BIST 100 9.636 DOLAR 34,65 EURO 36,34 ALTIN 2.932,32
6° İstanbul
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyon
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkari
  • Hatay
  • Isparta
  • İçel
  • İstanbul
  • İzmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce

Mehmet Eymür’ün 'işkence yaptım' itirafı sonrası mağdurlardan sert tepki 

Mehmet Eymür’ün 'işkence yaptım' itirafı sonrası mağdurlardan sert tepki 

Eski MİT yöneticisi Eymür’ün geçmişe ilişkin yaptığı “İşkence yapmışımdır” sözlerinin ardından, dönemin mağdurları sessizliğe isyan ettiler. Mağdurlar hukuki bir yaptırımın olmamasına tepki göstererek insanlık suçu olan “işkence”nin yargılanması talebini yinelediler.

Cumhuriyet'ten Zehra Özdilek'in haberine göre, Eski MİT Kontrterör Daire Başkanı Mehmet Eymür’ün itiraf gibi açıklamalarının ardından işkence, yeniden gündeme geldi. 12 Eylül döneminde işkence görenler “Kaç gündür bakıyoruz, hukuk kurumlarından, demokratik kitle örgütlerinden, barolardan tepki yok. Savcıların resen harekete geçmesi gerekirken tık yok. Basında gereken duyarlılık yok. Hangi hukuki yollar işletilebilir? O dönemdeki uygulamalardan ötürü devlet aleyhine tazminat davaları açılabilir mi, bakmak lazım. İnsanlık suçlarında zamanaşımı yoktur. Türkiye kendi ayıbıyla yüzleşmiyor” ifadelerini kullandı.

12 Eylül sırasında savunmalarından dolayı yargılanan, işkence gören, öldü sanılarak Mamak’ta yol kenarına atılan avukat İsmail Sami Çakmak, 12 Mart’ta her türlü işkenceye maruz kalan Psikolog Jülide Aral ve 12 Eylül darbesine karşı bildiri dağıttığı için Sansaryan işkencehanesinden yolu geçen Turhan Feyizoğlu gazetemize konuştu.

Avukat İsmail Sami Çakmak: 12 Eylül sonrasında birçok devrimci işkenceyle öldürüldü. İşkenceyle öldürülenlerin yüzde 99’unun işkenceyle ifadeleri alınıp imzalatıldı. Daha sonra bu ifadeleri korktukları için doğrulayanlar da oldu. Bu ifadelere dayalı yapılan yargılamalar sonucu ceza alanlar, geleceği karartılanlar, işini kaybedenler oldu. Dönemin en yetkili ağzı şimdi alenen işkenceyi savunuyor. Eymür ‘yaptım, gereklidir, pişman değilim’ diyor. Şimdi buna sıcağı sıcağına bir tepki vermek gerekiyor. Kaç gündür bakıyorum hukuk kurumlarından, demokratik kitle örgütlerinden tepki yok. Savcıların resen harekete geçmesi gerekinken tık yok. Barolardan tepki yok. Baroların ortalığı ayağa kaldırması lazımdı. Basında gereken duyarlılık yok. Hangi hukuki yollar işletilebilir, onun üzerine çalışıyorum. Yargılamaların iadesi yolu işletilebilir. O dönemdeki uygulamalardan ötürü, devlet aleyhine tazminat davaları açılabilir mi diye bakıyorum. Ama ‘Bir şey çıkmaz, sana ne’ diyenler de var. İşkence davalarına baktığım için polislerin baş düşmanıydım. İnsanlık suçlarında zamanaşımı yoktur. Hukuk kurumumuz var, ama var demeye bin şahit ister. Hukuka aykırı bir sürü uygulamalar var tepki yok. Zerrin Güngör gibi biri Etik Kurulu Başkanlığı’na seçilebilebildi ancak bir tepki yok. Avukat İsmail Sami Çakmak

Psikolog Jülide Aral: Mehmet Eymür durup dururken böyle bir şey ortaya attıysa altında bir şey ararım. ‘Çocuklarıma nasıl bir isim bırakıyorum, bu ne demek’ gibi bir şey değil. İşkencenin bir suç olduğu zaten dünyaca kabul edilmişti. İşkence görmüş biri olarak işkence mağdurlarıyla, travma mağdurlarıyla çalışan bir psikoloğum. Bunlarla ilgili dava açılıyor mu? Mücella Yapıcı’nın çıplak arama davası sekiz yıl sonra açılmış. Türkiye ayıplarıyla, suçlarıyla yüzleşmiyor. Eymür’ün bu açıklamaları yaparken tek olduğunu düşünmüyorum. Bu açıklamaları yaptıktan sonra hesabına göre eline ne geçti, altında ne var bunu merak ediyorum.Psikolog Jülide Aral

Yazar Turhan Feyizoğlu: 12 Eylül 1980 darbesine karşı bildiri dağıttığım için polisler tarafından o dönem öğrenci olduğum İstanbul Üniversitesi bahçesinde gözaltına alındım. İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nün bulunduğu Sansaryanhan’a götürüldüm. Tekme, tokat, yumruklarla sürekli dövüldüm. Sürekli falakaya yatırıldım. Üç veya dört gün Sansaryanhan’da bu şekilde işkence gördükten sonra Gayrettepe’deki Siyasi Şube’ye götürüp teslim ettiler. Bugün Mehmet Eymür’ün anlatıkları şeyleri ilk kez duymuyoruz, daha önce de anlattı. Fakat bu ülkede işkence edenlere ceza verildiğini görmedim. Cezayı işkence edilenlere veriyorlar. Yazar Turhan Feyizoğlu

İLHAN SELÇUK DA İŞKENCE GÖRMÜŞTÜ

Ziverbey Köşkü’nde işkence gören gazetemiz imtiyaz sahibi ve yazarı İlhan Selçuk da ifadesinde akrostiş yöntemiyle işkence altında olduğunu yazmıştı. Mahkemedeki savunmasında ifadesinin işkence altında alındığını kanıtlayan İlhan Selçuk, beraat etmişti.

300 KİŞİ HAYATINI KAYBETTİ

12 Eylül sonrası resmi rakamlara göre 650 bin kişi gözaltına alındı, 230 bin kişi askeri mahkemelerce yargılandı, cezaevlerinde ise işkence sonucu 171 kişi olmak üzere yaklaşık 300 kişi hayatını kaybetti. 50 kişi idam edildi, 1 milyon 683 bin kişi ise fişlendi.