BIST 100 9.368 DOLAR 34,47 EURO 36,20 ALTIN 2.959,88
7° İstanbul
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyon
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkari
  • Hatay
  • Isparta
  • İçel
  • İstanbul
  • İzmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce

Konya'da vahşetin yaşandığı barınak incelendi

Konya'da vahşetin yaşandığı barınak incelendi

Ankara Barosu Hayvan Hakları Merkezi Başkanı avukat Tuğba Gürsoy Konya'da vahşetin yaşandığı barınağı inceledi. Gürsoy, "4 bin köpek ağaçlandırması olmayan ve içerisinde kulübeler dahi olmayan, etrafı yüksek duvarlar ve tellerle çevrili 8 büyük alanda." dedi. Erdoğan ise o barınağı örnek olarak göstermişti.

Konya Büyükşehir Belediyesi Sahipsiz Hayvan Bakımevi ve Rehabilitasyon Merkezi'nde bir görevlinin elindeki kürekle bir köpeğe vurarak ölümüne neden olduğu görüntülerin ortaya çıkmasıyla Türkiye ayağa kalkmıştı.

Barınaktaki vahşet sonrası Murat B. ile Sefa Ç. tutuklanmıştı.

Konya’daki barınağı inceleyen avukat Tuğba Gürsoy, izlenimlerini ANKA Haber Ajansı’na anlattı. İlk gün ortaya çıkan olayın ardından gönüllülerin içeri giremediğini ve arbede yaşandığını bu nedenle de bakımevi yetkilileri tarafından gönüllülere izin verilmediğini aktaran Gürsoy "Biz o gün oraya bir avukat grubu ile beraber gitmiştik. Avukat olduğumuz için bizi içeri aldılar, gönüllülere izin verilmemişti. Bir tane sivil toplum kuruluşu vardı. O da belediye ile işbirliğinde çalışacağı için orada bulunduğunu söylediler. Aslında ilk izlenimlerimizde yasaya aykırı pek çok şey olduğunu tespit ettik" diye konuştu.

ERDOĞAN: KONYA BELEDİYEMİZİN GERÇEKTEN ÇOK ÖRNEK BİR ÇALIŞMASI

AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, G20 Liderler Zirvesi kapsamındaki Endonezya ziyareti dönüşü uçakta, Bitlis'te başıboş köpeklerin 11 yaşındaki çocuğu ısırması olayının sorulması üzerine şöyle konuşmuştu:

“Sahipsiz hayvanların yeri sokaklar değil, barınaklardır. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ile Tarım ve Orman Bakanlığına gerekli talimatları verdim. Bakanlarım çalışıyor. Bu işi boş bırakmamalıyız.

Konuyla ilgili atılacak adımlar neyse, ne tedbir gerekiyorsa yerine getirilecek. Bu konuda öncelikli olarak belediyeler, barınaklar inşa ederek sahipsiz, başıboş sokak hayvanlarını toplamalı.

Mesela bizim Konya Büyükşehir Belediyemizin gerçekten çok örnek bir çalışması var. İstanbul’da Beykoz Belediyemizin de gerçekten çok örnek bir çalışması var.”

“5199 SAYILI KANUNUN İHLAL EDİLDİĞİNİ AÇIK VE NET ŞEKİLDE TESPİT ETMİŞ OLDUK”

Öncelikle 5199 sayılı Kanuna göre hayvanların kesin kalıcı yerlerinin olmadığını, sokakların onların yaşam alanı olduğunu belirten Gürsoy, şunları söyledi:

"Bizim de gözlemlerimiz itibariyle 4000 tane sokak köpeğinin sürekli olarak kalıcı olarak orada bulunduğunu gözlemledik. Bunlara ilişkin sekiz tane çok büyük doğal yaşam alanı olarak adlandırdıkları, oldukça büyük oldukça bakımsız ağaçlandırması olmayan ve içerisinde hayvanların barınabilecekleri kulübeler dahi olmayan, etrafı yüksek duvarlar ve tellerle çevrili sekiz adet çok büyük alan tespit ettik. Bu hayvanlar sürü hayvanı ama belli sürüler halinde yaşarlar 300-400 köpeğin bir arada yaşadığı bir sistemde, orada her sabah eminim ki işçiler 10’ar, 15’er tane her padoğun içerisinden ölü hayvan topluyorlardır. Hayvanlar burada alfa olanlar yemeğe ulaşır, diğerleri ulaşamaz. Yani tek tek onlarla ilgilenme imkanınız yoktur bu kalabalıkta. Hayvanları koruma kanunu amacı olan altıncı madde de zaten bu yönde kurulmuş bir madde. Çünkü bu hayvanların çok fazla çok kalabalık bir şekilde toplu bir alanda tutulması, onların hem beslenme ihtiyaçlarını giderememeleri hem de orada başka sıkıntılara neden olabileceği için, altıncı madde gerçekten önemli. Burada bunun ihlal edildiğini açık net bir şekilde tespit etmiş bulunduk.”

“VETERİNER SAYISI YETERSİZ”

Çok büyük bir arazi ve çok fazla hayvan olduğunu belirten Gürsoy, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Veteriner hekim sayısı gerçekten bu hayvanlara yetecek düzeyde değil. Nitekim toplu yaşam alanı olarak ifade ettikleri ve hayvanların tıbbi işlemleri bittikten sonra bırakıldıkları bu sekiz adet dediğimiz yerde çok hasta hayvana denk geldik. Yani biz veteriner hekim değiliz dışarıdan görebildiğimizi söylüyoruz. Tüyleri dökülmüştü derilerinde yaralar vardı. Çok fazla zayıf hayvan vardı. Sayı çok fazla olduğu için, onların beslenme ihtiyacını karşılamak da mümkün değil. Mama miktarı olarak çok zor. İşçi sayısı olarak çok zor. Yani 4000 tane hayvanın bulunduğu bir ortamın yüzde yüz temiz tutulması, yüzde yüz o hayvanların beslenebilmesi ve tıbbi ihtiyaçlarının karşılanabilmesi zaten imkansız.”

“TÜRKİYE’DE ZATEN HER ZAMAN, HER DAKİKA YAŞANIYOR, SADECE DELİLLENDİREMİYORUZ, GÖREMİYORUZ”

Konya Hayvan Rehabilitasyon Merkezi'ndeki görüntüleri dikkatle incelediklerinde, işçilerin hepsinin olaya tepkisiz kaldıklarını gözlemlediklerini vurgulayan Gürsoy, şöyle konuştu:

"Bu bakım evi içerisinde maalesef ki bu durum alışılagelmiş bir durum. Kimse garipsemiyor, kafasını çevirip bakmıyor, engel olmaya çalışmıyor. Videonun sol tarafında çok dikkatli bakınca görülebiliyor; başka bir köpeğinde yakalama sopasıyla sürüklenerek o tarafa doğru getirildiğini gördük. Yine videonun alt tarafında bir köpek sürüsü sanki sırasını beklercesine oldukça korkmuş bir halde kuyrukları pısmış yani vücut dilinden anladığımız oldukça korkmuş halde o köpek sürüsü de oradan bakıyordu. Maalesef ki buradaki sıradanmış gibi gösterilen öyle hissettirilen durum gösteriyor ki Konya barınağında bakımevinde bu gibi olaylar çokça yaşanmış. Tüm Türkiye’de zaten her zaman, her dakika yaşanıyor. Sadece delillendiremiyoruz, göremiyoruz. Gördüklerimize müdahale edebiliyoruz.”

“53 VETERİNER HEKİM 4000 TANE KÖPEĞİ NE ARA MUAYENE ETMİŞ, TEDAVİ ETMİŞ VE HEPSİ NASIL SAĞLIKLIYMIŞ”

"Savcılık sadece o köpeği öldüren kişi ve yardımcı olan diğer kişi ile ilgili soruşturma başlatmıştı. Aslında bu öyle bir olay değil. Orada bakımsız hayvanlarla ilgili veteriner hekimler sorumlu, orayı denetleme görevini yerine getirmeyen Doğa Koruma ve Milli Parklar sorumlu. Barınak müdürleri var. Aynı şekilde bakım evinin bağlı bulunduğu belediyenin çevre koruma daire başkanlıkları var. Dolayısıyla burada belediye başkanına kadar ulaşan bir sorumluluk silsilesi var. Pazar akşamı Doğa Koruma Milli Parklar Genel Müdürlüğü, 53 adet veteriner hekim ile beraber bu barınağın tamamını gezdiğini ve buradaki bütün köpeklerin sağlıklı olduğunun tespit edildiğini, yasaya da herhangi bir aykırılık olmadığını hem internet sitesinden hem sosyal medya hesaplarından duyurdu. 53 tane veteriner hekim 4000 tane köpeği ne ara muayene etmiş ne ara tedavi etmiş ve hepsi nasıl sağlıklıymış. Çünkü biz hepimiz gördük oldukça sağlıksız köpekler vardı dışarıdan bakınca anlaşılan. Bu rapor ile ilgili olarak da resmi belgede sahtecilik suçu iddiası ile raporu düzenleyen kişiler hakkında savcılığa suç duyurusunda bulunduk."

