Beykoz Belediyesi Cumhurbaşkanı’nın aile üyelerine ve yakınlarına kamu kaynaklarını bilabedel sunmasının yanında kaçak inşaatlarına da yasal kılıf uydurmada sınır tanımıyor. Berat Albayrak’ın Nun Okulları’nın ormanın içinde binlerce ağaç kesilerek yapılmasına, halka sosyal dinlenme alanı amacıyla yapılan Alibahadır Mesire Alanı’ndaki tesisleri Bilal Erdoğan’ın Okçuluk Vakfı’na, Kavacık’ın en gözde arazisini kat karşılığında Sağlık Bakanlığı eski Müsteşarı Eyüp Gümüş’e bağışlayan Beykoz Belediyesi, Göksu’daki I. derece arkeolojik kazı alanında yapılan Remzi Gür’e ait “Qadraj Cafe” hakkındaki yıkım kararlarını uygulamadığı gibi Çevre Bakanlığı kanunun şartlarına uymadığı halde imar barışından yararlandırdı.
İmar barışından faydalanması için kanunun yürürlük tarihinden önce inşaata başladığı belirtilen yerde, ilgili tarihlerin uydu görüntüleri bina olduğunu yalanlıyor.
'MÜZE YAPACAĞIM' DEDİ
Müdürlüğü’nden “Remzi Gür Müzesi” yapacağım vaadiyle kiraladığı Anadolu Hisarı Göztepe Mahallesi 5 Parsel, 51 Ada ve 15. Pafta üzerindeki arazi üzerinde 2018 yılında kaçak kafe yapımına başlandı. AKP eski İl Yönetim Kurulu üyesi Sadettin Çay ile AKP Beykoz İlçe Yönetim Kurulu üyesi Resul Rençber tarafından başlatılan kafe inşaatı, arazinin 1. Derece SİT alanı kapsamında olması ve söz konusu arazide tescilli Göksu Kasrı’nın yıkıntılarının bulunması nedeniyle konu önce “Dobs Beykoz” adlı yerel gazetede kamuoyunun gündemine geldi. Gazete’nin 1 Temmuz 2018 tarihli nüshasında kaçak yapı haberlerinin çıkmasından bir gün sonra ise CHP Beykoz İlçe Meclis üyeleri konuyu meclis gündemine taşıdı ve soru önergesi verdi. O ana kadar anacadde üzerindeki kaçak yapıyı “farketmemiş” olan Beykoz Belediyesi Yapı Kontrol Müdürlüğü, hemen kaçak binayı mühürledi ve mühürlenme gerekçelerine ilişkin mendil büyüklüğnde küçük bir tabelayı inşaatın görünmez bir kolonuna astı. Ancak ilginç olan mühürleme işlemi 2 Temmuz 2018 tarihinden sonra yapılmasına karşın mühür kararının üzerindeki tarih 27 Haziran 2018’i gösteriyordu. Yani mühür zaptının üzerine önceden mühürlenmiş gibi bir hafta öncesinin tarihi atılmıştı.
Ruhsatına aykırı olduğu için mühürlenmiştir. İskân edilemez. Yapımına devam edildiği takdirde sahibi varsa müteahhidi ve çalışanları hakkında Cumhuriyet Savcılığı’na suç duyurusunda bulunulacaktır. Ayrıca ilgili yasalar gereğince gerekli işlemler yapılacak ve meydana gelebilecek her türlü sorumluluk ilgililerine aittir” uyarılarında bulunan mühür zaptına rağmen, kafe inşaatı aralıksız sürdü.
Beykoz Belediyesi’nin Yapı Kontrol Müdürlüğü’nün sorumluluğu üzerinden atmak için inşaat hakkında Kültür ve Tabiat Varlıkları Koruma Kurulu’na konu hakkında şikâyette bulunması üzerine İstanbul 6. No’lu Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu 30 Ocak 2019 tarihinde söz konusu arazide bulunan izinsiz ve ruhsatsız yapılar hakkında 2863 sayılı yasanın 16 ve 65. maddeleri uyarınca suç duyurusunda bulunulmasına, parselin izinsiz ve ruhsatsız yapılardan ivedilikle arındırılması, kurulun izni olmadan parselde herhangi bir inşai faaliyette bulunulamayacağı yönünde karar aldı.
Belediyenin ve Koruma Kurulu’nun yıkım kararları yok sayılarak inşaat faaliyetleri olanca hızıyla sürdü. Sonuçta Qadraj Cafe hizmete açıldı. Cafe’nin hizmete açılabilmesi için gereken işletme ruhsatını da tabii ki Beykoz Belediyesi verdi.
RUHSATTAN SONRA İMAR BARIŞINA SOKULDU
Qadraj Cafe’ye yapılan kıyak bu kadarla da sınırlı kalmadı. Kaçak yapılara yasal statü kazandırılması için İmar Barışı hızır gibi imdada yetişti. Ancak bir sorun vardı. Bir kaçak yapının İmar Barışı adı verilen 7143 sayılı kanundan yararlanması için söz konusu yapının 31 Aralık 2017 tarihinden önce yapılması gerekiyordu. Oysa Qadraj Cafe’nin inşaatı daha 27 Haziran 2018’de mühürlenmesine rağmen sürüyordu. 2018’de yapılan 2019’da faaliyete geçen kaçak kafe için Vakıflar Bölge Müdürlüğü imar affı başvurusunda bulundu. Sanki 31 Aralık 2017 tarihinden önce yapılmış ya da o arazide mevcut yapılar varmış da tadilatı yapılmış gibi işlem yapılarak Beykoz Belediyesi tarafından “Yasal Mevzuata uygun olarak taşınmaz statüsü”ne kavuşturuldu. Asıl ilginç olan, araziyi kiralayan Remzi Gür ya da kafe yapmaları için kiraladığı araziyi tahsis ettiği kafenin sahipleri değil de Vakıflar Bölge Müdürlüğü’nün imar barışı istemesi. Bir başka ilginç konu da, imar affının işlemleri inşaatın mühürlenmesinden önceki tarihe rastlaması.
