İttifak siyasiyetini reddetiklerini belirten Akşener “Önümüzdeki yerel seçimlerde, 81 ilde, kendi adaylarımızla, hür ve müstakil siyasetimizle, tek başımıza aziz milletimizin huzuruna çıkacağız” dedi.
Akşener'in konuşmasından satır başları:
SİNAN ATEŞ ÇIKIŞI
-Başkentin göbeğinde bir babaya, bir eşe, Sinan Ateş’e kıyılmasının üzerinden 278 gün geçti.
-Onlar ilk baştan itibaren onu unutturmaya çalıştılar, bizler unutmadık. Kimsenin unutmasına da unutturmasına da asla izin vermeyeceğiz. Arsızlar güçlü diye haklı olmayacak, katiller güçlü diye özgür olmayacak.
GEZİ DAVASI KARARINA TEPKİ
-Gençlerimizin o dönem bir müstemleke yönetimine karşılaştığı bu onurlu duruşu, türlü ayak oyunlarıyla karalamış olsalar da bir türlü hazmedemediler.
-Üzerinden 10 yıl geçse de yetmiyor. AKP, Gezi travmasını aşamıyor. Hala intikam almaya çalışıyorlar. Sakın bir aha birleşmeyin diyorlar.
-Ülkemizde ne yazık ki bir kez daha hukuk koltuklara hizmet etmiştir. Ne yazık ki vesayet bir kez daha toplumun üzerine çökmüştür.
-Muhteremler; kendi beceriksizliğinizin üzerini örtmek için, yargıyı aparat haline getiremezsiniz!
-Kendi çıkarlarınızı, bir millî ideolojiymiş gibi Türkiye'ye dayatamazsınız! Kendi ellerinizle sebep olduğunuz krizin bedelini, hiçbir Türk evladına ödetemezsiniz!
-Türk milletinin hiçbir ferdine, öz yurdunda garip, öz vatanında parya gibi davranamazsınız! Bu konuyla ilgili, geçtiğimiz günlerde, yeni bir şey daha öğrendik.
-Gençlerimiz, aileleri üzülmesin diye saklamışlar ama; Tutuklandıkları ilk gün, “rutin uygulama” denilerek, saçları kazınmış…
-Olay duyulunca, apar topar soruşturma açıldı ama; kepazelik ortada duruyor… Rutin uygulamaymış… Bu kime yapılır? Teröriste yapılır. Yuh olsun, yazıklar olsun! Bir yanda, hiçbir suçu olmadığı hâlde, evlatlarımız, terörist muamelesi görüyor.
-Diğer yanda ise, ODTÜ gibi, kıymetli bir üniversitemizin içerisinde, terör sempatizanları, yine bir Türk evladına saldırabiliyor. Hani, nerede sizin milliyetçiliğiniz? Türk gençlerine, müstemleke tebaası muamelesi yapamazsınız. Meydanlardan bağırarak olmaz. İcraat lazım icraat!
İMAMA TEPKİ
-Sığınmacıların oluşturduğu tehditlere, tepki gösterenler; ırkçı olacak, tutuklanacak…
Ama haysiyetsizin biri çıkacak, rahat rahat; Hatay'da, depremde şehit olan vatandaşlarımızın, cesetlerinin koktuğunu, ama bir Suriyelinin, “naaşının”, mis gibi koktuğunu söyleyecek, öyle mi? Türk olmaktan gurur duyanlar, saldırılara hedef olacak…
-Ama Türk milletine, alenen hakaret eden bir ahlaksıza, hakkında, “dostlar alışverişte görsün” misali, başlatılan bir inceleme dışında, hiçbir şey olmayacak, öyle mi? Allah aşkına, hiç mi utanmıyorsunuz?
SEÇİM MESAJI
-Zengin güçlü bir ülke nasıl inşa edilirmiş göstermeye geliyoruz. En iyi bildiğimiz şeyi yapmaya devam edeceğiz. Sokak sokak kapı kapı gezip milletimizin ayağına gideceğiz.
-25 Ekim 2017'de çıktığımız, bu kutlu yolda; tüm engelleri, iftiraları, baskıları, tek başımıza göğüslediysek, bugünden sonra da, tek başımıza olacağız!
-Ve önümüzdeki yerel seçimlerde, 81 ilde, kendi adaylarımızla, hür ve müstakil siyasetimizle, tek başımıza, aziz milletimizin huzuruna çıkacağız!
-Bize bu yolda, dört bir yandan, saldıranlar olacak. Kiralık kalemler hep bizi yazacak, satılık diller, hep bizi konuşacak.
-Yalanın, iftiranın, rantın karasına bulanmış, kirli eller, hep bizi işaret edecek. Varsın, olsun. Biz, milletimizin sinesinde huzur bulacağız!Dönüp bize, “oyunbozan” diyenler olacak. Doğrudur.
-Eğer ortada, milletin zararına oynanan bir oyun varsa, biz o oyunu bozarız! Memleketin geleceğiyle, kumar oynanıyorsa, biz o kumarı bozarız! 22 yıldır, kazananın ve kaybedenin değişmediği, kirli bir çark varsa, biz o çarka, çomak sokarız!
-Ne diyor şair?“Zulmün topu var, güllesi var, kal'ası varsa, Hakkın da bükülmez kolu, dönmez yüzü vardır. Göz yumma güneşten, ne kadar nûru kararsa, Sönmez ebedî, her gecenin gündüzü vardır. Millet yoludur, hak yoludur, tuttuğumuz yol! Ey hak yaşa, ey sevgili millet yaşa; Var ol!”
ANKARA’DAKİ TERÖR SALDIRISI
-Ankara’da hain bir terör saldırısı gerçekleşti. Kahraman Türk polisimizi yürekten kutluyor, şükranlarımı sunuyorum. Uzunca bir süredir, alışılagelenin aksine, süreci ciddiyet ve şeffaflıkla yürüten, İçişleri Bakanı Sayın Ali Yerlikaya'ya da, milletimiz adına, teşekkür ediyorum.
-Gerek bu süreçte, gerekse de son dönemde, Emniyet Teşkilatımızın, suç örgütlerine karşı yürütmüş olduğu başarılı operasyonlar, Sayın Bakan'ın, kararlı bir duruş sergilediğini gösteriyor.
-Ancak tabii ki; AK Parti bünyesindeki, bazı odakların, bu duruştan, ne kadar memnun olduğu meçhul…
-Çünkü bu odakların ,bu devletin, bu Cumhuriyetin yetiştirdiği, liyakatli insanlarla,problemi olduğunu, çok iyi biliyoruz.
Onların önünü açmak yerine, yolunu kesmek istediklerini de biliyoruz. Nitekim geçtiğimiz günlerde, benzer bir durumun, Hazine ve Maliye Bakanı, Sayın Mehmet Şimşek için de,
geçerli olduğunu söylemiştim.
-Dolayısıyla, buradan sormak istiyorum: Artık, kendi kendini tüketen, bir cadı kazanına dönüşen, Ak Parti bünyesinde, dün, Sayın Mehmet Şimşek'i, bugün, Sayın Ali Yerlikaya'yı, hedef alanlar; acaba yarın, kime odaklanacak?
-Sıradaki şanslı yarışmacı, acaba kim olacak? Yoksa Dışişleri Bakanı, Sayın Hakan Fidan mı? Bakcez, görcez…
Uzunca bir zamandır, ülkemizin en önemli sorunlarından biri de, gerçek gündemini konuşamaması.
Sorunların üstesinden gelebilmemiz için, önce onları konuşabilmemiz, çözüm yollarını, arayabilmemiz gerekir.
Ama maalesef, mevcut haliyle siyaset; gerçeklerin konuşulmasına, izin vermese de;vatandaşın derdini, bir kenara bırakıp, sürekli gerilim, sürekli kavga üretse de;
milleti kamplara ayıran, bir nefret dilini tercih etse de; milletimizi acıda, kaygıda ve endişede birleştiren, gerçekler değişmiyor.
Yani hakikat, konuşulmadığı zaman, hakikatliğini yitirmiyor. Gerilimden beslenen siyaset, milletimize hiçbir fayda vermiyor. Aksine, hem bugünü ıskalamamıza, hem de yarınlarımızın, tehlikeye düşmesine sebep oluyor.
Milletimizin derdi hâlâ, işsizlik. Milletimizin derdi hâlâ, kaynamayan tencere. Milletimizin derdi hâlâ, artan ev kiraları. Milletimizin derdi hâlâ, ödenemeyen faturalar, gelmek bilmeyen ay sonları…
Yalnız, geçtiğimiz ay, çok garip bir şey yaşandı. TÜİK, 1 buçuk yıl sonra ilk kez, oldukça cömert davranarak, İTO, ENAG gibi kurumların rakamlarına, yakın bir enflasyon oranı açıkladı.
Eee ne demişler, yanlış hesap, Bağdat'tan dönermiş…