'Kanserle Savaşırken Öğrendiklerim' isimli kitabın yazarı olan ve 'makine mühendisliğinden mezun olduğunda tornavida sıkmayı bilmediğini söyleyen Yurkuran konferansta şöyle konuştu: "Beni dikkatle dinlemeniz sizin menfaatenize. Ben buraya para alıp gelmedim. Televizyon programlarına da para alıp çıkmıyorum. Ben biliyorum ki bu gün ben biliyorum ki hepinizin hayatı tehlikede. Bir defa hepinizin erkekliği tehlikede. İçinizde 45 yaşınıza geldiğinizde erkeğim diye gezebilecek bir tane adam çıkmayacağına dair iddiaya girerim. Çok afedersiniz ‘işemekten’ başka bir işte kullanamayacaksınız. (Öğrencilerden tepkiler duyuluyor). Beni dinleyecekseniz adam gibi dinleyin dinlemeyecekseniz çıkın gidin, ben de çeker giderim, bir sürü işim gücüm var. Buraya kimse zorla gelmedi bende zorla gelmedim."
DOKTORLARA SUÇLAMA
Yurkuran, konuşmasında doktorlar hakkında da ağır ifadeler kullandı. Yurtkuran "Bu gün 100 liranızı bir başkasına güvenip emanet edemeyen insanlar karaciğerin, böbreğini, dalağını doktorlara emanet ediyor. Para veriyorsunuz ve sizi yavaş yavaş öldürüyorlar. Bu gün doktorların hepsi çaresiz kendi hastalıklarına çözüm bulamıyorlar hepsi sakat" diye konuştu.
"DOKTORLARIN İNSAN SAĞLI HAKKINDA BİLGİSİ YOK"
Çaresizliğe bağlı hastalıklar konusunda uzman olduğunu iddia eden makine mühendisi Yurtkuran, doktorların insan sağlığı hakkında bir bilgisi bulunmadığını iddia etti. Yurtkuran "Yani sadece tıp fakültelerince senelerce latince öğrenen doktorlar bilir, onun haricinde hiçbir Allah'ın kulu hastalıklar hakkında hiçbir şey bilmezmiş gibi bir imajla bir algı operasyonu ile herkesi hastanelere mahkum hale getirdiler. Peki tıp fakültesini bitiren doktorlar hastalıklar ve insan sağlığı hakkında ne kadar bilir? Bunu düşündünüz mü hiç? Tıp fakültesi mezunları da benim mühendis olduğum kadar sahasını biliyor. Ondan sonra bir hata daha yapılıyor. Mezun olur olmaz uzmanlık sınavları başlıyor. TUS sınavları. Bu sınavlarla birlikte bir bütünün beşyüzde birinin uzmanı olmaya aday oluyorlar. Eğer siz 100 trilyonluk hücrelerden meydana gelen bir bütün insanın 1/ 500 ünün uzmanı olursanız bildiğiniz hiçbir işe yaramaz. Bu gün biliyormusunuz el parmağı uzmanları var, omuz uzmanı var, diz kapağı uzmanı var, ayak parmakları uzmanı var, dişin 5 ayrı uzmanı, gözün 8 ayrı uzmanı var. İşin en kötü tarafı da şu tıpta bildiğini paylaşmak yoktur. Uzmanlık alanı dışında yorum yapamazsınız, konuşamazsınız."
ÖĞRETMEN VE ÖĞRENCİLER İSYAN ETTİ
Bir öğrenci, "Demin ben çaresizliği sevmiyorum v.s. dediniz. Şimdi şöyle bir durum var, MS gibi bazı hastalıkların çaresi yok" demesi üzerine Yurkuran "Hiçbir hastalığın çözümü yok bugünkü sağlık sisteminde" diye konuştu. Yurtkuran'ın sözleri öğretmenlerin de tepkisini çekti.
Öğretmen ile konuşmacı Yurtkuran arasında şu diyaloğ gerçekleşti:
Öğretmen: MS hastası olan çocuklarınız tamamen iyileşti mi sizin?
Ümit Yurtkuran: Tabii hiçbir problemleri yok. İyileşen yığınla insan tanıyorum.
Öğretmen: Hocam gerçekten kalbim sıkıştı. Söyledikleriniz karşısında dehşete düştüm!
Ümit Yurtkuran: Elimdeki şu kitabımı okursanız
Öğretmen: Siz dış ticaret, yatırım, hazine uzmanı olduğunuzu söylüyorsunuz ama burada konuştuğunuz şey; vücut, mide, beyin v.s. siz aldığınız makine eğitiminde hiçbir şey öğrenemediğinizi söylerken, hiç eğitimini almadığınız tıp alanında devasa bilgi sahibisiniz. Bu kabul edilir bir şey değil.
Öğrenciler öğretmenin bu sözlerini alkışlarken diyalog şöyle devam etti:
Öğretmen: Sağlıkla ilgili topluma verilen bilgilerin %90 ı yanlışmış, sizin verdiğiniz bilgiler %100 doğruymuş. Bu çok komik bir iddia.
Ümit Yurtkuran: Siz sağlıkçı mısınız?
Öğretmen: Ben sağlıkçı değilim ben öğretmenim. Ben bilimden yanayım.
Ümit Yurtkuran: Bende bilimden yanayım.
Öğretmen: Siz bilimsel bir tane cümle kurmuyorsunuz. Çocuklarımızı böyle yanlış bilgilerle zehirleyemezsiniz. Çocuklar bilimden vazgeçmeyin! Bilimden vazgeçmeyin.
Tartışmada okul müdürü araya girip öğretmenden konferansı dinlemek istemiyorsa gitmesini istedi. Öğretmen "Beni dinleyin" diyen Ümit Yurtkaran'e şu yanıtı verdi: "Ben sizi nasıl dinleyeyim. 16 günde kanserden iyileştiğinizi söylüyorsunuz. Uzakdoğu'ya gittim.16. günün sonunda vaziyetim iyiydi diyorsunuz. Hal böyle iken öğrencilerimize bilimsel bir toplantı gibi bilgi veremezsiniz.16 günde iyileşiliyorsa dünyadaki bütün insanlar aptal mı?"
Öğrenciler de alkışlarıyla öğretmene destek verdi ve salonu terk etti.
'TAKİPÇİSİ OLACAĞIZ'
Eğitim-Sen 2 No'lu Şube Başkanı Nusnet Sulkalar, bu seminerin izinle yapılıp yapılmadığını veya kimin izin verdiğinin araştırırarak konunun takipçisi olacaklarını söyledi.