Hukuk ve İnsan Hakları Komisyonu tarafından yapılan yazılı açıklamada “Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu hakkında, ‘Uluslararası hukukun bu çatışmaları düzenleyen maddelerine göre eğer silahlı güçler sivilleri kendilerine kalkan yapıyorsa saldırıya uğrayan devlet sivillerin hayatını korumak zorunda değildir’ ifadeleri nedeni ile suç duyurusunda bulunulmuştur” denildi.
HDP Hukuk ve İnsan hakları Komisyonu'nun konu hakkındaki açıklaması şöyle:
"Kamuoyunu yanlış bilgilendiren TBB Başkanı savaş suçu işlemektedir
Yargıç Roland Freisler, Hitler’e yazdığı bir mektupta, 'Führer’im; halk mahkemeleri, bundan böyle bir karar verirken, sizin nasıl karar vereceğinize inanıyorsa, o yönde bir karar vermeye çalışacaktır' diye yazıyordu.
Türkiye’deki mevcut iktidar güçleri tarafından Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik başlatılan işgalde, sivil katliamı meşrulaştırmak ve teşvik etmek için uluslararası hukuk manipüle edilmiştir. Kamuoyunu yanlış bilgilendiren ve yanıltan Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu ise, Kürt düşmanlığı ile sınırları uluslararası hukukla belirtilmiş savaş suçu işlemektedir."
"Feyzioğlu, siyasi iktidarı temsil çabası içerisindedir"
"Hak ve yetkilerini aşarak, konumuna aykırı davranan Feyzioğlu, Türkiye Barolar Birliği’ni değil, siyasi iktidarı temsil çabası içerisindedir. İşgal güzellemeleri Barolar Birliği’nin ne sorumluluğu ne de yetkisindedir.
Feyzioğlu’nun okurken ürperten sözleri siyasi iktidarın, kendi çıkarları uğruna attığı adımları perdelemek için başvurduğu 'millilik' kriterinin nasıl çarpıtıldığının en uç örneği olarak tarihteki yerini almıştır. Siyasi ve hukuki aktörlerin tarihsel sorumluluklarının bilinciyle hareket etmeleri gerekirken savaş suçuna ortak olmaları kabul edilemez.
Siyasi iktidarın diplomasiyi tamamen savaşa indirgediği akıl almaz kararlarla uluslararası ilişkileri yönetmesini desteklemek hukukun görevi değildir. Tam aksine, bu durumda görev olan hukukun üstünlüğünü ve insan haklarını savunmak, vicdan ve adalet duygularına aykırı olanın reddedilmesi gerektiğini savunmaktır. Güzellemelerle yetinmeyip işgali hukuki saiklerle de açıklamaya çabalayarak iktidarın kullanışlı hukukçusu olmaya talip olan Feyzioğlu, yakın bir gelecekte tarih sahnesine “kaybeden” olarak çıkanları mı yargılayacak, yoksa onlarla birlikte mi yargılanacak?
Mevcut ulusal ve uluslararası yasaların hukuksallığı ve adaleti hedeflemesi gerektiğini ve savaş emrinin hukuksallığını sorgulayıp tartışması gereken Feyzioğlu’nun görevi emirlere uygun yorum yapmak değildir. Bu açık açık Kürt düşmanlığı ve savaş suçudur.
Bu haliyle Feyzioğlu, daha çok savaş, daha fazla yoksulluk, daha fazla zam, daha fazla işsizlik, daha fazla hukuksuzluk ve daha az demokrasi demektedir. Savaşların kaybedenleri dünyanın tüm halkları, kazananları uluslararası tekeller ve onların yerli işbirlikçileridir. Birlikte eşit, özgür, demokratik bir yaşam için demokrasiden yana olan tüm hukukçuların savaş politikaları karşısında sesini yükseltmesi ve ülkenin savaş karanlığına sürüklenmesinin karşısında durması gerekmektedir."
Ne olmuştu?
TBB Başkanı Metin Feyzioğlu, katıldığı bir televizyon programında “Uluslararası hukukun bu çatışmaları düzenleyen maddelerine göre eğer silahlı güçler sivilleri kendilerine kalkan yapıyorsa saldırıya uğrayan devlet sivillerin hayatını korumak zorunda değildir” ifadelerini kullanmıştı.