“HERKESİN BİR SEZEN’İ VAR. VE BİZ HERKESE DOKUNMAYA ÇALIŞTIK”
Bu projenin temelleri nasıl atıldı fikir ortaya nasıl çıktı ?
Esra Özkan Topaloğlu: Mayıs ayında ortaya çıktı. Mert bey’le neler yapabiliriz diye konuştuk. Türk halkına nasıl dokunabiliriz dedik. Sezen Aksu hepimizin hayatına dokunan bir karakter olduğu içinde böyle bir projenin temellerini düşünce olarak o süreçte attık.
Mert Fırat: Ressamlarımızdan konuştuk. Türk ressamlarının olduğu bir kolaj yapmak istiyorduk. Dönemlerine ayırdığımız farklı başlıklarında olacağı bir şey yapmak istiyorduk. Sadece resim ya da ressamlar üzerinden değil, farklı disiplinlerinde içinden geçtiği insanlara dokunmak istiyoruz. Müziğe de dokunmak istiyoruz. Müzelerinde görevleri bu aslında. 16 sanat disiplininin içinde hepsini birbiriyle bağlantısı var. Sezen Aksu disiplinlerarası bağlantı kurabilen bir sanatçı. Resim yapıyor. Onun için yapılmış resimler var. Sözler yazıyor. Onun için yazılmış sözler, şarkılar var. Takı tasarımı yapıyor, çizimleri var. Böyle olunca Sezen Aksu neden olmasın dedik ve yola çıktık. Teknolojinin tüm imkanlarından yararlanarak aynı zamanda özel olan kısmı alanı tabii ki bozmadan, yıpratmadan, zarar vermeden ne üretebiliriz dedik. Ressamlarla iyi ilerliyoruz ama başka disipline dokunalım diye düşündük ve böyle ilerledik.
Sezen Aksu ile projeyi paylaştığınızda ilk tepkisi ne oldu ?
Mert Fırat: Sezen Aksu yeniye, yeni fikirlere çok açık birisi. Olur mu acaba altından kalkabilir miyiz diye düşündük. Sonra Esra’yla konuştuk dedik ki konuşalım mı nasıl hareket edelim. Sonra evet dedik konuşalım. İki üç ay sonra cesaret ettik. Ben gittim daha önce yaptığımız şeyleri anlattım. Daha önceden de X Media’ya davet etmiştim. Kendisinin gelip neler yaptığımızı görmesi açısından. Benimle nasıl olacak ki ben bir Van Gogh değilim, Dali değilim ben ne çizeceğim dedi. Sen zaten çizdin dedim çizeceğini. Biz çizeceğiz. Sen çizmeye lütfen devam et. Zaten kendi kendine acayip bir geçmiş var. Bundan sonrası için biz napabiliriz dedik. Biz kocaman bir filmin küçük bir kısımını anlatacağız. Biz önünü açalım bu işin diye konuştuk.
Esra Özkan Topaloğlu: Herkesin bir Sezen’i var ve biz herkese dokunmaya çalıştık. Kiminin ilk aşkı, kiminin gittiği ilk konser kiminin ayrılık şarkısı çok başka şeyler ifade ediyor. Haksızlığa uğradığını düşündüğü her oluşumun yanında yer alıyor. Sezen Aksu’yu hep bir şekilde orada görüyorsunuz. Hikayesi yazılmış bir kişiydi. Yapın hepimizin içine sinirse ne güzel olur dedi. Yola koyulduk.
Sergi kapsamında Sezen Aksu’ya ait çok özel şeyler yer alıyor. Bunlara ulaşmak hiç kolay değil. Bu süreci nasıl yönettiniz ?
Esra Özkan Topaloğlu: Arşiv uzun süredir Sezen hanımla çalışan ve aynı zamanda fanı olan Canan Çelik’e ait. Biz arşivi dijitalleştirdik ve teknolojiye nasıl entegre ederiz diye düşündük. Bir yandan şarkıları var, albüm kapakları var. Konu aslında ikiye ayrılıyor. Bir eserin kendisi 25 dakika boyunca izlediğiniz, iki deneyim alanları. Biz izleyiciye şunu söylüyoruz “ya dahil ol ya da keşfet”. Dahil olmak istiyorsan sergiye gel ve dahil ol, içinde yaşa. Keşfetmek istiyorsan eğer deneyim alanına gel.
Mert Fırat: Yeni medya adına bir şey yapmaya çalışıyoruz. Farklı alanlara dokunuyoruz. Müzenin kültürünü inşa etmeye çalışıyoruz bir yandan. Sezen Aksu bir kültürdür ya. İşte bu kültüre ait olan özel şeylere ulaşarak yeni medyayla harmanladık ve dijital sanat sergi deneyimi alanıyla buluşturduk.
İnsanları sergilere getirmek zor olabiliyor. Toplumda zaman zaman sanki belirli bir zümrenin alanıymış gibi izlenim veriyor. Sezen Aksu ismi bu algıyı biraz daha kırabilir mi ? Siz bunula ilgili ne düşünüyorsunuz ?
Esra Özkan Topaloğlu: Kesinlikle. Biz bunun için dijital sanat sergi deneyimi dedik bu önemli bir nokta. Çünkü sergi dediğinde resim olabilir, heykel olabilir ya da başka bir şey olabilir. Deneyimleyecek olana kişilere gelmeden önce ne göreceğini tanımlamamız gerekiyor.
Mert Fırat : Hatta sergi demeyelim. Deneyim diyelim. Sergi gerçekten mesafe olan bir şey gibi tanımlanıyor her yerde. Nerdeyse okul gezilerinde zorunlu olarak gitmen gereken bir alan olarak tanımlanıyor.Biz biraz ditijal sanat ve yeni medya kelimesini önemsiyoruz açıkçası.
Sergi kapsamında eklemek söylemek istediğiniz bir şey var mı ?
Esra Özkan Topaloğlu: Herkesin elini taşın altına koyduğu herkesin bir yerden dokunduğu bir noktası var serginin. Kerem Koç, Heja Bozyel, Alper Baytekin, Barış Yetkin, Devrim Danyal gibi kendi alanında çok değerli isimlerin katkısı var
Mert Fırat: Koray Candemir, Çağdaş Ertuna, İlksen Başarır ve bir çok ismin A’dan Z’ye çok emeği var. Yanımızda olan herkese ve DasDas Ekibi’ne çok teşekkürler.
