MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın, CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in Devlet Bahçeli’ye ‘kötü insan’ demesi üzerine sosyal medya hesabından uzun bir açıklama yaptı.
Açıklamada Özel’in Bahçeli’ye kötü insan diyecek son kişi olduğu ifade eden Yalçın, Özel’e hakaretler savurdu.
Yalçın’ın açıklaması şöyle:
“Ey CHP’nin eş genel başkanı;
İş birlikçi-vesayetçi yüzüne taktığın demokrat maskesi Genel Başkanımız Sayın Devlet Bahçeli tarafından indirilip kirli çorapların ortaya serilince, kürsüye çıkıp olanca hiddet, şiddet ve huşunetle saldırıya geçtin.
Ama nafile!
Retorik içeren ihtiraslı ve gazlı cümleler, seni kurtarmaz.
Laf cambazlığı, eleştirileri hakaretle karşılamak, seni temize çıkarmaz.
Sen; partinin kongresinde Demirtaş haini başta olmak üzere teröristlere selam yolladın mı, yollamadın mı?
Mazbatalı, kravatlı teröristlerle iş tuttun mu, tutmadın mı?
31 Mart 2024 Yerel Seçimlerinde Dem’in oylarıyla demlenmeye muhtaç olduğun için önlerine halı oldun mu olmadın mı?
Cumhuriyet’i kuran CHP’nin şeref ve haysiyetini bölücü terör örgütü PKK’nın siyasi uzantısına çiğnettin mi, çiğnetmedin mi?
Genel Başkanımıza dil uzatıp “kötü insan” deme hadsizliğine soyundun ya, sen nesin peki?
Biz senin kim olduğunu tasvir ve tarif edelim, millet de bilsin.
Kötü sıfatı, senin gibilere iltifat sayılır.
Alçak da senin türünden mürai politikacı taslakları için madalya yerine geçer.
Sen;
Partisinin geleceğini PKK’ya ipotek eden politik bir tefecisin.
Zaten ipotekle kazanılmış belediyeleri kaybetmemek için şehitlerimizin ruhlarına azap etmekten, ailelerinin yüzüne durmaktan çekinmeyen bir arsızsın.
CHP’nin elindeki ipotekli belediyeleri kurtarayım derken Cumhuriyet’i kuran partiyi Kandil’in hızarına vermekten imtina etmeyen bir peşkeşçi, veresiyecisin.
Yerel seçimlerde oy avlamak uğruna milletin kutsallarını çiğnemeyi göze alabilen bir tufeylisin.
CHP’yi milletin gözünden de, haysiyetten de düşürmekle kalmayan, batakçı siyasetin cehennem kuyusuna yuvarlayan bir müptezelsin.
Seni ve partini o ateş kuyusundan küresel zebaniler ve sömürge cinleri bile çıkaramaz.
Sende düşkünlüğün, vurdumduymazlığın, yüzsüzlüğün, çıkarcılığın ölçüsü seviye bile değil; çukur derekesinde…
Sen, kelimenin tam manasıyla çukur bir insansın.
Sen, nefesi aylarca ayağı mekaptan çıkmamış PKK’lı teröristin çorabı gibi iğrenç koku yayan pis bir politikacısın!
Teröristi kırk kalıp sabunla yıkayıp aklamak için lafı sabun gibi köpürten, siyasi rakiplerine vıcık vıcık bulaşmaktan zevk alan, kaygan dilli bir demagogsun.
Oylarını almak için DEM’ci hainlerin eteğine sarılmaktan başka politika üretemeyen kifayetsiz bir muhterissin!
Yüz yıllık CHP’yi hainler sürüsüne ağız eğmeye mecbur bırakan bir zavallısın.
Özgür Efendi!
31 Mart’ta, bu şekilde milletten oy alacağınızı ve PKK militanlarına peşkeş çektiğiniz belediyelerde yeniden hüküm sürmek için seçim kazanacağınızı sanıyorsan, aldanıyorsun!
Madem milletle hemdert olmak yerine Kandil meyhanelerinde “DEM” çekmeyi yeğliyorsun.
Madem siyasetin mutfağında değil, pazarındasın.
Seni ve partini malzeme olarak kullananların masasına gelip sofrasında garnitür ve menü olacağın aşikâr.
El Hak! Senin de sonun hüsran olacak.
Şayet unutkanlık illetiyle alilsen, hatırlatalım.
Esasen, henüz seçim sonuçları hakkındaki bilgiler sıcak ve hafızalarda taze…
Kimin ne mal olduğuna, kimin kaç para ettiğine, geride bıraktığımız Cumhurbaşkanı Seçimi ve Genel Seçimlerde herkesi sarraf hassasiyetiyle tartan millet karar verdi.
Senin partinin kefesi pek hafif geldi.
Senin partinin karnesi de kırık notlarla dolu…
MHP ve Cumhur İttifakı aleyhinde olmadık dümen ve dalavereye tevessül eden, işitilmedik yalan ve iftira kampanyaları düzenleyen, görülmedik ittifak ve iş birlikleri tertipleyerek şeytanı bile şaşırtan sabık genel başkanınız; hırsına yenik düşüp koltuğu sana devretmek zorunda kaldı.
Buna rağmen sen; partinin ve başındakinin yaşadıklarından ibret almayıp eskisinden daha beter, daha sefil, daha aşağılık politik manevralara, manipülasyonlara yelteniyorsun.
Bak, demedi deme Özgür Efendi!
Öfkeyle kalkan zararla oturur.
Keskin sirke küpüne zarar verir.
Boşuna celallenme, beyhude efelenme!
Bu millet sana da dersini 31 Mart 2024’te verecek.
PKK’nin siyasi acentesiyle ticaret yapmanın zehirli meyvesini sandıkta devşireceksin.
O vakit biz, “Dersini almış da ediyor ezber.” türküsünü söyleyeceğiz.
Sen ve “Kendim ettim, kendim buldum; gül gibi sararıp soldum, eyvah!” diye ağıt yakacaksın.
Ayaktaşlarınsa bu kez faturayı sana çıkaracak ve yeni yüzyılın eş başkanı Badi Ekrem’e koşacak.
O da, hizmetten çok poz ve metan gazı verdiği İstanbul’u kaybetmenin ezikliğinden kaçmak için yeni bir maceraya heveslenecek.“