Londra merkezli medya kuruluşu Middle East Eye, Türkiye’de planlanan seçimler öncesi son durumu, hükümet ve muhalefetin mevcut durumlarını ve seçim beklentilerini analiz eden bir yazı yayımladı.
Türkiye’de yaklaşık 20 yıl sonra tabloların dramatik şekilde değiştiği vurgulanan yazıda, “Erdoğan’ın 2000’lerde Türkiye’nin maliyesini idare etmesine övgüde bulunan ortodoks ekonomistler, şimdi onun faiz oranlarını düşürme konusundaki ısrarına, para birimi ve enflasyon kontrolden çıkmışken bile dehşet içinde bakıyorlar. ” ifadeleri kullanıldı.
Krizin, cumhurbaşkanının ve AKP hükümetinin popülaritesi üzerinde negatif bir etkide bulunduğu vurgulanan yazıda, MetroPoll direktörü Özer Sencar’ın sözlerine de yer verildi.
‘ASIL SEBEP EKONOMİK KRİZ’
Araştırma şirketi MetroPoll direktörü Özer Sencar Middle East Eye’a verdiği demeçte, “AKP 19 yıldır iktidarda. Genel olarak bu kadar uzun süre yönetimde olmak yıpranmak için yeterli bir sebep.” dedi. Sencar, Ancak ekonomideki bozulma tüm toplum tarafından anlaşılmaktadır. Oy kaybında birçok faktör etkili olsa da asıl sebep ekonomideki krizdir.” ifadelerinde bulundu.
Sencar, muhalefetin “güçlü bir aday çıkarması halinde seçimi kazanabileceğini” de sözlerine ekledi.
Middle East Eye, CHP’nin son dönemde kazandığı büyükşehir seçimlerine dikkat çekerken, “CHP, son yıllarda bir dizi büyük seçim zaferi elde etmeyi başardı, hatta halkın bazı kesimlerini de etkilemeyi başardı” ifadelerini kullandı.
‘AKP İLE BAĞLARI ZAYIFLIYOR’
Ekrem İmamoğlu’nun belediye başkanlığı seçimleri boyunca kampanyalarını yürüten Ateş İlyas Başsoy AKP’nin desteğinin temelini kente göç eden milyonlarca kırsal işçinin oluşturduğunu, ancak çocuklarına bu vefanın aktarılmadığını belirtti. Bu kesimin, ekonomik krizden en çok zarar görenler arasında yer aldığını vurguladı.
Aksoy, “İkinci ve üçüncü kuşak göçmenler kendilerini ‘köylü’ değil ‘şehirli’ gibi hissediyorlar. Hal böyle olunca AKP ile bağları da zayıflıyor” dedi. Aksoy, “CHP’nin 2019 kampanyasını ben yönettim ama belki de hiçbir etkim olmadı. Belki adayların da önemi yok. Hiçbir şey yapmasak da sosyolojik değişim belirleyici olabilir.” ifadelerini kullandı. Aksoy yine de muhalefetin sonraki seçimi ‘çantada keklik’ olarak görmesinin doğru olmadığını söyledi.
Başsoy, “Her koşulda Erdoğan’ı destekleyen yüzde 30 var. Ama oylarda erime olduğu kesin. İlginç olan bu erimenin hızı değil, yavaşlığı” dedi. Başsoy sözlerini, “Türk lirası bir yılda yarı yarıya değer kaybetti. Ülkenin yüzde yetmişi adaletsizlikten ve yoksulluktan şikayet ediyor. Ama yüzde 30 kayıtsız şartsız itaat eden bir kesim var. Bu demek oluyor ki ikna edecek çok az insan kaldı. Erdoğan yine kazanabilir” ifadeleriyle sürdürdü.
Sao Paulo Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Enstitüsü’nde misafir öğretim üyesi olan Karabekir Akkoyunlu da gazete verdiği demeçte, “Ne CHP’nin ne de seçmenlerin parti algısının kökten değiştiğini düşünmüyorum” dedi.
‘KÜRT SEÇMENİN OYU BELİRLEYİCİ OLACAK’
Akkoyunlu “Olan şu ki, öncelikle parti ve lideri Kılıçdaroğlu, muhalefeti bir arada tutma konusunda ustalaşıyor ve iktidar için tehdit oluşturuyor” dedi. Akkoyunlu, Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş gibi popüler figürlerin de ortaya çıkmaya başladığını vurguladı.
Middle East Eye, Kürt seçmenin de seçimlerdeki rolüne dikkat çekti. Kürtlerin çoğunlukta olduğu Diyarbakır’daki Dicle Üniversitesi’nde hukuk profesörü olan Vahap Coşkun, gazeteye verdiği demeçte cumhurbaşkanlığı seçiminin muhalefet için “kritik” olacağını söyledi. “CHP ve muhalefet partileri, Kürtlerin fazla tepki göstermeyecekleri bir aday üzerinde anlaşırlarsa, Kürt seçmenin çoğunluğunun Erdoğan’a karşı desteğini alabilirler” dedi.
Coşkun, “HDP’nin desteklediği ittifak büyük ihtimalle seçimi kazanacaktır. Mevcut şartlarda HDP’nin AKP ve Erdoğan ile birlikte hareket etmesi mümkün değil.” ifadelerinde bulundu. Coşkun, “CHP’nin önceliği seçimi kazanmak. Bu nedenle CHP Kürt meselesinde radikal bir öneride bulunmuyor ve konunun muhatabı olmak istemiyor… Bu yüzden de Kürtlerin büyük beklentileri olmamalı.” dedi.