Cumhuriyet'ten Yazgülü Aldoğan'ın haberine göre; kamuoyunda Kemer Country olarak bilinen ve çevreye ve yeşile duyarlı yapılaşma biçimiyle çeşitli ödüllerin sahibi olan Kemer Yapı, içine düştüğü mali sıkıntı nedeniyle Demirören Grubu’na satıldıktan sonra 2018 yılında yeni bir yapılanma tehlikesiyle karşı karşıya kalmıştı.
Burayı satın alan Demirören Grubu, yeşil alan içine yüzlerce villa yaparak rant elde etmek isterken bu alanları kullanan bundan önceki mülk sahiplerinin de müktesep haklarına tecavüzde bulunduğu iddia ediliyor.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından İBB ve Eyüp Sultan Belediyesi’nin hiçbir şekilde görüşü alınmadan yapılan plan tadilatlarına karşı mülk sahipleri tarafından 7 ayrı mahkemede açılan 13 dava sonucunda 8. İdare Mahkemesi yürütmeyi durdurma kararı vermiş, 12. İdare Mahkemesi ise imar planı değişikliğini iptal etmişti. Ama şu işe bakın ki adli tatil süresi içinde hem 8. İdare Mahkemesi tarafından verilmiş olan yürütmeyi durdurma, hem 12. İdare Mahkemesi tarafından verilmiş olan iptal kararı “Nöbetçi Bölge İdare Mahkemesi” tarafından durduruldu. Bu kararı veren İstanbul Bölge İdare Başkanı Cüneyt Yılmaz’ın eşi Mehtap Yılmaz ise ne tesadüftür ki, Demirören Grubu avukatı çıktı. Şimdi davacılar soruyor: Bu karar etik midir? Davalının avukatının kocasının davalı lehine karar vermesi ne anlama gelir? Ayrıca konu nöbetçi mahkeme tarafından ele alınıp verilen bütün kararlar bozulacak kadar acil midir? Avukat eşinin savunduğu davalı hakkında lehte karar veren mahkeme başkanına “reddi hâkim” kararı talebi ise “gerekçe yetersizliği” gösterilerek reddedildi.