Deprem uzmanı Prof. Dr. Naci Görür, sosyal medya hesabından dikkat çekici paylaşımlarda bulundu.
Prof. Dr. Naci Görür’ün paylaşımlarının tamamı ise şöyle:
Arkadaşlar, herkes doğal olarak depremde az can kaybı olmasını arzu eder ve bu doğrultuda konuşanlara da daha meyilli olur. Bu söylemler idarecilerin de hoşuna gider.
Belirli amaçlarla kimi yazılımlar kullanılarak böyle senaryolar oluşturmak mümkün. Bilgisayar ve yazılım sevdalıları bizim mantığa dayalı parmak hesabımızı pek sevmezler. Doğa da bilgisayarı sevmez.
Şimdi ben size parmak hesabı ile bir hesap yapayım siz makul olup olmadığına karar verin: İstanbul'da beklenen depremde çok ağır hasar görecek bina sayısının 59 bin olduğu söyleniyor.
Can kayıpları en fazla bu binalardan çıkacaktır. Ben desem ki bu 59 bin binanın 49 bininde de hiç kimsenin burnu kanamasın, geriye 10 bin bina kalır.
TEHLİKENİN BÜYÜKLÜĞÜNÜ ANLATMAK İSTEDİM
Şimdi kabul edelim ki bu 10 bin binada yaşayan insanların can güvenliği yok. Hepsi ölebilirler demiyorum ama en büyük tehdit altında bu insanlar olacaktır.
Her bir binayı 5 kat ve her katı 2 daire kabul eder ve her dairede 4 kişinin yaşadığını düşünürsek 400 bin insanın can güvenliği yok demektir. Bu hesabın neyi yanlış. Yazılımın ve senaryon olsa n olur, olmasa n olur.
Ben bu hesabımda hiç bir zaman bu insanların tümünün ölebileceğini söylemedim ama tehlikenin büyüklüğünü anlatmak istedim. Tehlikenin büyüklüğünü bilmeden önlem alamazsınız. Sevgiyle.
“100 BİN CİVARINDA KİŞİ CİDDİ ETKİLENECEK”
Öte yandan Gazi Üniversitesi Deprem Mühendisliği Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Samet Arslan, Düzce’nin Gölyaka ilçesinde meydana gelen 5.9 büyüklüğündeki depremin İstanbul depremini tetikleyip tetiklemeyeceği konusunda yorum yapmanın erken olduğunu belirtti.
Prof. Dr. Arslan, “İstanbul depremi öyle ya da böyle olacak. İstatistik ve bilimsel olarak bakarsak İstanbul depremi için zaman doldu. Gözümüzü yummanın anlamı yok, gerçekle yüzleşmek lazım. İstanbul depremi dünden daha yakın” dedi.
Prof. Dr. Arslan, böyle bir deprem olduğunda fay hattına yakın bölgelerin depremi daha şiddetli hissedeceğine işaret ederek, şöyle konuştu:
İstanbul’un güney sahilinin 5 kilometrelik bir bandı, adaların karşısından başlayacak şekilde, Marmara Ereğlisi’ne kadar hatta o bölgenin depremden ciddi şekilde etkileneceği ortaya çıkıyor. Bu sonucu nereden çıkartıyoruz?
Özellikle Avrupa yakasındaki zemin özellikleriyle ilgili bir durum bu. Zeminin yumuşak olduğu yerlerde; Düzce bunlardan biridir, buralarda depremin şiddeti çok daha yüksek hissediliyor.
Zeminin kayalık olduğu yerlerde az hissedersiniz. Bu bölgelerde çok ciddi hissedilmesini bekliyoruz.
Bu bölgede en az 30 bin binanın ciddi etkileneceği, 100 bin civarında vatandaşın da ciddi etkileneceği gözüküyor.
Depremin kendisi felaket değil, içinde bulunduğunuz ortamın sağlam olması ya da olmaması asıl felaket