Can Ataklı bugünkü "Poşeti 25 kuruş yapmayacaktınız" başlıklı yazısında, "Millet içinde biriktirmiş, biriktirmiş en sonunda 25 kuruştan bile avanta çıkarılmaya çalışıldığını düşünerek patlamış." dedi.
"Bu kez oylar çalınamadı. Sonuç ortada. Demek ki AKP çok sıkı çalmış ilk seçimde." diyen Ataklı'nın yazısından o bölüm şöyle:
Poşeti 25 kuruş yapmayacaktınız
İktidarın “Olmadı bir daha” diyerek tekrarlattığı ve ağır bir hezimet yaşadığı seçimlerin üzerinden bir haftadan fazla zaman geçti.
Yandaş-tetikçi takımı hâlâ şoku üzerinden atamadı.
Bir yandan yenilginin nedenlerini irdeleyip tekrar toparlanmak için teoriler üretirken, diğer yandan da “Ne oldu da kaybettik?” sorusuna bir cevap aranıyor.
Ekranlarda koca koca adamların, kadınların komik biçimde yaptıkları analizleriizlerken çok gülüyorum.
Neymiş kimi “paçozların” ekranlardaki saçma sapan CHP ve İmamoğlu düşmanlığıpuan kaybettirmiş.
Efendim halk seçimden seçime koşmaktan bıkmış.
En bayıldığım analiz ise “seçmenin verdiği mesaj” diye başlayan ipe sapa gelmez sözlerin sanki birer analiz harikasıymış gibi sunulması.
Halk AKP'ye demiş ki, “Bak seni uyarıyorum, ayağını denk almazsan 2023'te de böyle yaparım.”
Birine göre de şöyle demiş halkımız; “Kendini toparlaman için sana bir süre veriyorum. Toparladın toparladın yoksa yandın.”
En komiği ise şu; Seçmen “Yeter artık” demiş, “Seçim seçim seçim… Oyumu muhalefete vereyim de Erdoğan önümüzdeki 4 yıl seçimsiz ortamda ülkeyi yönetsin.”
Allah'ım aklımı koru.
Oysa bana göre seçmenin böyle mesaj verdiği falan yok.
Gitti oyunu kullandı, o kadar.
Bir tek seçmen bile sandık başında “Bak yavrum” diye düşünmeye başlayarak, ‘Evet' mührünü bir adayın hanesine vurmadı.
Seçmen neden “AKP'ye daha az oy verdi?” sorusuna ise cevap arayabiliriz elbette.
Benim aklıma ilk gelen şu; “Oylar çalındı.”
Hani Binali Yıldırım'a “Seçim niye tekrarlanıyor?” diye sorduklarında “Oylar çalındı”cevabını vermişti ya, işte aynen o. 31 Mart seçimi “oylar çalındığı için” tekrarlanmıştı.
Yeniden seçim yapıldı.
Bu kez oylar çalınamadı.
Sonuç ortada.
Demek ki AKP çok sıkı çalmış ilk seçimde. İkincisinde bunu başaramayınca kaç oy çalındığı da ortaya çıkmış oldu.
Şaka bir yana, ciddi gibi görünmese de ben diyorum ki, “Arkadaş o market poşetlerini paralı yapıp 25 kuruşa satmayacaktınız.”
Evet evet.
Poşetlerin paralı olması seçim sonucunu çok etkiledi. Kaç kişiyle konuştuysam aynı şeyi söyledi.
İlk başta ben de şaşırdım, “Yahu” dedim, “Ne alakası var? 25 kuruşluk poşet için millet oy tercihini mi değiştirirmiş?”
Ama öyle değil.
Konuştuklarım şunu söyledi; “Mesele poşetin paralı olup olmaması değil ki. Ama buradan bile para kazanmaya çalıştılar ya, işte o çok canımızı sıktı. Yahu marketten, pazardan aldığımız meyveyi, sebzeyi, unu, şekeri, yağı koyduğumuz poşetten bile yandaşların para kazanmasını sağlıyorsunuz. E yuh yani.”
Vallahi bu aklıma gelmemişti.
Demek ki milletin yıllardır çok büyük yolsuzluk rakamlarına ses çıkarmadığını, bu yolsuzluklara aldırmadığını sanıyormuşuz.
Oysa millet içinde biriktirmiş, biriktirmiş en sonunda 25 kuruştan bile avanta çıkarılmaya çalışıldığını düşünerek patlamış.
Vallahi bu milletten korkulur.