BIST 100 9.577 DOLAR 33,99 EURO 37,84 ALTIN 2.820,96
20° İstanbul
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyon
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkari
  • Hatay
  • Isparta
  • İçel
  • İstanbul
  • İzmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce

Merkez Bankası'nın faiz kararı...

Merkez Bankası'nın faiz kararı...

Merkez Bankası politika faizini 425 baz puan indirdi. Politika faizi yüzde 24'ten yüzde 19.75'e geriledi. Böylece Merkez Bankası 4.5 yıl sonra faiz indirmiş oldu. Faiz indirimini ekonomistler Zümrüt İmamoğlu, Mahfi Eğilmez ve ekonomi gazetecisi Mustafa Sönmez değerlendirdi. "Merkez Bankası'nın politika faizini yüzde 24'ten yüzde 19,75'e indirmesi piyasa faizlerine nasıl yansıyabilir? Ekonomide canlanmayı beraberinde getirir mi?" sorularına BBC Türkçe cevap aradı. Erdoğan'ın faiz politikasındaki rolünün altı çizildi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan son yıllarda Türkiye'de faizlerin çok yüksek olduğunu söylüyor ve sıklıkla Merkez Bankası yönetimlerini eleştiriyordu. Dört buçuk yıl sonra Merkez Bankası bugün faiz indirdi. Erdoğan'ın vurguladığı biçimde faizlerde bir düşüş yaşandı. Cumhurbaşkanı yüksek faizi ekonomide 'her türlü kötülüğün anası' olarak tanımlıyor.

Merkez Bankası’ndan yapılan açıklamada ekonominin ılımlı olarak toparlandığına vurgu yapılarak, “Son dönemde açıklanan veriler iktisadi faaliyetin ılımlı bir toparlanma eğilimi sergilediğini göstermektedir. Küresel büyüme görünümündeki zayıflamaya rağmen rekabet gücündeki gelişmelerin etkisiyle mal ve hizmet ihracatı artış eğilimini sürdürmekte, özellikle turizmdeki güçlü seyir doğrudan ve bağlantılı sektörler kanalıyla iktisadi faaliyeti desteklemektedir. Önümüzdeki dönemde net ihracatın büyümeye katkısını sürdüreceği; enflasyondaki düşüş eğilimi ve finansal koşullardaki kısmi iyileşmeyle birlikte ekonomideki kademeli toparlanmanın devam edeceği öngörülmektedir. Büyüme kompozisyonu dış dengeyi olumlu etkilemektedir. Cari işlemler dengesindeki iyileşme eğiliminin sürmesi beklenmektedir” ifadesi kullanıldı.

Banka açıklamasının devamında iç talep gelişmeleri ve parasal sıkılaştırmanın enflasyonla mücadelede etkisini gösterdiği vurgulanırken Merkez Bankası’nın parasal bütün araçlarını kullanmaya devam edeceğine vurgu yapıldı.

TARİH BORÇ ALMA BORÇ VERME
29.01.2014 10.00
23.05.2014 9.50
25.06.2014 8.75
18.07.2014 8.25
21.01.2015 7.75
25.02.2015 7.50
25.11.2016 8.00
01.06.2018 16.50
08.06.2018 17.75
14.09.2018 24.00
25.07.2019 19.75

Peki indirim uzmanlar kararı nasıl yorumladı? Bazı ekonomistler piyasanın bu beklentide olduğunu söylerken bazıları ise kararın beklenenin dışında olduğunu söylüyor. Nomura Ekonomisti İnan Demir,” Faiz indirimi, benim ve ekonomistlerin genel beklentisinden daha büyük olsa da piyasanın beklediği veya fiyatladığı aralığın dışında yer almıyor.” ifadelerini kullandı.

KARAR METNİ ÖNCEKİLERE GÖRE ÇOK DAHA UZUN

Yayınlanan karar metninin öncekilere göre daha uzun olduğunu söyleyen Demir, “Bu seferki karar metni öncekilere kıyasla çok daha uzun. Gelişmiş ekonomilerde merkez bankalarının gevşemeye gittiği ve yurt içinde enflasyonun son tahminlerin altına gerilediği gibi gevşemeci ifadeler içeriyor. Ama bir sonraki faiz indiriminin boyutu hakkında ipucu vermiyor. Genel olarak bakarsak, TCMB’nin yeni başkanın yönetiminde ekonomik büyümeyi desteklemek için enflasyonda yükselişe olan toleransının daha fazla olacağını düşünüyorum. 425 baz puan indirim ile başlamak uzun vadeli politika yaklaşımı için de bir sinyal niteliğinde.” dedi.

