Gündem Bilim Teknoloji Spor Dünya Ekonomi Siyaset Sağlık Eğitim Kültür Sanat Magazin Yaşam Reklam Künye Gizlilik Sözleşmesi İletişim
Yazılım ve Tasarım: Bilgin Pro © 2024KRT TV Tüm Hakları Saklıdır

Muharrem Erkek: Anayasa Mahkemesi'nin yetkisi genişletilsin

Hukuki konuların gündemden düşmesi bir yana giderek daha da büyüyor. Son olarak Anayasa Mahkemesi de verdiği kararlar nedeniyle tartışılır hale geldi, mahkemenin yetkilerinin daraltılması önerildi. Bu tartışmalara CHP'li  Muharrem Erkek de farklı bir boyutuyla katıldı, “Anayasa Mahkemesi’nin yetki alanı genişletilmeli" diye konuştu.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun partisinin 37. Kurultayı’nda okuduğu beyanname, CHP'nin çalışmalarının temeli oldu.

CHP Genel Başkan Yardımcısı Çanakkale Milletvekili Muharrem Erkek “Cumhuriyetimizin birinci yüzyılını tamamlıyoruz ama maalesef, cumhuriyetimizi demokrasiyle taçlandıramadık” diye konuştu.

Erkek, şunları söyledi:

“TAÇLANDIRMA HEDEFİ”

- Bugün yaşadığımız demokrasi değil. Kuvvetler ayrılığı tamamen ortadan kalktı. Yasama, yargı ve dördüncü güç olan basın yürütmenin ağır baskısı, vesayeti altında.

- Genel başkanımızın çağrı beyannamesinde gösterdiği en önemli hedef önümüzdeki süreçte cumhuriyetimizin demokrasiyle taçlandırma hedefidir.

- Kurultayımızda, çözüm olarak ‘hukuk, üretim, güçlü sosyal devlet ve sürdürülebilirlik' denilmişti.

- Bu beyanname, cumhuriyetimizin ikinci yüzyılına girerken çok önemli ilkeleri ve yapacağımız işleri de bize gösteriyor. İlk seçimde iktidar olacağız. Öncelikle devleti liyakat ve adalet temelinde yapılandıracağız.

- Daha sonra büyük bir toplumsal uzlaşmayla ve yeni bir Anayasa ile güçlendirilmiş parlamenter sistemi demokrasiye inanan milyonlarla birlikte kuracağız.

“MESELE SAĞ-SOL DEĞİL”

Bugün ülkemizin verdiği mücadelenin “demokrasi” olduğunu vurgulayan Muharrem Erkek, eski dönemlerde tartışılan “sağ-sol” mücadelesi olmadığını söyledi.

CHP Genel Başkan Yardımcısı Erkek, “Bugün kıta Avrupa'sının büyük bölümü, G-8 ülkelerinin çoğunluğu hukuk devletidir, kişi başına düşen milli geliri çok yüksektir. Hepsi de, güçlendirilmiş parlamenter sistemle yönetiliyor. Bu sistemde denge, denetim mekanizmaları, şeffaflık, kamu gücünün istismar edilmesini önleyecek tüm kurallar ve hukuk devleti olacak. Cumhurbaşkanı gerçek anlamda bütün milletin cumhurbaşkanı olacak. Cumhurbaşkanının herhangi bir siyasi partiyle bağı olmayacak, gerçek anlamda partiler üstü, tarafsız, devletin sigortası olacak. Cumhurbaşkanı icra, karar organı değil, devleti ve milleti temsil edecek” diye konuştu.

DÜŞÜRMEDEN ÖNCE UZLAŞMA

Erkek, “Eskide olduğu gibi örneğin hükümeti kolaylıkla düşüremeyeceksiniz” dedi. Getirmek istedikleri bu düzenlemeyi şöyle açıyor:

- Yapıcı, kurucu güvensizlik oyunu getireceğiz. Meclis, salt çoğunlukla mevcut başbakanı, hükümeti düşürme iradesi ortaya koymadan önce, yine salt çoğunlukla bir araya gelip yeni başbakan üzerinde uzlaşmak zorunda. Yani başbakan üzerinde uzlaşabiliyorsan, ancak o zaman mevcut başbakanı düşürebilirsiniz.

