İşte Meral Kaplan'nın Posta'dan Suna Akyıldız'a verdiği röportaj:
●Basında çıkan ilk haberleri hatırlıyorum. Sizi Cameron Diaz’a çok benzetmişlerdi... İyi de çıkış yapmıştınız ama evlenip çocuk yapmayı seçtiniz. Pişman mısınız?
Dönem dönem yaşadığım kötü olaylardan sonra pişmanlıklar duydum. Ama kızımdan dolayı o pişmanlıklarım artık bitti. Çok dağınık bir ailede yetiştim. Çocukluğum çok stresli geçti. Sürekli ayrılıp barışan bir ailede yetiştiğim için hep mutlu bir ailem olsun istedim. Dizilerde setlerde çalışmaktan çok yorgun düştüğüm bir dönemdi. “Asla evlenmem” diyordum ama ailem evlenmeden önce sevgilimle birlikte yaşamamı onaylamaz diye evlendim. Biz çocuk için değil, sevgili hayatını birlikte yaşayabilmek için evlendik. Boşanma sıkıntılı geçse de bir aile kurmak ve çocuğumun olması bana iyi geldi.
● Evlendiniz,anne oldunuz,şimdi boşanma aşamasındasınız. Geleceğe dair planınız var mı?
Çocuğumun üzerine planlarım var. Yatırımlarım bile hep onun üzerine… Öğretim görevlisi olarak çalışmayı düşünüyorum.Hem de televizyonda oyunculuk ve sunuculuğa tekrar geri dönmek istiyorum. Gelen tekliflere bakacağım. Şu anda iki üniversite mezunuyum. Galatasaray Üniversitesi’ne puanlarım yetiyor; orada yüksek lisans yapmayı düşünüyorum bu sene.
● Dönüşünüz epey iddalı oldu... Fotoğraflar inanılmaz!
Teşekkür ederim. Uzun süre görünmek istemedim. Çok kötü şeyler yaşadım. Bu dönem beni çok olgunlaştırdı. Gerçekten çok çocukmuşum. Ben modellik yaparken de, oyunculuk yaparken de hiçbir zaman iddalı bir kadın olmadım. Ama bu son fotoğraflarda marka danışmanı Selim Akar’ın emeği büyük. Karşıdan gözlerini makyöze, kuaföre dikiyor ve gün boyu yaptığı işe adapte oluyor. İyiyi yakalayana kadar o makyajı 30 kez sildirebilir. Kaliteli iş yapmaktan taviz vermiyor.
● Yeni projeler var mı?
Eskiye dönüp baktığımda arkadaş hatrı diye çok saçma projelerde de yer aldım. Artık iyisi olsun ve tüm enerjimi o işe yansıtayım istiyorum. Anneliğim yapacağım işin dahi önünde. O yüzden bundan sonra hem sevdiğim hem de bana güzel şeyler katacak işlerde yer almak istiyorum.
HER BOŞANMA KÜÇÜK BİR ÖLÜMDÜR
● Son dönemde eşinizle boşanma aşamasında yaşadığınız olumsuzluklar da çok gündeme geldi. Şu an nasıl durumlar?
Ben her zaman uzlaşarak bitirmek isteyen taraftım. İnan beklentim bile olmadı. Her boşanma küçük bir ölümdür. Eski eşim bazı insanların da dolduruşuna gelip cinnet bahanesiyle bana kötü şeyler yaşattı. Çevre müdahale etmeseydi herkes belki kendi kabuğunda kavrulup düzgün bir şekilde yaşayacaktı. Ama insanlar çok fazla müdahale ediyor. Bunun nedeninin para olduğunu düşünüyorum. Eski eşim maddi olarak güçlü bir adam. Ben bu dolduruşlara karşı olayı yatıştırmaya çalıştım ama süreç benim için sıkıntılıydı. Şu an birbirimizi daha iyi anladığımızı düşünüyorum.
● Boşanma davanız hâlâ sürüyor mu?
Evet, uzun süredir devam ediyor. Şu an uzlaşma dönemindeyiz. Çok uzadığı için biz sonlandırmasak da zaten mahkeme sonlandırıyor. 2,5 yıl oldu. Çocuğumuz için bunu yapmak zorundayız.
'PİŞMANIM' DİYORSA İHANETİ AFFEDERİM
● Evliliğiniz süresince sizi inciten şey ne oldu?
Tam uzlaşma aşamasında bu konulara girmek istemiyorum. Ben değişik kafada bir kadınım. Aldatılma bile beni çok fazla incitmeyebilirdi. “Pişmanım” diyorsa ihaneti affederim. Benimle yaşamaya devam etmek istiyorsa aldatılmayı bile affederim. 12 senede incitici o kadar şey oldu ki saymakla bitmez. Eşiniz vicdani olarak yanınızda değilse çok kırılıyorsunuz. Bazı süreçlerde yanınızda olmasını istiyorsunuz. Benimde kırılma noktam buydu sanırım.
● Şiddete maruz kaldınız mı?
Ben şiddet görmüş bir kadın değilim. Zaten evliliğim süresince şiddet görmüş olsaydım uzatmaz ayrılırdım. Boşanma aşamasının ilk dönemlerinde kötü şeyler yaşadım ama bitti. Yani ben bu tip şeylere alışık değilim. Amacım şimdi eski eşimi kötülemek değil. Ben de sürekli şiddet görüp oturacak bir kadın değilim.
● Tekrar barışmak istese evliliğine bir şans daha verir misiniz?