BEKLENİN ÜZERİNDE BİR İNDİRİM

Beklenenin üzerinde bir indirime gidildiğini söyleyen QNB Finansbank Başekonomisti Erkin Işık ise, “Enflasyon raporunda yılsonu enflasyon tahmini, önceki %14.6’nın biraz altına geleceği söylenmiş. Ayrıca gelişmiş ülke merkez bankalarının destekleyici para politikası duruşu da dikkate alınmış. Bu doğrultuda, önden yüklemeli olarak, beklenenin üzerinde bir indirime gidilmiş gözüküyor. Bundan sonrası için çok net bir yönlendirme yok, ancak enflasyonun baz etkisi ile Eylül-Ekim aylarında %10 civarına gerileyeceğini dikkate alırsak, global görünümde olumsuz bir gelişme olmadığı durumda, sonraki toplantılarda da indirimler büyük ihtimalle devam edecektir.” ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı sıklıkla Türkiye’de faizlerin çok yüksek olduğunu ve düşmesi gerektiğini söylüyor.

En son bu eleştiriler bir adım ileri giderek Merkez Bankası Başkanı Murat Çetinkaya’nın işine son vermeye kadar gitti. Kulislerde konuşulanlara göre göreve gelmesi için mevzuat bile değiştirilen Murat Çetinkaya faiz indirimleri konusunda yönetime direniyordu. Faizleri indirmek Çetinkaya yerine gelen Merkez Bankası’nın yeni Başkanı Murat Uysal’ın dönemine denk geldi.

Merkez Bankası'nın faiz kararı... - Resim : 1

ERDOĞAN'IN FAİZ AÇIKLAMALARI

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın son yıllarda sıklıkla dile getirdiği şekilde faizler sonunda düştü. İşte Cumhurbaşkanı’nın yüksek faiz veya Merkez Bankası yönetimlerine dair açıklamaları:

25 Şubat 2015: Dün Merkez Bankası lütfetti. Politika faizinde ve faiz koridorunda çeyrek puanlık bir indirim yaptı. Yıl boyunca yapılan indirimlerin hepsini topluyorsunuz 2,5 puan ediyor. Halbuki geçtiğimiz yıl Ocak ayında bir kalemde 5,5 puanlık artış yapılmıştı. Hala Ocak ayındaki artışın yarısı kadar indirim yapılmış değil. Faiz artırımına konu bu şartlar ortadan kalktı. Ama artan faiz hala yerinde duruyor. Böyle şey olur mu?

27 Şubat: 2015: Vatan satmak, bu topraklarda bin yıllık ortak geçmişi olan insanların birliğini beraberliğini, kardeşliğini sağlayamayarak, ülkenin maddi, manevi kayıplara uğramasına göz yummakla olur. Vatanı satmak, yüksek faizle, yüksek enflasyonla, kötü yönetimle ülkenin ve milletin kaynaklarını heba etmekle olur.”

5 Mayıs 2018: Faiz ne kadar düşük olursa enflasyon da o kadar düşük olur. Sebep netice ilişkisine baktığımız zaman faiz sebep enflasyon neticedir.

11 Mayıs 2018: 24 Haziran’da ‘milletim görevi tekrar yola devam dediği anda bu faiz belası ile mücadeleden zaferle çıkacağımı söyleyeyim. Benim inancım şu; faiz her kötülüğün hem anası hem babasıdır. Faiz enflasyonun sebebidir. Faiz nedendir, enflasyon neticedir. Bizim faizi aşağı çekmemiz lazım.

13 Mayıs 2018: Benim faiz konusundaki kanaatlerimi biliyorsunuz. Oluyor, olacak, hele hele 24 Haziran'dan sonra bunun şekli de, bunun oranı da çok daha farklı şekilde gelişecek.

