Sanatçı Müjde Ar, yıllar önce seslendirdiği bir şarkıda geçen ifadeler nedeniyle hedef alınan Sezen Aksu ve Aksu’ya destek verenleri “dillerini keseceğiz, kafalarına sıkacağız, inlerinde hepsini ezeceğiz” sözleriyle tehdit eden 15 Temmuz Şehitleri Platformu Başkanı Erol Bulut hakkında, “tehdit, halkı kin ve düşmanlığa tahrik etmek” gerekçesiyle suç duyurusunda bulundu.
T24'ten Gökçer Tahincioğlu'nun haberine göre, Müjde Ar’ın avukatları tarafından savcılığa sunulan 1 Şubat tarihli suç duyurusunun üzerinden yaklaşık 2 ay geçmesine rağmen henüz bir işlem yapılmadı.
Sanatçı Müjde Ar’ın avukatları İlhan Cihaner ve Mustafa Ateş’in İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na verdikleri 1 Şubat 2022 tarihli dilekçede, şöyle denildi:
“Müvekkil Müjde Ar, uzun yıllardır sanat ve kültür dünyası içerisinde yer alan, kültürel, sanatsal, toplumsal ve siyasal sorunlara duyarlı, ülkemizin tanınan ve önde gelen sanatçılarından birisidir. Müvekkil katıldığı bir televizyon programında, ülkemizin bir diğer önde gelen sanatçılardan birisi olan Sezen Aksu'nun seslendirdiği bir parçada yer alan sözler nedeniyle sanatçı Sezen Aksu'yu hedef alan en üst düzey siyasi baskı ve tehdit ile aynı siyasal ve toplumsal çevreden yükselen hakaret ve tehdit içerikli saldırılar karşısında, sanatın çok hızlı bir biçimde gündelik siyasi çekişmelerin ve kutuplaşmanın tarafı yapılmamasını, sanatçının sahip olduğu ifade özgürlüğünün çok daha geniş yorumlanması gerektiğini, sanatı ve sanatçıyı koruyan ve ifade özgürlüğünü güvence altına alan Anayasal ve uluslararası sözleşme normlarını hatırlatarak, Sezen Aksu'nun ve sanat dünyasının yanında olduğunu bildirdiği bir destek açıklamasında bulunmuştur.
"EROL BULUT'UN AÇIKLAMALARI SUÇ"
Sezen Aksu'ya yönelen siyasi baskının bir sonucu olarak aynı siyasi çevrelerle ilişkili toplumsal kesimlerden organize bir biçimde tepkiler yükselmiştir. Bu tepkilerin bir parçası olarak Sezen Aksu hakkında şikayet dilekçeleri verilerek cezalandırılması talep edilmiştir. Sezen Aksu'yu şikayet edenler arasında "15 Temmuz Gazileri Platformu" başkanı Erol Bulut da yer almıştır.”
Dilekçede, Bulut’un 22 Ocak 2022 tarihinde yaptığı basın açıklamasında şu ifadeleri kullandığı anımsatıldı:
“...Onlara laf söyleyenlerin dillerini keseceğimizi buradan ilan ediyoruz. İçişleri Bakanımızın da dediği gibi, beyinlerine sıkacağız, kafalarına. İnlerinde hepsini ezeceğiz. Dağda, PKK’yı Kandil’de nasıl eziyorsak, onları savunanlara da bunu bir kez daha söylüyoruz. Bugünden sonra dinimize, imanımıza, mukaddesatımıza dil uzatanlar bilsinler ki biz eski Türk milleti değiliz. Dev uyandı. Bu Türkiye de eski Türkiye değil. Herkes aklını başına alsın..."
Dilekçede, basın açıklamasında, Aksu ve destek verenler için, "dillerini keseceğiz" ve "beyinlerine sıkacağız, kafalarına" diyen Bulut’un açıkça Türk Ceza Kanunu’nun 106. maddesinde yer alan “tehdit” suçunu işlediği, bu sözlerin belirli bir toplumsal kesimi hedef aldığından ayrıca TCK’nin 216. maddesinde düzenlenen, "Halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama" suçunu oluşturduğu vurgulandı.
“RAHATSIZ EDİCİ İFADELER DE ÖZGÜRLÜK KAPSAMINDA"
Dilekçede, şöyle devam edildi:
“Müvekkil Müjde Ar, bir sanatçının sahip olması gereken duyarlılıkla sanatın ve sanatçının siyasi bir hedef olmaması gerektiğini, Anayasal ve uluslararası normlara atıfta bulunarak savunmuştur. İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi'nin, İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi madde 10'da güvence altına alınan ifade özgürlüğüne atıf yaparak verdiği bir kararında; ‘...İfade özgürlüğü toplumun ilerlemesi ve her insanın gelişmesi için esaslı koşullardan biri olan demokratik toplumun asıl temellerinden birini oluşturmaktadır... İfade özgürlüğü yalnızca lehte olduğu kabul edilen veya zararsız ya da ilgilenmeye değmez görülen bilgi veya düşünceler için değil, aynı zamanda devletin veya nüfusun bir bölümü için saldırgan, şokedici veya rahatsız edici bilgi ve düşünceler için de uygulanır. Bunlar, çoğulculuğun, hoşgörünün ve açık fikirliliğin gerekleridir; bunlar olmaksızın demokratik toplum olmaz...’ gerekçesiyle ifade özgürlüğünün sınırlarının geniş yorumlanması gerektiğine ve ifade özgürlüğünün kimi toplumsal kesimleri rahatsız edici yorum ve değerlendirmeler karşısında da korunması gerektiğine hükmetmiştir.
