Odatv Ankara Haber Müdürü Müyesser Yıldız ile TELE1 Ankara Temsilcisi İsmail Dükel, haklarında başlatılan “askeri casusluk” soruşturması nedeniyle 3 gün gözaltına alındı.
Yıldız’a, yaptığı telefon görüşmelerini haberleştirmediği nedeniyle “askeri casusluk” suçunu işlediği suçlaması yöneltildi.
SORUŞTURMA NASIL BAŞLADI
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nın yürüttüğü soruşturma, 2019 yılında Hulusi Akar'ın bulunduğu Milli Savunma Bakanlığı'nın şikayetiyle başlatıldı. Soruşturma kapsamında Yıldız'ın telefonu dört ay boyunca dinlendi.
15 TEMMUZ DAVALARI
Müyesser Yıldız, 15 Temmuz darbe girişiminin ardından açılan Ankara’daki davaların hemen hepsini yakından takip etmişti. Bazı duruşmaları izleyen Yıldız’dan başka izleyen gazeteci olmuyordu. Duruşmalar, duruşmalarda verilen kararlar, sanıkların ifadeleri medyada haber olmazken, Türkiye, Yıldız’ın haberleriyle davalarda yaşananları öğreniyordu.
Müyesser Yıldız’ın 15 Temmuz davalarına ilişkin dosyalardan yaptığı haberler çok ses getiriyordu. Öyle ki Müyesser Yıldız, 15 Temmuz davalarında FETÖ’cü kimi sanıkların sözlü tacizine uğruyor, davalarda ismi saklanan kimi isimleri de gündeme getiriyordu.
15 Temmuz FETÖ darbe davalarında, kamuoyunun kafasındaki birçok soru işaretine yanıt, yine Müyesser Yıldız’ın yazıları ile gün ışına çıkmıştı.
Davalarda FETÖ’cülerin hedefi olan Müyesser Yıldız, davaları yazdığı için de iktidar kanadından ve FETÖ ile irtibatlı olan birçok ismin de hedefi haline geldi.
HULUSİ AKAR, YILDIZ’A DAVA AÇMIŞTI
Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Müyesser Yıldız’a 2018 yılında 250 bin TL’lik tazminat dava açmıştı. Hulusi Akar’ın açtığı davaya konu olan haber ise, Müyesser Yıldız’ın “Devletin en muteber” gizli tanığı olan kod adı “Abdullah”ın FETÖ Kara Havacılık davasındaki ifadesiydi.
Akar sadece bu habere değil, Yıldız’ın kaleme aldığı ve kendisini eleştirdiği çok sayıda yazıya da dava açmıştı.
Hulusi Akar, uzun dava dilekçesinde kendisini eleştiren Müyesser Yıldız'ın yazılarını, “Kişisel husumete ve kine” bağlamıştı.
Müyesser Yıldız da, Akar’a 5 liralık tazminat davası açmıştı. Her iki dava da birleştirilmişti.
Müyesser Yıldız davada yaptığı savunmada şu ifadeleri kullanmıştı:
“37 yıllık gazeteciyim. Bugüne kadar değil hakaret davası açılması, hiçbir haberime tekzip veya yalanlama dahi gelmedi. Ben, TSK’ya kumpas kurulurken askerlerimize sahip çıktım ve onları savundum. Bunun bedelini de Silivri Cezaevi’nde yatarak ödedim. TSK’ya kimsenin hakaret etmesine izin vermem. Sayın Akar kendisine ‘kin, nefret, husumet’ beslediğimi ifade ediyor. Tanımam, bilmem. Dili dilime, eli elime değmemiştir. Sadece şehit cenazelerinde ve televizyonlarda gördüğüm birisidir. Silah arkadaşı, mevkidaşı değilim. Makamında gözüm yok ki husumetim olsun. Ben sadece ülkemize yaşatılan 15 Temmuz travmasının ortayı çıkması için çalışıyorum, çalışmaya da devam edeceğim.”
SONUÇTA NE OLDU
Akar’ın açtığı davanın sonucu ne oldu? 5 Mart’ta mahkeme, Müyesser Yıldız’ı 7 bin 80 TL adli para cezasına çarptırdı, hükmün açıklanması da geriye bıraktı.
2011 yılında FETÖ’nün Odatv kumpasıyla aylarca hapis yatırılan Müyesser Yıldız, mahkemenin tazminat kararından 3 ay sonra, Hulusi Akar’ın şikayeti sonucunda bu sefer “askeri casusluk” suçlamasıyla gözaltına alındı. Gerekçe ise, Müyesser Yıldız’ın bu kez yazmadıkları oldu.
Hükümete yakın Sabah’ın haberine göre, Müyesser Yıldız, kişisel telefonunda yaptığı görüşmelerde, bir astsubayla konuşmasını yazmadığı için “askeri casusluk” suçlaması ile gözaltında.
15 Temmuz darbe girişiminin bilinmeyenlerini açığa çıkardığı için Hulusi Akar tarafından 250 bin Türk Lirası tazminat davası açılan Müyesser Yıldız, bu kez telefon konuşması yaptığı ve yazmadıkları nedeniyle yine Hulusi Akar’ın başında olduğu Milli Savunma Bakanlığı’nın şikayeti ile gözaltında.
MÜYESSER YILDIZ GÖZALTINDAYKEN UYARDI: DEVLETİN EN MAHREM BİLGİLERİNİ 15 TEMMUZ FETÖ DAVALARINA KİM GÖNDERDİ?