13 Eylül 2018: Faiz konusundaki hassasiyetim değişmedi. Merkez Bankası bağımsızdır o kendi kararını kendisi alır. Özel sektöre ait bankalar var bu bankalar Merkez Bankası’nın kararına göre hareket ediyor. Bakıyorsunuz ellilere varan faiz uygulaması var. Faiz denilen bu sömürü aracını kullanmaya aracı olamayız, vesile olamayız.

7 Temmuz 2019: (Murat Çetinkaya’nın kovulması üzerine) Kendisine ekonomi toplantılarında defalarca faizi indirmesi gerektiğini söyledik. ‘Faiz düşerse, enflasyon düşer' dedik. Gerekeni yapmadı. Aynı kulvarda değildik.

11 Temmuz 2019: Yeni yönetim sisteminde başkan bu konulara müdahale yetkisini de ne yapmıştır, almıştır. Böylece faiz denilen, her türlü kötülüğün anası olan, hele hele para politikalarında bu konuyla ilgili verilen talimatlara uymayan bu arkadaşımızın bir değişikliğe tabi tutulmasının gerektiğine inandık. Şimdi kimler savunuyor bunu? Dikkat ediyorum hep faizciler savunuyor.

SONUÇLARI NE OLACAK?

BBC Türkçe'de yer alan habere göre; Enflasyon hedeflemesi çerçevesinde, mevcut karar önemli riskler barındıran acele gelmiş bir faiz indirimi olarak yorumlanabilir.

Öncelikle hükümetin neden faiz indirimi istediğini hatırlayalım.

Faiz, borçlanma maliyetini gösterdiğinden borçlanma maliyetinin düşmesi talebi ve büyümeyi canlandırır.

Dolayısı ile, içinde bulunduğumuz ekonomik durgunluktan çıkabilmek için faizlerin düşmesinin neden istendiğini anlamak zor değil.

Merkez Bankası'nın faiz kararı... - Resim : 2

Bunu hepimiz istiyoruz.

Ancak piyasa faizinin hangi şartlarda kalıcı olarak düşebileceği konusunda anlaşamıyoruz.

Merkez Bankası faizi ve enflasyon. . .

Borçlanma maliyetini belirleyen "piyasa faizi" ile merkez bankasının belirlediği "politika faizi" arasındaki ilişki sanıldığı gibi birebir bir ilişki değil.

Yani Merkez Bankası'nın politika faizini 425 baz puan düşürmesi piyasa faizinin de 425 baz puan düşmesi anlamına gelmiyor.

Çünkü piyasa faizi belirlenirken kısa vadeli politika faizi kadar uzun vadeli faiz beklentileri, enflasyon beklentileri ve risk primi dahil ediliyor.

Dolayısı ile eğer almış olduğunuz faiz indirim kararı ile beraber enflasyon beklentilerinde bir iyileşme sağlayamaz ve risk primini tetiklerseniz politika faizini indirirken piyasa faizinde bir artışa sebep olmanız bile sözkonusu olabilir.

Geçmişte bunun çok örneğini gördük.

Merkez Bankası'nın uzun vadeli enflasyon beklentilerini şekillendirme becerisi "kredibilite"nin bir yansımasıdır.

Sadece güvenilir bir Merkez Bankası, bir taraftan faiz indirirken bir taraftan da attığı bu adımın popülist söylemlerin etkisinde kalmadan, uzun vadeli enflasyon hedefi ile tutarlı bir adım olduğuna piyasaları ikna edebilir.

Bu şekilde enflasyon beklentilerini aşağı çekebilir.

Merkez Bankası kredibilitesinin bir süredir yıpranmakta olduğunu gözlemliyoruz. Bunda enflasyonun giderek hedeften uzaklaşıyor olması önemli bir etken.

Çünkü sözünü tutamayan ve değil enflasyon hedefi, sene başında paylaştığı yıl sonu enflasyon tahminini bile tutturamayan bir Merkez Bankası geleceğe yönelik beklentileri çıpalamakta da başarılı olamıyor.

Piyasalar, enflasyonla mücadele konusundaki samimiyete inanmıyor. Yaptığımız akademik çalışmalar 2004 sonrası dönemde TCMB'nin faiz indirimleri sonrası piyasa faizlerini aşağıya çekebilme yeteneğinin giderek kaybolduğuna işaret ediyor.