- O zaman siyasal kriz doğmuyor. Yeni hükümet görevine devam ediyor. Buna ‘Bozmak için yapmak' deniliyor. Bazı ülkelerin anayasalarında var. Hükümet, meclise karşı sorumlu olacak. Meclis, yargı, basın, sivil toplum hükümeti denetleyebilecek.

- Siyasetin etik kodlarını belirleyen “Siyasi Ahlak Yasası”nın çıkarılması, Hakimler ve Savcılar Kurulu (HSK) üyelerini yürütme, siyaset değil, birinci sınıfa ayrılmış hakim ve savcılar ile yüksek yargı organlarının mensupları tarafından seçilmesi, bu kurulda baronun da da temsilcisi bulunması da öncelikler arasında yer alıyor.

Erkek, “Asıl sorun parlamenter sisteme dönülmesidir. Bugün HSK tamamen yürütmenin kontrolünde. Siyasi parti genel başkanı, Anayasa Mahkemesi’ne yüksek yargıç atıyor. Herhangi bir onaya da tabi değil” dedi.

“DEMOKRASİDEN KOPTUK”

Türkiye’nin demokrasiden kopuşunun başlangıcının 1982 darbe anayasası olduğunu kaydeden Muharrem Erkek, gelinen noktayı şöyle anlatıyor:

- 16 Nisan 2017 tarihinde OHAL döneminde gerçekleştirilen referandum da suistimalci bir anayasa değişikliğiyle demokrasiden koptuk. Yürütmeyi tek başına temsil eden cumhurbaşkanının aynı zamanda partisinin genel başkanı olmasıyla da kuvvetler ayrılığı tamamen ortadan kalktı, bir parti devletine dönüşüm başladı.

- Egemenliğin mecliste değil, sarayda olduğunu bugün herkes görüyor. Halbuki milletin iradesinin bir bütün olarak tecelli ettiği yer meclistir. Siyasi güç merkezi TBMM olmalıdır.

- Bugün yaşadığımız siyasi, ekonomik, adalet krizlerini büyüten bu sistemin kendisidir. Sorun sistemdedir. Türkiye bu sistemle ilerleyemez.
Onun için Millet İttifakı olarak ‘Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem’ diyoruz.

- Millet İttifakı'nı parçalamak için her türlü girişimin yapıldığının CHP’liler de farkında. CHP ile İYİ Parti arasında sorun olabileceğini düşündükleri konuları suni bir biçimde gündeme getirildiğine inanıyorlar.

Erkek, “Biz Millet İttifakı olarak gerçek gündemle, vatandaşın sorunlarıyla ilgileniyoruz. İşsizlik, enflasyon, adaletsizlikler. Önümüzdeki ilk seçimde otoriter sistemden yana olanlar değil, demokrasiden yana olanlar kazanacaktır” diye konuştu.

“YETKİ GENİŞLETİLMELİ”

Gündeme getirilen bazı suçlar için “idam cezası” söylemlerini Muharrem Erkek “suni gündem” diye niteledi ve şöyle devam etti:

- Ölüm cezasının uygulanamayacağına dair Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) ek protokolünü bizzat Erdoğan hükümeti imzalamıştır. Anayasamızın 38. maddesinde de yazdığı gibi ölüm cezası verilemez. Getirebilmeleri için AİHS kurucu üyesi olduğumuz Avrupa Konseyi’nden çıkmamız, anayasayı değiştirmemiz lazım. Bu mümkün mü?”

Peki, yetkileri daraltılmak istenen Anayasa Mahkemesi’nin yapısı konusunda CHP ne düşünüyor. Hukukçu Genel Başkan Yardımcısı Muharrem Erkek şunları söyledi:

- Bağımsız bir Anayasa Mahkemesi, hukuk devletinin, hak ve özgürlüklerin güvencesidir. Öncelikle Anayasa Mahkemesi üyelerini belirleme yetkisi tek bir kişinin güdümünden çıkarılmalıdır. Yapılacaksa bu yapılmalıdır. Anayasa Mahkemesi’nin yetki alanı genişletilmeli, devletin organları arasındaki yetki sorunları karşısında Anayasa Mahkemesi’ne başvuru yolu açılmalı. Buna anayasa hukukunda ‘Organ Uyuşmazlığı Davası’ deniliyor. Bu konuda düzenlemeye ihtiyaç var.

İlginizi Çekebilir
SONRAKİ HABER