Medya ombudsmanı Faruk Bildirici, İçişleri Bakanlığı’nın, Mersin’deki polisevine yönelik terör saldırısının faillerinden birinin, PKK’lı “Zozan Tolan” kod adlı Dilşah Ercan olduğunu açıklaması ve daha sonra gerçeğin öyle olmadığının ortaya çıkmasıyla ilgili çarpıcı bir yazı kaleme aldı.
Bildirici, "Medya ombudsmanı Faruk Bildirici" başlıklı yazısında, "Akşam, Aydınlık, Milat, Sabah, Türkgün, Türkiye, Yeni Akit ve Yeni Şafak gazeteleri ile AHaber ve benzer çizgideki internet sitelerinin, “CHP’nin gazetecisi polisi şehit etti” türü ortak haberleri iki gün boyunca sürdü. Fakat PKK’nın saldıranlar arasında Dilşah Ercan’ın olmadığı, onun “görevi başında” olduğu açıklaması bu haberleri açığa düşürdü. Nitekim emniyet de “Dilşah Ercan’a ait parmak izlerini, iki kadın teröristin parmak izleri ile karşılaştırmış ama izlerin örtüşmediğini” saptamıştı!
Böylece DNA araştırması yapıp, saldırganın kimliği netleştirilmeden açıklamalar yapıldığı anlaşılmış oldu. Ama Bakan Soylu, yanlışlığı kabullenmek yerine bu kez de CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nu “PKK’nın açıklamasına sığınmak” ile suçladı.
İktidar medyası da haberini düzeltmek yerine aynı minval üzre devam etti; Yeni Şafak ve Yeni Akit “CHP’de ‘Dilşah görevde’ sevinci” haberleri yayımladı. Hatta Yeni Şafak’ın Genel Yayın Yönetmeni öyle ileri gitti ki, “PKK’nın açıklaması CHP’yi sevince gark etti. CHP’de senlik başladı, İzmir Marşı okundu, 10. Yıl Marşı’yla coşku tavan yaptı” diye hayali bir şenlikten bahsetti! Sanırsınız haberi yanlış çıkan onlar değildi." ifadelerini kullandı.