Morgan Stanley ekonomistleri, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın faizleri ağustosta 150 baz puan ve eylülde 100 baz puan artırarak politika faizini yüzde 20'ye çıkarmasının olası olduğunu belirtti.
Bankanın ekonomistleri bu durumun daha uzun süre derinden negatif bir reel politika faizi anlamına geleceğini ve hem mevduat hem de kredi faizlerinin daha yüksek seviyelere çıkması gerektiğini düşündüklerini kaydetti.
Bloomberg HT'nin aktardığına göre, bankanın raporunda “TCMB’nin revize edilmiş enflasyon görünümü göz önüne alındığında, para politikasına ilişkin tahmin yolu ve iletişim, politika faizinde kısmi normalleşme ve alternatif araçlara bağımlılığın devam ettiği yönündeki görüşlerimizi teyit ediyor" ifadeleri kullanıldı.
'MERKEZ'İN ENFLASYON TAHMİNİNDE KESKİN ARTIŞ
TCMB Başkanı Hafize Gaye Erkan perşembe günü ilk enflasyon raporu sunumunu gerçekleştirmişti. Erkan sunumda bankanın yıl sonu enflasyon tahminlerinde kesin bir yukarı yönlü revizyona gidildiğini açıklamıştı.
Erkan, bir önceki enflasyon raporunda yüzde 22,3 olarak öngörülen 2023 yılsonu TÜFE tahminini yüzde 58’e çıkarıldığını belirtmiş, para politikası ve miktarsal sıkılaşma önlemlerinin enflasyon ana trendine etkisinin 2024 ikinci çeyrekte görülmeye başlanacağını söylemişti.
Erkan toplantının soru cevap kısmında faiz artışında kademeli sürece vurgu yapmış ve Fed’in faiz artış döngüsünde bir anda enflasyonun üzerine çıkmadığını örnek vererek, “Faiz artışının etkisini ekonomide piyasa dinamiklerinde zarar vermeden, aşırılıklar oluşturmadan, kademeli gitmek bütün merkez bankalarının amacıdır” ifadelerini kullanmıştı.
MEVDUAT FAİZLERİNDE DOLARİZASYON HASSASİYETİ
Hafize Gaye Erkan mevduat faizinin dolarizasyonu artırmayacak bir seviyede olmasını önemsediklerini ve KKM’de çıkış stratejisiyle ilgili TL tasarruf araçlarını çeşitlendireceklerini, bunların zaman için açıklanacağını duyurdu.
Perşembe günü yayımlanan enflasyon raporunda enflasyon dinamiklerine ilişkin ayrıntılı analizlere yer verilmiş, döviz kuru sepetindeki yüzde 10’luk bir değer artışının tüketici fiyatlarına maliyet kaynaklı etkisinin ise bir yıllık bir süre zarfında 2,5 puan civarında olduğu belirtilirken, geçişkenliği artıran etkenler arasında yüksek dolarizasyon, yüksek cari açık, yüksek yabancı para borçluluğu ve yüksek risk primi yer almıştı.