Kurban Bayramı öncesi İspanya’dan ithal edilen 2 bin 939 besilik canlı hayvanın veteriner sağlık sertifikalarının sahte olduğu ortaya çıktı. Türkiye’nin dört bir yanına dağılan canlı hayvanların, İspanya’da hayvan giriş ve çıkışının salgın hastalık nedeniyle yasak olduğu bölgeden ithal edildiği iddia edildi. CHP Manisa Milletvekili Vehbi Bakırlıoğlu, skandalı TBMM gündemine taşıyarak söz konusu besilik canlı hayvanların hangi illerde ve hangi işletmelerde bulunduğunun açıklanmasını talep etti.
Kurban Bayramı’na üç hafta gibi kısa bir süre kalırken, Türkiye’de geçen yıl ortaya çıkan şarbon salgınının ardından şimdi de yurtdışından ithal edilen binlerce canlı hayvanda sahte sağlık belgesi skandalı yaşanıyor. MKA Hayvancılık şirketi tarafından İspanya’dan Pinsos Ursa şirketi aracılığıyla ithal edilen 2 bin 939 canlı besilik hayvan, veteriner kontrolleri yapıldıktan sonra, 5 Temmuz’da, İskenderun Limanı’ndan dağıtıldı. Tarım ve Orman Bakanlığı Gıda ve Kontrol Genel Müdürlüğü’nün İspanya’daki yetkili makamlarla iletişime geçerek gerçekleştirdiği kontrol sırasında Türkiye’ye getirilen 2 bin 939 hayvan için sunulan veteriner sağlık sertifikalarının “sahte” olduğu ortaya çıktı. Alarma geçen Tarım ve Orman Bakanlığı, 12 Temmuz tarihli “çok ivedi” koduyla gönderilen resmi yazıda, İskenderun Limanı Veteriner Sınır Kontrol Noktası Müdürlüğü’ne işlemlerin durdurulması talimatı verildi.
‘TÜRKİYE'NİN DÖRT BİR YANINDA’
Sahte sağlık sertifikası skandalını TBMM gündemine taşıyan CHP Manisa Milletvekili Vehbi Bakırlıoğlu, sahte belgelerle 5 Temmuz tarihinde Türkiye’ye giriş yapan 2 bin 939 baş besilik dananın Türkiye’nin dört bir yanına dağıldığını ifade etti. Bakırlıoğlu, bakanlığın yazısına göre sahte belgelerle hayvan ithal edilen MKA Hayvancılık adlı şirketin kendi internet sitesinde 2017-2019 yıllarında Brezilya, Uruguay ve İspanya’dan toplam 227 bin 999 baş besilik dana ithal ettiğine dikkat çekerek, “227 bin 999 baş besilik daha ithalatı yapan bir firmanın evraklarda sahtecilik yaptığı düşünüldüğünde ülkemiz hayvancılığının nasıl bir tehlike içinde olduğu açıkça görülmektedir” değerlendirmesini yaptı. Bakırlıoğlu, yasaklı bölgeden getirilerek yurda sokulan hayvanların karantina süreçlerinin Türkiye’nin değişik bölgelerindeki işletmelerde geçirmesinin salgın hastalıkların yayılması açısından büyük bir risk olduğuna işaret etti. Bakırlıoğlu, “Bu durum gümrük kapılarındaki zafiyeti de ortaya çıkarmıştır. Bugüne kadar sahte belgelerle ne kadar canlı hayvan ve et ithal edildiği, yabancı ülkelerin hastalıklı ve yasak bölgelerinden getirilen hayvanlar yüzünden Türkiye’de hangi hastalıkların çıktığı ve ne kadar hayvanın öldüğü bilinmemektedir” dedi. Bakırlıoğlu, Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli’nin yanıtlaması istemiyle verdiği soru önergesinde, “Ülkeye girişi yapılan 2 bin 939 baş besilik dana hangi illerde, kimlere ve hangi işletmelere dağıtılmıştır? Belgelerin sahte olduğu anlaşıldıktan sonra bu hayvanlarla ilgili hangi işlemler yapılmıştır? Bu havyanlardan toplanan ve karantinaya alınan hayvan sayısı kaçtır” sorularını yöneltti.
BAKAN'DAN AÇIKLAMA
Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, İspanya'dan Türkiye'ye getirilen hayvanlara ilişkin olarak, "Hayvanlara el koyduk, her türlü kan alındı, 21 günlük karantina süresi devam ediyor. Karantina sonunda sağlıklı değilse itlaf ediyorsunuz." dedi.
Pakdemirli, bakanlığın şüphe ve tespitleri üzerine hayvanların kontrol belgelerinde sahtekarlık yapıldığının görüldüğüne işaret ederek, şunları kaydetti:
“Bundan sonra hayvanlara el koyduk. Hayvanlar karantina altında, her türlü kan alındı. Hiçbir sıkıntı yok, karantina süresi devam ediyor. Karantinada Dünya Hayvan Sağlığı Örgütü 21 gün süre veriyor. Bu 21 gün süre içerisinde siz karantina tedbirlerini alıyorsunuz ve sağlıklıysa hayvanları Türkiye’ye ithal edip millileştiriyorsunuz, sağlıklı değilse de itlaf ediyorsunuz. Normal şartlarda İspanya’dan alınarak Lübnan için yola çıkmış ama evrakta bir sahtekarlık yapılarak Türkiye’ye sokulmak istenmiş.”
“SİYASETE ALET EDİLEMEYECEK BİR KONU”
Tarihte bir ilk niteliği taşıyacak şekilde Gıda Kontrol Genel Müdürlüğünün şüphe üzerine İspanya’dan gıda kontrol sertifikalarını doğrulama yoluna gittiğine dikkati çeken Pakdemirli, bu kapsamda sertifikalarda değişiklik olduğunu görerek, hayvanlara el konulduğunu söyledi.
Pakdemirli, hayvanlara ilişkin millileştirme prosedürünün devam ettiğini bildirerek, şöyle devam etti:
“Konu tamamen teknik, siyasete alet edilemeyecek bir konudur. Cumhuriyet savcılarına intikal etmiş bir konudur. Yani konu, hem teknik, bakanlığımızca değerlendirilecek, hem de suç tarafı olan, günlük siyasete mal edilmemesi gereken bir konudur. Bırakalım teknik adamlar işlerini yapsınlar. Arkadaşlarımız işlerini de gayet güzel yapıyorlar. Bu konudaki neticeler çıktıkça kamuoyuyla paylaşmaya devam ederiz.”
Bazı bakanlık bürokratlarının görevden alınmasına yönelik soru üzerine de Pakdemirli, “Mahkeme kadıya mülk değil. Bu bir bayrak yarışı, gidenlerle gelenlerin arasında ‘Gidenler kötüdür, gelenler iyidir’ diye bir şey yok. Bu bayrak yarışında bazen yorulan arkadaşlarımız olabilir. Bazen görev tazelemesi gereken arkadaşlar olabilir. Bazen de değişiklik gerekiyor olabilir. Bunlar bakanlığın, Cumhurbaşkanımızın takdirindedir.” değerlendirmesinde bulundu.
“ÜRETİCİNİN YANINDAYIZ”
Öte yandan Pakdemirli, fındık konusunda Karadeniz Bölgesi milletvekilleriyle toplantı yaptıklarını belirterek, fiyattan kaliteye ve bölgesel iş birliklerine kadar pek çok konuyu değerlendirdiklerini söyledi.
Bakanlık olarak konuya ilişkin en kısa zamanda çalışmalarını bitirerek, üreticinin yanında olduklarını göstereceklerini vurgulayan Pakdemirli, “Üreticilerimize de bu çalışmaların tamamlanması için bir miktar daha sabretmelerini tavsiye ediyoruz. En yakın zamanda üreticilerimizi rahatlatma yolunda gerekli adımları atıyor olacağız.” ifadesini kullandı.