"SANATSAL İFADENİN SINIRLARI GENİŞ OLMALI"
İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi ifade özgürlüğü yönünden sanatsal ifadenin daha geniş sınırlara sahip olması gerektiğini düşünmektedir. Mahkeme verdiği bir kararında; ‘…10. madde, özellikle bilgi ve fikir edinme ve yayma özgürlüğü kapsamında, kültürel, siyasi ve sosyal bilgi ve fikirlerin değiş tokuşuna katılma fırsatı yaratan sanatsal ifade özgürlüğünü de içermektedir. Sanat eserleri yaratan, sergileyen veya dağıtan kişiler demokratik bir toplum için büyük önem taşıyan fikir ve görüşlerin yayılmasına katkıda bulunmaktadır. Bu nedenle Devletin... ifade özgürlüğüne gereksiz müdahalelerde bulunmama yükümlülüğü söz konusudur...’ gerekçesiyle sanatsal ifade özgürlüğünün Sözleşme madde 10 uyarınca koruma altında olduğuna hükmetmiştir.
Anayasa’nın “Sanatın ve sanatçının korunması” kenar başlıklı 64. Maddesi; "Devlet, sanat faaliyetlerini ve sanatçıyı korur. Sanat eserlerinin ve sanatçının korunması, değerlendirilmesi, desteklenmesi ve sanat sevgisinin yayılması için gereken tedbirleri alır" hükümleriyle, sanatı, sanatsal ifadeyi ve sanatçıyı koruma altına almaktadır.
Anayasa Mahkemesi de sanatın ve sanatçının korunması ile sanatsal ifade özgürlüğünün sınırlarının geniş yorumlanması gerektiğine ilişkin İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi ile benzer düşünmektedir.”
Dilekçede, Anayasa Mahkemesi’nin heykeltıraş Mehmet Aksoy ile ilgili verdiği kararda yer alan, "Sanatsal çalışmalar çoğu defa birden fazla anlama gönderme yaparlar ve bu sebeple de ortaya koydukları mesaj kolaylıkla tespit edilemeyebilir. Ayrıca sanatsal ifadelerin yorumları da kişiye göre farklılaşabilir. Dolayısıyla sanatsal ifadelerin ifade özgürlüğünün diğer kategorilerinden farklılaşması mümkündür. Ayrıca sanatsal ifadeler belirtilen ifade türlerine göre çoğunlukla daha kışkırtıcı veya rahatsız edici olabilir" ifadeleri anımsatıldı. Buna göre sanatsal ifade özgürlüğünün sınırlarının geniş yorumlanması gerektiği kaydedildi.
Dilekçede, aynı kararda, Anayasa Mahkemesi’nin sanatın ve sanatçının korunmasına ilişkin her türlü tedbirin alınmasından devleti sorumlu tuttuğu da vurgulandı. Dilekçede, şöyle devam edildi:
“Sanatsal ifade özgürlüğünün sınırlarının geniş yorumlanmasının gerektiği, sanatın ve sanatçının korunmasının devletin sorumluluğunda olduğu hususları açıktır. Sanatsal ifade özgürlüğünün güvence altına alınması, sanatın ve sanatçının korunması için devlet gerekli önlemleri almak durumundadır. Nitekim müvekkil, yaptığı açıklamada bu hususu hatırlatmıştır. Sonuç olarak; Erol Bulut yaptığı açıklamada, Sezen Aksu'yu ve kendisine destek veren aralarında müvekkilin de bulunduğu diğer sanatçıları "ölümle" tehdit etmiş, yine aralarında müvekkilin de bulunduğu sanat ve kültür dünyasının parçası olan sanatçılara karşı halkın bir kesimini tahrik etmiştir. Sanatın ve sanatçının korunması ile ilgili Anayasal güvence ve devletin bu konudaki sorumluluğu ile birlikte düşünüldüğünde, Erol Bulut hakkında, tehdit ve halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama suçlarından yargılanması talebiyle iddianame düzenlenmesine karar verilmesi gerekmektedir.”
İKİ AYDIR İŞLEM YOK
Dilekçe 1 Şubat tarihli olmasına rağmen henüz savcılığın herhangi bir işlem yapmadığı ve Bulut hakkında iddianame hazırlamadığı öğrenildi.