TBMM Dışişleri Komisyonu'nda 'Kuzey Atlantik Anlaşmasına Kuzey Makedonya Cumhuriyetinin Katılımına İlişkin Protokül’ün Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi' kabul edildi.
Türkiye’nin Kuzey Makedonya’nın üyeliğini onay süreci ise teklifin TBMM Genel Kurulu’nda da görüşülüp Resmi Gazete’de yayımlanması ile tamamlanmış olacak.
Komisyondaki görüşmelerde ise Dışişleri Bakan Yardımcısı Yavuz Selim Kıran, Türkiye’nin Kuzey Makedonya dâhil tüm Balkan ülkelerinin NATO ve AB’ye katılımını desteklediğini ifade etti.
Kıran, "2008 Bükreş Zirvesi’nde alınan karar uyarınca Kuzey Atlantik Anlaşması’na Kuzey Makedonya Cumhuriyeti’nin katılımına ilişkin protokol 6 Şubat 2019 tarihinde NATO karargâhında tüm müttefikler tarafından imzalandı. Katılım protokolünün tüm müttefik ülkelerdeki iç onay sürecinin tamamlanmasından sonra Kuzey Makedonya’nın 1949 tarihli Kuzey Atlantik Anlaşması’na imzacı olmaya davet edilmesi bekleniyor. Anlaşmanın yürürlük kazanmasıyla birlikte Kuzey Makedonya NATO’nun 30’uncu üyesi olacak. Hâlihazırda, protokolün NATO ülkeleri nezdindeki onay süreci devam ediyor. Bugüne kadar 14 müttefik onay süreçlerinin tamamlandığını resmen bildirdi ama katılım protokolü esasen 17 müttefik ülke tarafından Parlamentoda onaylanmıştır, 3 ülke henüz resmî bildirimde bulunmadı" dedi.
CHP'Lİ EMRE’DEN DIŞİŞLERİ'NE: MAKEDONYA’NIN ÜYELİĞİ TÜRKİYE İÇİN NASIL BİR DURUM YARATIR?
CHP’li Yunus Emre, Dışişleri Bakanlığı’na yönelik iki sorusu olduğunu ifade ederek, şöyle konuştu:
"Birisi, malum, hem bizim bölgemizde hem NATO bünyesinde önemli çatışma konuları hakkında devletlerarası bir gruplaşma, belli fikirler etrafında bir araya gelme ya da karşı tarafta bir araya gelme davranışları oluyor. Bosna savaşı bunun bir örneğidir, Kosova’daki sorunlar bunun bir örneğidir. Benim ilk sorum: Bakanlığımız Makedonya’nın NATO üyeliğinin bu yeni ortamda Türkiye'nin bölge politikası bakımından, bölgedeki çatışma sorunları bakımından Türkiye için nasıl bir durum yaratacağını değerlendiriyor? İkincisi de malum, soğuk savaş bittikten sonra Rusya için önemli meselelerden birisi, NATO’nun genişlemesi, NATO’nun genişleme politikası oldu ve buna karşı birtakım örtülü girişimler, bunlar yazılıp çizildi, söylendi. Yine, Bakanlığımız bu genişleme politikasını Makedonya bağlamında nasıl değerlendiriyor ve bunun bölgedeki NATO dışı önemli güçler tarafından nasıl alımlanacağını değerlendiriyor?"
KIRAN: MAKEDONYA’NIN ÜYELİĞİ ÜLKEMİZE ÇOK ÖNEMLİ KATILARI OLACAKTIR
Bunun üzerine Dışişleri Bakan Yardımcısı Kıran, "Balkanların barış ve istikrarı, güvenliği Türkiye için de çok stratejik bir öncelik ve bu NATO sahiplenmesi esasen bölgenin her şeyden önce güvenliği için Türkiye'nin de çıkarına olan bir durum” dedi. O yüzden, Kuzey Makedonya’nın üyeliği konusunda da Türkiye’nin, NATO içerisinde her zaman en ön planda, destekleyici ve teşvik edici bir konumda olduğunu vurgulayan Kıran, “Balkanların barış ve istikrarı Türkiye'nin de barış istikrarı noktasında elzemdir. Bu çerçevede, Kuzey Makedonya’nın üyeliğinin de ülkemize çok önemli katkıları olacaktır” dedi.
Kıran, şöyle devam etti:
"NATO’nun genişleme politikası, Rusya’nın buna cevabı, tepkileri, birtakım örtülü veya örtülü olmayan girişimlerine gelince, tabii, NATO 12 üyeyle başladı, bugün 29 üyeye çıktı, Kuzey Makedonya’yla birlikte 30 üyeye çıkacak. Üye sayısının artması, esasen bu güvenlik ve istikrar havzasının da genişlemesi demek. Son dönemde özellikle Rusya’yla yaptığımız S-400 anlaşması çerçevesinde buna yönelik tartışmaların bağlamından koparıldığını hem NATO içerisinde hem uluslararası platformda hem de Türkiye içerisinde görüyoruz. Türkiye’nin NATO ittifakından herhangi bir kopması söz konusu dahi olamaz. NATO yönelimi Türkiye için stratejik bir hedeftir ve hem NATO Türkiye için önemlidir hem de Türkiye NATO için çok önemlidir ve bu ittifak ne kadar genişlerse, nasıl 12’den 29’a çıktığında bugün daha geniş bir alanda bir güvenlik havzası meydana geldiyse bu sahiplenme sayesinde, bu genişleme devam ettiği müddetçe bu istikrar ve refah havzasının da, güvenlik havzasının da daha da genişleyeceğini öngörüyoruz ve bunun da Türkiye için son derece önemli olduğunu zaten hatırlatmaya gerek yok."