Kredibilitesi zayıflamış bir merkez bankası zaten maça 3-0 mağlup başlamış bir futbol takımı gibidir. Maçı kazanması olağanüstü bir gayret ve disiplin gerektirir.

KREDİBİLİTİYE İKİNCİ DARBE

Durum böyle iken Temmuz başında TCMB Başkanı'nın görevden alınması ve ardından gelen yüklü faiz indirimi kredibiliteye gelen ikinci bir darbe niteliğinde.

Bu noktada Merkez Bankası'nın yapabileceği tek şey sıfırdan başlayıp yıpranan kredibilitesini adım adım tekrar inşa etmektir.

Bu ise ciddi bir reel faiz gerektirir. Ancak bugün gelen faiz indirimi ve ileriye yönelik daha da fazla faiz indirim sinyali bu anlayış ile örtüşmediği için beni endişelendiriyor.

YOLUN BUNDAN SONRASINDA NE OLUR?

Eğer faiz indirimleri bu hızla devam ederse yılın son çeyreğinde enflasyon beklentilerinde ciddi bir bozulma görülebilir ki bu durum piyasa faizlerine ve kura olumsuz yansıyarak ekonomi üzerinde daraltıcı bir etki yaratır.

Daha temkinli bir duruşa geçildiği ölçüde bu kötü senaryodan uzaklaşılıp enflasyon beklentileri nispeten kontrol edilebilir bir düzeye çekilebilir.

Piyasa faizlerinde kalıcı düşüş ise ancak sıkı ve kararlı bir para politikası ile mümkün olur.

EKONOMİSTLER NE DEDİ?

Ekonomist Zümrüt İmamoğlu, "Alışkanlıkla Merkez Bankası kararı diyoruz hep ama yeni sistemde Merkez'in kararından değil, siyasi iktidarla beraber verilen bir karardan bahsediyoruz. Artık yönetimin kararı demek daha doğru kanımca. 425 baz puanlık indirim kararı verildi. Devamı da gelecektir." yorumunda bulundu.

EKONOMİ TEL TEL DÖKÜLÜYOR

Gazeteci ve ekonomist Mustafa Sönmez, "Merkez faizi 4.25 Puan düşürdü. Bu, beklentilere uyan bir indirim tutarı.Bunun dövize etkisi de sınırlı olur. Dolar 5.70 basamağında dolaşır. Sihirli bir dokunuş olmayacağını yazmıştım.
Ekonomi tel tel dökülüyor." değerlendirmesini yaptı.

Ekonomist Mahfi Eğilmez, "TCMB politika faizini % 19,75 olarak açıkladı. Piyasanın ilk tepkisi USD/TL kurunun 5,78'e yükselmesi oldu. Gecelik borç verme faizinin % 21,25 olduğu hesaplanıp da TCMB'nin asıl faizinin bu ikisinin ortalaması olduğu (% 20,50 olduğu anlaşılınca USD/TL kuru 5,70'e geriledi." ifadelerini kullandı.

Eğilmez, Merkez Bankası'nın faiz indirme kararının ardından salı günü kaleme aldığı yazıyı hatırlattı. "erkez Bankası politika faizini 4,25 puan indirdi. Bu konuda Salı günkü yazıma bir daha göz atmanızı öneririm." diyerek şu yazısını paylaştı:

EĞİLMEZ'İN YAZISI:

Şimdiye kadar bana sorulan “Merkez Bankası faizi ne kadar indirir ya da ne kadar artırır?” şeklindeki sorulara hiç yanıt vermedim. Çünkü yanıtını bilmiyorum. Bunun yanıtını bilmem için ya Merkez Bankası’nda bu kararı alan kişilerden birisi veya hükümette en üst düzeyde yetkili karar alıcı konumunda birisi ya da falcı olmam gerekir. Ben hiçbiri değilim. Bu durumda benim yanıtlayabileceğim soru: “Merkez Bankası faizi ne kadar indirir ya da ne kadar artırır” sorusu değil “Merkez Bankası faizi ne kadar indirmeli ya da ne kadar artırmalı” sorusudur. Bu, benim ekonomide ve piyasada izlediğim, gördüğüm, analiz ettiğim verilere ve bilgilere göre olması gerektiğini düşündüğüm oranı söylemem demektir. Bence iktisatçının yanıtlaması gereken soru budur.

