Türkiye İşçi Partisi (TİP) Genel Başkanı ve İstanbul Milletvekili Erkan Baş, Mecliste düzenlediği basın toplantısında, ülkenin yoğun gündemi olmasına rağmen, TBMM'nin yaklaşık 2 aydır çalışmalarına ara vermesinin, Meclisi önemsizleştirme amacı taşıdığını kaydetti.
Konuşmasına sürmekte olan işçi direnişlerini selamlayarak başlayan Erkan Baş , 20 yıl önce bir faşist tarafından öldürülen komünist tekstil işçisi Hüseyin Duman’ı da andı.
"MECLİSİN KAPALI KALMASINI PROTESTO EDİYORUZ"
Erkan Baş'ın konuşmasından satır başları şöyle:
Meclis neredeyse iki aydır yerel seçimler dolayısıyla çalışamaz haldedir. Türkiye'de halkın iradesi çalışamaz hale getirildi. AKP'nin seçimlerde sergilediği organize kötülüğün Meclis'te açıkça tartışılması gerekiyor ancak bu tartışma halktan kaçırılıyor. Bu durumu protesto ediyor ve halkın iradesinin önemli bir yansıması olan TBMM’nin çalışmalarına dönmesi gerektiğini söylüyoruz.
"BİRLİKTE DİRENİNCE BAŞARIYORUZ"
Seçimlerle ilgili ilk söylenmesi gereken tüm ülke tarihimizin iktidar lehine en eşitsiz seçimini yaşadığımız ve buna rağmen AKP diktatörlüğünün ağır bir yenilgi aldığıdır. Biz bu seçimlerde en fazla şunu gördük ve önemsiyoruz. Faşizm hangi baskı mekanizmalarını üretirse üretsin, hangimizi tutuklarsa tutuklasın, hangi yalanı söylerse söylesin. Biz birlikteysek, bir aradaysak, birlikte direniyorsak başarıyoruz. Seçimlere giderken yaşanan eşitsizlikleri, usulsüzlükleri hatırlayalım. Görevini tamamlamış YSK üyelerinin süresini ‘Dere geçerken at değiştirilmez’ diyerek uzattılar. Ve Şimdi o atlara, ‘Ya bizim dediğimizi yapacaksın ya da o derede seni boğacağız’ diye tehdit savuruyorlar. Türkiye’nin tüm devlet kurumları ve halkın vergileriyle yaratılan maddi olanakları AKP hiçbir kural tanımadan kendi çıkarları için kullandı. Cumhurbaşkanlığı, tüm bakanlıklar, özellikle tarafsız olması gereken Anadolu Ajansı, TRT, onlarca yandaş gazete bin bir çeşit yalanla iktidara çalıştı.
"UZANAMADIĞI CİĞERE MUNDAR DİYOR"
Kürt illerinde binlerce askerIe, polisle, taşıma seçmenle seçim süreci manipüle edildi. Ahırlara, boş arazilere, olmayan binalara AKP tarafından seçmen kaydı yapıldığı hemen seçim öncesinde belgelendi. Milletvekillerinin, siyasetçilerin AKP'nin bu yolsuzluğunu belgeleriyle ortaya koymasına rağmen hem iktidar temsilcileri hem YSK görevlileri ‘Dünyanın en güvenli seçimi Türkiye’de yapılıyor’ açıklamaları yaparak tüm uyarıları görmezden geldiler. Şimdi ne mi yapıyorlar. Dün ‘seçimler çok güvenli diyen’ iktidar temsilcileri pişkince, dün söylediklerini yok sayarak ‘seçim mundar oldu’ açıklamaları yapıyor. Halkımızın güzel bir deyişi var; kedi uzanamadığı ciğere mundar dermiş.
Kürt illerinde halkın iradesi hukuksuz biçimde gasp edildi ve hala ediliyor. Kazananı değil kaybedene teslim edildi mazbatalar. Halkın yüzde 70 oyuyla seçilen adaylar asılsız ve vicdansız biçimde yok sayıldı. Akla vicdana aykırı biçimde kazanan adayların yaşı siyasi görüşü gasp için gerekçe gösterildi.
"EKREM İMAMOĞLU KAZANMIŞTIR"
İstanbul seçimlerini iptal etmek için seçimden önce işledikleri suçları, sahte seçmen kayıtlarını, muhalefet yapmış gibi belgelemeye çalışıyorlar. Erdoğan yaptığı bir seçim değerlendirmesinde ‘Kendimizi millete iyi anlatamadık’ dedi. Aksine millet sizi çok iyi anladı. Anladı ve yetti artık dedi. Bu bezirgan saItanatına dur artık dedi. AKP tüm suç şebekesini beslediği rant kaynaklarını kaybedeceğini ve iktidardan düşüşünün başladığını bildiği için İstanbul'da belediyeyi gasp etmeye çalışıyor. İstanbul’da Ekrem İmamoğlu’nun kazandığı açıktır. AKP belediyeyi gasp etme girişimlerine bir an önce son vermelidir.
"KIDEM TAZMİNATI GASP EDİLİYOR"
Damat bir paket açıkladı ve tüm kararları işçilerin haklarını tırpanlayıp patronlara hizmet etmeye yarıyor. Kıdem tazminatı gasp ediliyor. Bir yıl çalışan işçi için 30 gün değil 15 günlük ücret ödenecekmiş. Öte yandan patron sınıfına halkın vergilerinden teşvik sağlanacak kurumlar vergisi düşecek. AKP işçilerin vergileriyle yandaşlara kaynak aktaracak. Damat Berat, Enerji ve İnşaat sektörünü güçlendireceğiz diyor. Kim bunları Cengiz-Limak-Kolin sömürgeciliğini destekleyecekler. Yani hem AKP’nin rant kaynağı, hem rüşvet kapısı olan sermaye grupları halkın vergileriyle güçlendirilecek.
'RABİ NAZ’IN ÖLÜMÜ MUTLAKA AYDINLATILMALI"
Sevgili arkadaşlar artık tüm ülkemizin öğrendiğini biliyoruz. Bu iktidarın bir utancı, organize kötülük diyorlar ya, bir cinayetin organize biçimde örtbas edilmeye çalışılmasını hep beraber gördük. Bakın bu konunun, bu organize kötülük girişiminin ne olursa olsun gündemden düşürülmesine, unutturulmasına izin vermememiz lazım. Rabi Naz olayı sadece araştırılması gereken bir vaka değil, bir ülkenin vicdan muhasebesidir. Hiç kimse 11 yaşında bir çocuğun, bir insanın ölümünü zenginlerin, iktidar sahiplerinin karanlık güçlerinin etkisinde kalıp görmezden gelemez. Rabi Naz’ın ölümü aydınlatılmalıdır.
Adalet arayan bir babaya yapılanlar, kızının ölümünü aydınlatmaya çalışan bir babaya koca koca devlet kurumlarının akıl hastası muamelesi yapması, adalet sağlaması gereken savcıların olayı örtbas etmeye çalışması. Dayısı olanın, arkası güçlü olanın, iktidara yakın olanın işlediği suçtan sıyrılmaya çalışması, günlerce, haftalarca kulağının üstüne yatan, bir babanın, birkaç gazetecinin gerçekleri gözlerine sokmasından sonra haber yapan basın kuruluşları, Meclis’te milletvekili olan ve suçu örtbas edip, adalet arayan insanlara suç duyurusunda bulunan AKP siyasetçileri, bunların hepsi tartışılacak. Biz de Meclis’te bu konunun aydınlığa kavuşturulması için elimizden geleni yapacağız.