Avukatı aracılığıyla açıklamada bulunan gözaltındaki Müyesser Yıldız, “askeri casusluk” iddiasına ve AKP’ye yakınlığıyla bilinen Sabah gazetesinin hakkında yaptığı haberlere yanıt verdi.
Müyesser Yıldız, “Askeri casusluk önemli bir konudur. Bu suçlamada bulunan MSB ve medyaları, darbe davalarının ek klasörlerine TSK'nın en mahrem hangi bilgilerinin konduğuna bir baksınlar. Bu mahrem bilgileri satır satır okumuş bir gazeteci olarak tek birini bile yazmadığım gibi, o mahrem bilgilerin orada ne aradığını sorguladım. Şimdi soruyorum; devletin bu mahrem bilgilerini ek klasörlere sansürsüz bir şekilde gönderen görevlilerin yaptığı iş ve işleme ne denir” diye belirtti.
“KEŞKE HULUSİ AKAR BENİ TAKİPTE GÖSTERDİĞİ HASSASİYETİ…”
Hulusi Akar’ın başında olduğu Milli Savunma Bakanlığı’nın şikayeti ile gözaltına alınan Yıldız, “Yine iddialara göre şikayetçi MSB imiş. Eğer doğruysa; keşke sayın Hulusi Akar beni takipte gösterdiği hassasiyeti, Genelkurmay Karargahı'nda görev yapan ve ona en yakın olan komutanlar konusunda göstermiş olsaydı da Türkiye 15 Temmuz felaketini yaşamasaydı” ifadelerini kullandı.
Gözaltındaki Müyesser Yıldız’ın açıklaması şöyle:
“Yargımızın amiral medyası Sabah'ın yazdığına göre askeri casusluk yapmakla suçlanıyoruz. Dün Kozmik Oda'dan, devletin tüm mahrem bilgilerinin alınmasını alkışlayan ve bu mahrem bilgilerin bir yerlere gidip gitmediğini sorgulamaktan ısrarla imtina edenlerin, keza Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin savaş planları gazetelerde çarşaf çarşaf yayınlanırken ‘Türkiye bağırsaklarını temizliyor’ diye alkışlayanların, bugün TSK'nın namusunu ve mahremini düşünüyor olmalarından ve taa o zamandan beri bizim durduğumuz çizgiye gelmiş olmalarından memnuniyet duyuyorum. İnşallah hep böyle devam ederler. Konjonktürel bir şekilde önce FETÖ destekçisi, sonra FETÖ karşıtı veya önce PKK destekçisi, sonra PKK karşıtı oluşları gibi bir tavır takınmazlar.
Yine iddialara göre şikayetçi MSB imiş. Eğer doğruysa; keşke sayın Hulusi Akar beni takipte gösterdiği hassasiyeti, Genelkurmay Karargahı'nda görev yapan ve ona en yakın olan komutanlar konusunda göstermiş olsaydı da Türkiye 15 Temmuz felaketini yaşamasaydı.
Şu ana kadar hiç değinemedim: İsmail Dükel namuslu bir gazeteci arkadaşımdır. Belki inanmayacaklar; ama kendisiyle en az 10 yıldır, değil yüz yüze, telefonla bile görüşmüşlüğüm yoktur. (her tür kayda ulaşabilen Abdurrahman Şimşek'e sorulabilir) Bizden nasıl bir örgüt çıkaracaklar? Sadece, onun ve Emre Kongar hocamız ile Merdan Yanardağ'ın yaptığı programlardan muktedirlerin rahatsız olduğunu görüyor, biliyoruz. Bu yüzden para cezaları yağdırdılar; yetmedi, gözdağı için İsmail'e de böyle bir suçlama yönelttiler.
Son olarak, askeri casusluk önemli bir konudur. Bu suçlamada bulunan MSB ve medyaları, darbe davalarının ek klasörlerine TSK'nın en mahrem hangi bilgilerinin konduğuna bir baksınlar. Bu mahrem bilgileri satır satır okumuş bir gazeteci olarak tek birini bile yazmadığım gibi, o mahrem bilgilerin orada ne aradığını sorguladım. Şimdi soruyorum; devletin bu mahrem bilgilerini ek klasörlere sansürsüz bir şekilde gönderen görevlilerin yaptığı iş ve işleme ne denir?
Ankara Terörle Mücadele nezarethanesinden Silivri'deki Barış'lara, Hülya Kılınç'a ve Murat Ağırel'e kucak dolusu sevgiler.”
"DİMDİK AYAKTAYIM"
Müyesser Yıldız, sosyal medya hesabı aracılığıyla da bir mesaj iletti.
“Mesele bizim meselemiz değil hepimizin. Susturulmak istenen hepimiziz” diyen Yıldız, birlik ve beraberlik çağrısı yaptı.
Mesajına “Sizlerin verdiği güçle dimdik ayaktayım” diyerek başlayan Yıldız, “Merak etmeyin. Midem kazınsa da omurga sağlam” ifadelerini kullandı.
Dün grup toplantısında konuşan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “Su vermiyorlar Müyesser Hanım'a su? Hayat bu su ya. Sen nasıl vermezsin? Tanırsınız herhalde, öyle kilolu bir insan da değil” ifadelerini kullanmıştı. Yıldız'a, gözaltına alındığı saatten yemek saatine kadar su verilmemiş bunu protesto ederek ifade vermeyi ve yemek yemeyi reddetmişti.
Oda TV'de yer alan habere göre işte Müyesser Yıldız’ın o mesajı: