FETÖ’nün kurgu ve kumpas operasyonlarıyla davaya dönüştürdüğü Ergenekon süreci 12 yıl sonra resmen çöktü. Ergenekon kumpasının mağdurları ve hukukçular 12 yıl sonra gelen adaletin ardından gazetemize konuştu.
'ÇOK ACILAR ÇEKTİK'
Eski Deniz Subayı Hasan Ataman Yıldırım, Ergenekon kumpasında cezaevinde yattığını belirterek, “Geç gelen adalet adalet değildir. Ancak biz yine de adalet gelsin istiyorduk. Çok sayıda insan bu dava kapsamında hayatını kaybetti. Çok acılar çektik. Biz o dönemlerde mahkeme heyetine sizler yargılanacaksınız dedik. Çok mücadele ettik. Asla pes etmedik” dedi.
'ASRIN DAVASI BİTTİ'
Ergenekon kumpas davasının avukatlarından Celal Ülgen ise Ergenekon kumpas davasının asrın davası olduğunu belirterek, “Dönemin başbakanının ‘ben bu davanın savcısıyım’ dediği dava bitti. Bugün haklının ve doğrunun yanında direnç simgesine dönüşen İlhan Selçuk yok; Türkan Saylan yok. Askerlere 1 Mart Tezkeresi’nin reddedilmesinin faturası kesildi. İlker Başbuğ ve Genel Kurmay karargâhının sanık konumuna getirilmesi ve Ergenekon davası içine monte edilmesi tam da bu yüzdendir. Yabancı servislerle kotarılan ve F tipi ile siyasi iktidar prodüktörlüğünde gerçekleştirilen soruşturma sürecinin düşman kuvvetleri savaş bakanı Zekeriya Öz’dür. Başbakanın zırhlı aracının hediye edildiği, olağanüstü yetkilerle donatılan Öz. Mustafa Balbay’ın, Tuncay Özkan’ın tutuklu olarak getirildikleri duruşma günününde ağızları tutularak karga tulumba duruşma dışına atılmaları unutulur mu? Konuşan değil susan avukatların tercih edildiği günler unutulabilir mi? Şimdi aklanma kararı çıktı ama geçmişi nasıl sileceğiz? Bir özür bile dilemediler üstelik. Biz, salt bir sözle özür dilenmesini de kabul etmiyoruz. Türk yargısının normalleşmesi, hukukun üstünlüğü ilkesinin geri dönmesi, yargıç teminatının yeniden sağlanması halinde özür kabul edilebilir” diye konuştu.
'DERS OLMALI'
Ergenekon davasının avukatlarından Ahmet Çörtoğlu ise beraat kararının delil yetersizliğinden değil, böyle bir örgüt olmadığından verilmesinin önemli olduğuna dikkat çekti. Çörtoğlu, “Gerekçeden sonra yasal yollara başvuracağız. 12 yıllık zulüm son buldu. Bu yargılama süreci Türk hukukuna ve yaşamına ders olmalıdır. Adalette gecikme dünyanın her yerinde vardır. Ancak bu adalet çok çok geç geldi” dedi.
SUÇSUZLUK TESCİLLENDİ
Ergenekon soruşturmasının hedefi yapılanlan askerlerden biri de Yarbay Ali Tatar’dı. Tatar, “Amirallere Suikast Girişimi” iddiasıyla tutuklandı. Yapılan itirazla serbest bırakıldı. Savcı Süleyman Pehlivan’ın tutuklama kararına itirazı ile hakkında yeniden tutuklama kararı çıkarıldı. Yarbay Ali Tatar, bu kararı öğrendikten sonra 19 Aralık 2009 tarihinde polislerin kendisini almaya geldiği sırada intihar etti. Ali Tatar’ın abisi Ahmet Tatar 12 yıl sonra hükmün açıklanmasına ilişkin olarak şunları söyledi: “Bugün verilen karar, verilen mücadele suçsuzluğun hukuk önünde tescillenmesidir. Önemli olan bu ülkede hukuk ve adalet standardının evrensel normlara ulaşmasıdır. Ergenekon davasının FETÖ ve onu destekleyen, cesaretlendiren siyasi iktidarın Türk ulusunun başına ördüğü bir kumpastır. Türk ulusuna bir deli gömleği giydirilmeye çalışıldı, ancak Mustafa Kemal’in bu topraklarda silinemeyen mirasının bekçileri bunu reddetti. Bunun bedelini canlarımızla ödedik” diye konuştu.