Buna karşılık kurumların iktisatçıları, kurumlarının yatırım fonlarını, tasarruflarını yönetenlere veya o konuda karar alanlara yardımcı olmak için Merkez Bankası’nın ne yapması gerektiğinden çok ne yapacağı ile ilgilenirler ve o konuda tahmin yaparlar. Bulundukları konum itibarıyla haklıdırlar da.

Bu girişten sonra gelelim Merkez Bankası’nın Perşembe günü ne yapması gerektiğine. Öncelikle bu konunun dayanağını oluşturan verileri ele alalım. Bugün itibarıyla Merkez Bankası kararına dayanak oluşturacak veriler aşağıdaki tabloda gösterilmiş bulunuyor (Tablodaki veriler TÜİK ve TCMB sitelerinden alınmış resmi verilerdir. Son sütundaki veriler TCMB’nin Beklenti Anketine verilen yanıtlardaki tahminlerdir.)

Merkez Bankası'nın faiz kararı... - Resim : 3

Bu verilere baktığımızda Merkez Bankası faizinin gerek enflasyona (TÜFE) gerekse gösterge faize göre oldukça yüksek kaldığını görüyoruz. Enflasyon (TÜFE) TCMB Beklenti Anketindeki tahminin gerçekleşmesi halinde yılsonunda yüzde 15’in biraz altında olacak gibi görülüyor (benim tahminim biraz daha düşük olabileceği yolundadır.) Buna karşılık üretici enflasyonu (Yİ-ÜFE) hala TÜFE’nin 10 puan üzerinde bulunuyor. Yine TCMB Beklenti Anketinde Dolar kurunun yılsonuna kadar 6,15 dolayına yükseleceği tahmin ediliyor (bu tahminin ardında, tahmini yapan kişilerin faiz indirimi beklentileri var mı yok mu ya da varsa ne kadarlık bir indirim öngörerek bu tahmini yapmışlar bunları bilmiyoruz.)

Eldeki verilerden ve bildiklerimizden hareketle Merkez Bankası’nın karşısındaki alternatifleri sıralayalım:

(1) Merkez Bankası faizin neden, enflasyonun sonuç olduğu kanısını taşıyorsa faizi enflasyon düzeyine (yüzde16) indirebilir (8 puan) hatta çok daha fazla indirerek enflasyonu düşürmeye yönelebilir. Burada Merkez Bankası’nı sınırlayan tek şey yabancı yatırımcıların hızlı düşen faiz nedeniyle paralarını Türkiye’ye getirmek yerine başka ülkelere götürmeleri sonucunda TL’nin değer kaybetmesi olabilir. Bu durumda Merkez Bankası’nın bunu dikkate alarak faizi, enflasyonun biraz üzerinde (mesela yüzde 18 gibi) bir orana indirmesi makul olabilir ki bu 6 puanlık bir indirim anlamına gelir.

(2) Merkez Bankası enflasyonun neden faizin sonuç olduğu kanısını taşıyorsa o zaman faizi 3 – 4 puan indirerek bir yandan reel faiz makasını daraltırken bir yandan da enflasyonu daha fazla düşürmek için faizin baskı yaratmasından yararlanmaya devam edebilir. Böyle bir hamlede USD/TL kurunda yukarı yönlü bir hareket olabilir ama bu hareket muhtemelen kalıcı olmaz.

(3) Merkez Bankası, enflasyonun neden, faizin sonuç olduğu ve henüz enflasyonda kalıcı düşüşler için gerekli ortamın ortaya çıkmadığı, maliye politikasının para politikasını yeterince desteklemediği kanısını taşıyorsa o zaman faizde 1 – 2 puanlık bir indirimle yetinebilir.

Enflasyonun neden, faizin sonuç olduğu görüşünden yola çıktığımda enflasyon ve gösterge faiz oranlarındaki gerilemeyi ve USD/TL kurunda oluşabilecek dalgalanmayı dikkate alarak bendeniz Merkez Bankası’nın bu aşamada 3 – 4 puanlık faiz indirimi yapmasının uygun olduğunu düşünüyorum.