Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, haftalık olağan değerlendirme toplantısında gündeme dair açıklamalarda bulundu.
Davutoğlu, “Ekonomi yönetiminde cehalet diz boyu diyerek” ekonomi yönetimini ağır sözlerle eleştirdi. Erdoğan’ın oğluna, kardeşine ve özel kalem müdürüne ait Man adasındaki şirkete 15 milyon dolar gönderilmesine de değinen Ahmet Davutoğlu şu ifadeleri kullandı:
“Bunların yedikleri, giydikleri, içtikleri, banka hesapları, okudukları okullar; hepsi yurt dışında hepsi yabancı. Onların tuzu kuru tabii. Ama kalkıp kahve muhabbeti düzeyinde ithalat ve ihracat analizleri yaparlar. Bu ekonomi yönetimi ne yazık ki liyakatsizliği ve ciddiyetsizliğiyle Türk iktisat tarihine geçecektir. Bu liyakatsiz yönetim, bayramın birinci günü sabahı, yangından mal kaçırır gibi döviz işlemleri için banka ve sigorta muameleleri vergisi oranını %1 gibi çok yüksek bir seviyeye çıkardı. Böyle yüksek oranlı işlem vergileri herkesi “arka yollara” yönlendirir. İşlemlerin kayıt dışına çıkmasına yol açar. Bunlar bir yana, kambiyo vergisini getirenlerin “Zenginlerin elindeki döviz… vatandaşın elindeki döviz” şeklinde ayırması vatandaşa açık bir tehdittir. Bu açıkça kahve düzeyindeki iktisat bilgisiyle yapılabilecek bir saçmalamadır. Bugünkü ekonomi yönetiminde cehalet diz boyudur. Demokratik bir ülkenin bakanının hem demokrasiden hem de demokrasi-yatırım ilişkisinden bu kadar uzak olması ancak nepotizmle, yani akraba kayırmacılığı ile mümkündür. O da bizim ülkemizin son yıllardaki en ağır salgınıdır. Birileri de kalkıp “İnsanlar Türkiye’ye güvenip paralarını Türk bankalarında ve kayıt içinde tutacaklarına Man Adası veya Malta gibi yurt dışı vergi cennetlerindeki gizli hesaplarda mı tutsaydı?” diye sorarsa ne cevap vereceksiniz?”
NE OLMUŞTU?
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, 21 Kasım 2017’de partisinin grup toplantısında, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın yakınlarının Man Adası’nda bulunan Bellway şirketinin yurt dışında bulunan hesabına para gönderdiğini iddia etti. “Senin çocuklarının yurtdışı hesaplarına gönderdiği milyonlarca dolar para var mı” diye soran Kılıçdaroğlu, “Sevgili Erdoğan, çocuklarının, eniştenin, dünürünün, kardeşinin, eski özel kalem müdürünün yurtdışında vergi cennetlerinde bir şirkete milyonlarca dolar para gönderdiklerini biliyor musun? Bunun cevabını bekliyorum. Sen misin yerli milli, bn miyim yerli ve milli?” dedi. İstanbul 20. Asliye Hukuk Mahkemesi, bu sözlerden dolayı Kılıçdaroğlu’nu Erdoğan’a 150 bin TL; kızları Esra Albayrak, Sümeyye Erdoğan, oğulları Bilal Erdoğan, Burak Erdoğan; kardeşi Mustafa Erdoğan, dünürleri Sadık Bayraktar, Osman Ketenci, Orhan Uzuner ve Özdemir Bayraktar, eniştesi Ziya İlgen’e ise toplamda 205 bin TL ödemeye mahkum etti.
İstanbul 5. Asliye Hukuk Mahkemesi ise Kılıçdaroğlu’nu 28 Kasım 2017’deki partisinin grup toplantısında benzer bir konuşma nedeniyle tazminata mahkum etti. Mahkeme, Kılıçdaroğlu’nun Erdoğan’a 110 bin TL, diğer yakınlarına ise 87 bin TL ödemesine karar verdi.
İstanbul Anadolu 9. Asliye Hukuk Mahkemesi de 5 Aralık 2017’de Ankara Arena Spor Salonu’nda düzenlenen “Eşitlik ve Adalet Kadın Buluşması”ndaki konuşmasından dolayı Kılıçdaroğlu’nu Erdoğan’a 100 bin TL, akrabalarına ise 42 bin TL ödemesine hükmetti.
Her üç mahkemedeki duruşmada, Kılıçdaroğlu’nun avukatı Celal Çelik, hakimlerin tarafısız davranmadığı gerekçesiyle reddi hakim talebinde bulunmuş, ancak mahkeme bunu kabul etmemişti. Çelik de, mahkemeyi, cübbesini çıkararak terk etmişti.