Sayıştay raporunda; Tarım ve Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumu’nun, 61 tane personelin kısmi zamanlı uzman olarak işe aldığı, işin tamamlanmasıyla iş akdi son bulması gereken bu personelin, daha sonra memur olarak istihdam edildiği belirtildi.
Sayıştay raporunda, duruma ilişkin şu bilgilere yer verdi: “Kısmi zamanlı uzman çalıştırılması bahsinde temel kriterin, uzman olarak çalıştırılacak kişinin özel bilgi ve uzmanlığına ihtiyaç duyulması olduğuna dikkat çekilmişse de sayısı 61 olan kısmî zamanlı uzmanların hemen hiçbirisinin, ilgili Yönetmelik’in 20’nci maddede öngörülmüş olan şartları taşımadığı hususu, bir tespit olarak raporumuzda ortaya konulmuştu.
CUMHURBAŞKANI KARARNAMESİNE AYKIRI
Sayıştay raporunda; ‘kısmi zamanlı uzman’ kavramının süreklilik arz eden bir istihdam biçimi olmadığının, gerek 4 sayılı Kararname gerekse de söz konusu Yönetmelik’te yer alan hükümlerin bütününden anlaşıldığı belirtildi. Sayıştay, kuruma alınan ‘kısmi zamanlı uzmanların’ yönetmelik değişikliğiyle ‘idari uzman’ statüsüne atandığını ve bunun Cumhurbaşkanı Kararnamesi’ne aykırı olduğu tespitini aktardı.
KIRSAL ALAN TANIMINDA KARIŞIKLIK
Öte yandan Sayıştay’ın aynı raporunda Tarım ve Orman Bakanlığı’nın tarımsal açıdan önem taşıyan doğru bir kırsal tanımı olmadığı ve bu nedenle de kırsal kalkınmayı desteklemek için aktarılan kaynakların doğru kullanılamadığı da açığa çıktı.
Sayıştay raporunda, Tarım ve Orman Bakanlığı’nın kırsal kalkınma programında 20 binden az nüfusu olan yerleri kırsal olarak kabul ettiğini bildirerek, kavramın sadece nüfusa göre yapılmasının sakıncasını şöyle açıkladı:
“Bakanlığın, ‘31 Aralık 2012 Tarihli Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi Sonuçları’nı referans alarak oluşturduğu ve nüfusu 20 binden az olan belediye ve köyleri içeren listeye dayandırılmıştır. Bahse konu bu çalışmada belediye ve köylerden oluşan 36 bin 854 yerleşim birimi listelenmiş olup, 20 bin nüfus eşiği kriteri, her bir köy ya da belediye için ayrı ayrı gözetilmektedir ki, kırsal alan kavramından ne anlaşılması gerekeceğine dair tasavvur da tam bu noktada zedelenmektedir. Oysaki, kırsal alan kavramı oluşturmaya yönelik çabada, belediye ve köyleri hedefleyen 20 binlik bir nüfus sayısı çok yüksek olup, gerçekçi ve makul bir çerçeve çizilmesini imkânsız kılmaktadır. Nitekim, belediye ve köy bağlamında değerlendirilen 20 bin nüfus büyüklüğünü kır olarak kabul etmek, ülkenin kır ve kent kavramı ile ilgili gerçeğiyle de mütenasip değildir.”