Asla! Çünkü bizim boşanmamız normal olmadı. Travmalı bir boşanma süreciydi. Sonuçta bir çocuğumuz var. Ona bir şey olsa ilk koşan ben olurum, biliyorum ki bana da bir şey olsa o da koşar. İkimiz de ortak bir evlada sahip olduğumuzun bilincindeyiz. Ben hiçbir zaman çocuğumun babasız yetişmesini istemem. Çocuğumun babasına, o ne yaparsa yapsın zarar gelmesini istemem. Buna da izin vermem. İnsanlar hep “Para için, nafaka için” dedi ama iki senedir ne kadar kötü günler geçirdiğimi herkes biliyor. Yine de şükürler olsun iyiyim. Sadece inan huzur istiyorum. Artık bitti. Barışma olmaz.
● İleride tekrar evlenip çocuk sahibi olmak ister misiniz?
Kimse alınmasın ama ilişkilerden ve erkeklerden nefret ediyorum. Toparlanmaya çalışıyorum. Evlilik ve aile hayatını seviyorum ama şu an için zor.
HEPİMİZ TERAPİYE GİTMELİYİZ
● Yakın arkadaşınız Seçkin Piriler ile de kavganız günlerce konuşuldu. Bu duruma gelmekten rahatsız mısınız?
Bu duruma gelmesinden inanılmaz rahatsızım. Seçkin de ben de boşanmalarımız sırasında travma geçirdik. Sonra baktım ki sadece ben ona dostmuşum. Sanki Seçkin bana maddi bir destek veriyormuş gibi yansıtıldı ama her konuda desteği veren bendim. Kusura bakmasın yani. Ben her zaman Seçkin’in yanında oldum. Kavga olayında da benim kolumda da birçok yerde morluk vardı. Seçkin bana saldırdığında dört kişi üzerimden zor aldı onu. İkimiz de yılların sonunda dolduk sanırım. Geçirdiğimiz travmalar sonucu bu hale geldik. Çocuk yetiştiriyoruz. Sağlıklı olmak zorundayız. Hayat bizi bu duruma getirdi. Aslında hepimiz terapiye gitmeliyiz. Seçkin’in çevresindeki insanlar da onu “İyi değilsin” diye uyarıyor. Vitamin eksikliği bile bir çok depresif durumlara yol açabiliyor. İnsan ruhuna ve bedenine yatırım yapılmalı.
SEÇKİN PİRİLER İNTİHAR ETMESİN DİYE SUSTUM O DA SUSMALIYDI
● Kavganın bu kadar büyüyeceğini tahmin ediyor muydunuz?
Yılların dostluğu hatırına susmalıydı. Bana koyan şey buydu. Ben arkadaşım intihar etmesin diye sustum. Ama meğer onunla daha önceden kavga etmeliymişim. Çünkü bir insanla kavga ettiğinde onun gerçek yüzünü anlarsın. Ben ilk ve son defa kavga ettim ve bana inanılmaz kötü şeyler yaptı. O yüzden kendisini asla affetmeyeceğim. Çocukları var, yolu açık olsun. “Eşinden şiddet görmüş” diyorlar. Buna inanmıyorum. Görmüşse de bir kadın olarak çok üzülürüm.
● Seçkin Piriler ne oldu da bu duruma geldi?
Evliliğinin son döneminde, kötü günler geçirdiğinde onun yanında oldum. Tesadüfen bizim mahalleye taşınmışlardı. Daha çok görüşmeye başladık. Mankenlik döneminde iş için arada görüşürdük ama bu kadar samimi değildim. Anne gibi sahiplendim. Her sözüne inandığım için kendime çok kızdım. Bence herkesin ablasıyla kardeşiyle dahi bir mesafesi olması gerekiyor. Biz mesafe koymadığımız için bu duruma geldik.
ÇOCUĞUMU HİÇ TANIMAYACAĞIM BAŞKA BİR İNSAN DOĞURACAK
● İkinci çocuğunuz olsun istemez miydiniz?
Biz tüp bebek yapmıştık. Embriyo beş yıl saklanabiliyor. İstanbul Tüp Bebek Merkezi darbe olayında kapandığında tüm embriyolar Koç Üniversitesi’ne taşınmış. Hepsinin üzerinde isimler yazsa bile hepsi karışmış. Embriyosu kayıp anneler arasında ben de vardım. Öğrendik ki embriyolar yurt dışında çocuğu olmayan insanlara satılmış. Çocuğumu hiç tanıyamayacağım başka bir insan doğuracak. Benim için çok travmatik.
HAYATIM BOYUNCA BAŞIMA GELEN EN BÜYÜK HATAYDI
● Seçkin Piriler’in de sizin gibi eşinden şiddet gördüğü haberleri basında yer alınca neler hissettiniz?
Aslında inanmadım. Olayları yakından gören biri olarak söylüyorum, Kaan çok iyi bir baba. Çok da ayrıntıya girmek istemiyorum. Seçkin’le ilgili hiçbir şey ne görmek, ne de duymak istiyorum. Seçkin benim hayatımda başıma gelen en büyük hatalardan biriydi.
● Tekrar barışma durumunuz olmaz mı?
Asla. Eski eşimin bile başına bir şey gelse koşarım ama Seçkin için asla! Seçkin, çocuğumun velayetinin benden alınması için acımasızca yardım etti. Ailesi ona yardım etsin, ben Kızılay değilim. Eski Meral yok.