitabına “19 Nisan 1919’da Trabzon’a çıktım” diyerek başlamış ve Mustafa Kemal’i Şişli’deki evinde 11 Nisan 1919’da ziyaret edip, mücadele için Anadolu’ya geçeceğini söylediğini, Mustafa Kemal’in ise “İyi fikir, ben de sonra katılırım” dediğini ileri sürmüştür. Elbette bu iddialar Karabekir ile Atatürk arasında sonradan doğan büyük ve bitmeyen husumete de bağlanabilir.

Sonuçta Atatürk, Osmanlı Ordusu’nun Pontus Rum çeteleri ve Türk çeteleri arasındaki çatışmaları bastırmak ve Karadeniz’de güvenliği sağlamak amacıyla Padişah tarafından 9. Kolordu Müfettişi olarak görevlendirilerek ekibi ile Bandırma Vapuru’na binip Samsun’a doğru yola çıkar.

Mustafa Kemal’in Nutku okumasına kadar 19 Mayıs Samsunluların Gazi Günü diye kutladıkları bir gündü. Gençlikle bir bağlantısı henüz kurulmamıştı. O bağlantı Beden Terbiyesi Başmüfettişi Selim Sırrı Tarcan’ın dönemin Maarif Vekili Mustafa Necati Bey’e telkini nedeniyle işin içine beden eğitiminin katılması ile oldu.

1928’den itibaren tam olarak o gün olmasa da mayıs ayında yapılan beden eğitimi şenlikleri başladı. Beden eğitimine bu merak dönemin savaş atmosferinden kaynaklanıyordu ve Türkiye’ye özgü değildi. Almanya’da da gençlerin önemi ve zinde ve güçlü gençlik fikri vurgulanmaktaydı. Bu eğilimin yansımasıydı beden eğitiminin öne çıkması…

1935’TE ATATÜRK SPOR GÜNÜ

Mesela 1931, 32, 33 ve 34’te 19 Mayıs “Mektepler Bayramı” adıyla tatil olarak gösterilmiş bir gün. Ancak yine de hâlâ resmi bayramlar arasında yok…

İlk kez 24 Mayıs 1935’te “Atatürk Spor Günü” adı altında etkinlikler yapıldı. İstanbul’da, Fenerbahçe Stadı’nda Beşiktaş’ın desteği ile yapılan etkinlik cumhuriyet tarihinin en görkemlilerinden biriydi. İstanbul’da yaklaşık 25 bin kişi katıldı.

19 Mayıs’taki ilk kutlama ise 1936’daydı. Ancak bu kez de ismi “Jimnastik Günü”ydü.

Kısacası Atatürk’ün ömrünün son dönemlerine geldiğimizde de resmi bayram olarak kutlanan bir 19 Mayıs görmüyoruz. Hatta 1938’in yani Mustafa Kemal’in vefatının 6 ay öncesinin 19 Mayısında Milli Mücadelenin 20. Yıldönümü yazıyor fakat hâlâ bayram ibaresi yok. İşte o gün, Hatay için yola çıkmadan önce Mustafa Kemal bir konuşma yapıyor ve ilk kez o konuşmada yani hayatının son 19 Mayısında bu günü Türk Gençliğine armağan ediyor. Meclis'te 19 Mayısın milli bayram olması kanun teklifi ancak bu konuşmadan sonra, 20 Haziran 1938’de gerçekleşmiştir.

“Atatürk’ü anma, Gençlik ve Spor Bayramı” adını alması ise 12 Eylül’den sonra, darbe yönetiminin çıkardığı bir kanunla 1 Ekim 1981’de olmuştur.

Atatürk günah çıkarma aracı değildir!

Maalesef Mustafa Kemal bu ülkede her türlü kabahatin üzerini örtmek için bir tül gibi kullanılabiliyor. Sanki Atataürkçü olmak her suçu, her ayıbı telafi edermiş gibi bir hava yaratılıyor.

Bugün baktım, Sıla’ya uyguladığı şiddet nedeniyle mahkemeden ceza alan Ahmet Kural sosyal medyada en Atatürkçü paylaşımları yapmış. Dayakçıların Atatürk istismarından bıktık artık!

***

Fırsatçılık yapanlara dikkat!

19 Mayıs’ın büyük etkinliklerle anılması elbette anlamlı ve güzel. Ancak bakıyorum bir kısım medya, hükümete yaranmak için yaptıklarının yarattığı tepkiyi örtmek adına Kemalizm propogandasına sığınıyor. Atatürk’e kutsiyet atfeden, peygamber muamelesi yapan yazılar ortalıkta dolaşıyor.

Ortak bir değer olan Mustafa Kemal’i ve Milli Mücadele’yi anma bahanesi ile eski yasakçı ortamı normalleştirmeyi, Atatürk’ü eleştirilemez ve resmi tarihin dışına çıkılarak konuşulamaz hale getirmeyi son derece yanlış ve tehlikeli buluyorum.

İlginizi Çekebilir
SONRAKİ HABER