BIST 100 9.660 DOLAR 34,61 EURO 36,36 ALTIN 2.925,97
6° İstanbul
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyon
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkari
  • Hatay
  • Isparta
  • İçel
  • İstanbul
  • İzmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce

'Madalyon' okuyucuyla buluştu

'Madalyon' okuyucuyla buluştu

Dr. Erhan Karaalp’in Nemesis Kitap etiketiyle yayımlanan ilk kitabı Madalyon geçtiğimiz günlerde okurla buluştu.

Anneler, anne adayları, hamilelik konusuna ilgi duyan okurlar, öğrenmeye meraklı babalar ve baba adayları için bir solukta okuyacakları kitap, Dr. Erhan Karaalp imzasıyla okurlarıyla bnuluştu.

KRT'den Anıl Kurtuldu'ya konuşan Dr. Erhan Karaalp, kendisi ve kitap hakkında merak edilenleri anlattı.

İŞTE O RÖPORTAJ...

Erhan bey, Madalyon isimli kitabınız Nemesis kitap etiketiyle raflardaki yerini aldı. Okuyucusu bol olsun ve uğur getirsin. İlk olarak sizi tanıyarak röportajımıza başlamak istiyorum. Madalyon’un yazarı Dr. Erhan Karaalp kimdir?

Çok teşekkür ederim.82 yılında Sakarya’ da doğdum. Şuan kadın hastalıkları ve doğum uzmanı olarak İstanbul’ da çalışıyorum. Ayrıca tüp bebek ile de ilgileniyorum. evliyim ve bir kızım var.

Bu kitabı yazmaya nasıl karar verdiniz?

Özellikle sosyal medyadan takipçilerimden çokça soru alıyordum. Farklı şehirlerden pekçok kadının hamileliğe ve doğuma dair soruları çok benzerdi ve bunlar aslında çok da basit şeylerdi. İstanbul Göztepe Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ nde çalıştığım zamanlardan dolayı benim de bildiğim bir durum var; özellikle devlet hastanelerinde, eğitim ve araştırma hastanelerinde ve küçük ölçekli özel hastanelerde muayene süreleri maalesef çok kısa, gebeler akıllarında binbir soru ile odadan ayrılıyorlar, çareyi yakın çevreden ve ne yazık ki internetten arıyorlar. İstedim ki bu boşluğu ben doldurayım, herkesin iyi ki var diyeceği faydalı bir başucu eseri bırakayım. En önemli yapı taşı bilgileri insanları bilimselliğe boğmadan ve onları sıkmadan vereyim. Ve böylece madalyon ortaya çıktı.

Çiftler herhangi bir sağlık problemleri olmamasına rağmen gebelik sürecinde sorunlar yaşayabiliyor. Bunun sebepleri nelerdir ?

Evet gerçekten de öyle. Bunda en önemli etken hamileliklerin daha çok ilerleyen yaşlara taşınması.İlerleyen yaşa bağlı olarak yumurta rezervi azalıyor ve kalitesi düşüyor. Buna ilave olarak eskiye göre değişmiş yaşam koşulları, bozulmuş beslenme durumları, artmış stres faktörleri kadında yumurtaları erkekte ise spermleri etkiler ve gebeliklerin eskisi kadar kolay elde edilememesinde önemli rol oynarlar.

Gebelikte ilk 10 haftalık periyodun çok önemli olduğu söylenir. Bu periyot neden bu kadar önemli ?

Çünkü gebelik kaybı yani düşükler en çok bu dönemde oluyor. Bu dönemi atlatmak bu yüzden önemli. 10 hafta sonra gebeliğin kaybı ise çok az bir ihtimal. Kitabımda detaylı yazdığım gibi bu dönemde düşükler nasıl olur nasıl anlaşılır; düşükler neden olur neden olmaz…bunları doğru bilmek lazım ki bu süreci daha sağlıklı atlatabilelim.

Bir anne adayının gebelik sürecinden doğum sürecine kadar geldiği noktada, psikolojik değişimine tanıklık ediyorsunuz. Karşılaştığınız değişimler sizi şaşırtıyor mu ?

Kesinlikle.Çok hassas bir dönem. Bu kadar hassas bir dönemde evdeki destek çok önemli. Mesela evde gebe çok suçlayıcı olunmamalı. En basit örneği; ‘Yemedin! Bebek küçük kaldı’ gibi. Bebeğin büyümesi yemekle ilgili değildir çünkü. Eğer öyle olsaydı hamilelikte 30 kilo alan bir gebe 20 kilo bebek doğurmalıydı. Ama toplumun önemli kısmında bu böyle sanılır. Bu hassas dönemde doktor desteği de ayrı önemli. Doktorun gebesinin yaşayabileceği bu değişimlerde onu anlayarak ve detaylı açıklamaları ile süreci onun için bir nebze olsun rahatlatmalı.

Çocuğunu kucağına alma hayali kuran ancak sizin düşük riskiyle karşı karşıya olduğunu bildiğiniz anne adaylarına bunu söylemek kolay bir durum değil. Bunu dile getirirken nasıl bir yol izliyorsunuz ?

Tek yaptığım kamyon devrilince değil devrilmeden anlatmak her şeyi ve bu işimi çok kolaylaştırıyor. Düşüğün mekanizmasını ve ne demek olduğunu önceden bilen çiftlerin başlarına düşük geldiğinde düşüğe tepkileri, artık o kadar da yüksek olmuyor.Daha doğal karşılamayı başarabiliyorlar süreci. Daha kolay da toparlayabiliyorlar.

Sizce babanın gebelikten doğum anına kadar devam eden yolculukta rolü nedir ya da ne olmalıdır ?

Baba elmanın diğer yarısı.Olmazsa olmazı.Hamilelik boyunca eşinin fiziksel veya ruhsal zorlandığı her anda sadece ‘seni anlıyorum’ cümlesiyle bile yanında olarak destek vermesi çok değerli. Eskiden doğumhane kapılarına mahkum ettiğimiz babalar doğumda ne olursa olsun bizimle olmalı. Babalar varlıkları ile eşlerine güç vermeli onları sakinleştirmeli ve yapabileceklerine inandırmalı.

Ebeveynlerin bebeğine kavuştuğu anları gördüğünüzde, bu hikayenin kahramanlarından biri olarak neler hissediyorsunuz ?

Her defasında hiç değişmeyen ve hiç azalmayan bir şükür duygusu. Her doğumda aynı heyecan. Dışardan çok kolay görünebilen bir iş olsa da işimiz çok zor ama ne kadar zor olursa olsun insani ve mesleki tatmini çok yüksek.

Son olarak kitap kapsamında eklemek istediğiniz bir şey var mı?

Okuyuculardan gelen tepkileri gördükçe iyi ki diyorum iyi ki yazmışım. Bir kez bile görmediğim kitabımı okumuş bir insandan satırlar dolusu güzel söz okuyorum. Beni çok mutlu ediyor. Belli ki hayatına dokunmuşum. Büyük küçük ona bir şey katmışım. Ne kadar değerli benim için anlatamam. Umarım katlanarak devam etsin kattığım ve bana katılan güzellikler.