GEÇİCİ HAYVAN BAKIMEVİNDEN SİVİL TOPLUM ÖRGÜTLERİNE HAYVAN TESLİMİ YAPILMIYOR

Şu an Konya geçici hayvan bakımevinden dışarıya, gönüllülere veya sivil toplum kuruluşlarına hayvan teslimi yapılmıyor. Bununla ilgili Hayvanların Yaşam Hakları Konfederasyonu (HayKonFed) ve birkaç tane sivil toplum kuruluşu görüşme yaptı. Yapılan açıklamalara göre, bir sahiplendirme formu düzenleneceği bu formu dolduran uygun kişilere bu hayvanların teslim edileceği beyan edildi. Ama orada büyük bir grup bekliyor. Pek çok sivil toplum kuruluşu ve gönüllüler hayvanlar eğer verilirse almak üzere araçlarıyla beraber bekliyorlar. Şu an belediyenin artık köpekleri kedileri alabilirsiniz demesini bekleyen bir insan grubu var. Eğer böyle bir şey olursa tabii ki oradaki hayvanların hepsi olmasa da en azından ihtiyacı olan en zor durumda olanların tahliye edilmesi mümkün olacak”

YASAYA UYGUN DEĞİLDİR

"Buralar geçici bakım evleridir ki yasadaki adı da budur. Bunları barınak haline getirmememiz gerekiyor. Konuşmada barınak dedim bazı zamanlarda çünkü barınak haline getirmişler buraları. Buralar yasanın tanımıyla geçici rehabilitasyon merkezleri ve bakım evleridir. Sadece tıbbi amaçla hayvanlar buralara gelebilir. Tıbbi tedavileri bittikten sonra, aşılanıp kısırlaştıktan sonra yerlerine bırakılması gerekir. Yine buralara yavru köpeklerin alınmaması gerekir. Çünkü viral hastalıklara oldukça açık yerler. Ama yavru köpekleri de alıyorlar ve o köpeklerin hepsi ölüyor. Yine tehlike arz eden ırklar olarak kanunun tanımladığı bir köpek grubu var. Konya üzerinden konuşacak olursak, gözünüzde canlanması için söylüyorum, bir yemek masası büyüklüğünde alanda o köpekler ömürlerini tamamlıyor. Halbuki burası oldukça büyük metrekarelik gerçekten çok büyük bir alan. Yaklaşık 150 tane tehlike arz eden ırk olarak tanımlanmış ve orada müebbete mahkum edilmiş köpek var, yasayla müebbete mahkum edilmiş. O hayvanları, orada daha rahat koşacakları oynayacakları, yani fiziksel ihtiyaçlarını gerçekleştirebilecekleri alanlar tanınabilirken; oldukça küçük yerlerde, sağı solu arkası üstü kapalı, güneş almayacak ve önünü de kapatıyorlar bazen hava sirkülasyonunu da kesecek yerler yapılmış. Hayvanlar orada çok ciddi bir şekilde eşya muamelesi görüyor. Dolayısıyla o yerlerin de özellikle tehlike arz eden ırklarla ilgili her belediye bakım evinde var çünkü bunlar. O hayvanlar yasayla ömürlerini orada tamamlayacak hayvanlar oldukları için onlara daha geniş onların yaşam hakkı uğruna uygun alanlar yapılmasını talep ediyoruz."

İFADELERİ ORTAYA ÇIKTI

Sahipsiz hayvan bakımevi ve rehabilitasyon merkezinde yaşanan ve görüntüleri sosyal medyaya yansıyan olaya ilişkin çıkarıldıkları nöbetçi hâkimlikçe tutuklanan zanlılar Murat B. ile Sefa Ç.'nin ifadesine ulaşıldı.

Barınakta sağlık teknisyeni olarak çalıştığını söyleyen Murat B. ifadesinde olay günü barınaktaki hayvanlara parazit aşı ve ilaçlama uygulaması yaptıkları sırada söz konusu görüntülerde başına kürekle vurdukları köpeğin kendisine saldırdığını öne sürdü.

Murat B., "Sefa Ç. içeriden getirilen köpeği tutmaya çalışıyordu. Fakat köpeği tutamadı. Köpek bana saldırdı. Ben de kendimi korumak için köpeğe kürekle bir kez vurdum. Sefa Ç. köpeği kontrol altına alsa da o panikle 2 kez daha köpeğin kafasına kürekle vurdum. Köpek şoka girdi. Daha sonra tıbbi müdahalesini yapıp kafesine gönderdim. Son durumundan haberim yok. Benim bu olayla ilgili 3 günlük sağlık raporum bulunuyor" beyanında bulundu.

Konya'da vahşetin yaşandığı barınak incelendi - Resim : 1

"İLAÇLAMA İÇİN ÇIKARDIK"

Diğer zanlı Sefa Ç. ise ifadesinde olayın yaşandığı barınakta 2 aydır çalıştığını belirterek, "Köpekleri parazit ilaçlaması için ara koridora çıkardık. Köpek ilk önce Murat'a saldırdı. Bunun üzerine Murat kürekle bir tane vurdu. Köpek sendeledi. Ben de sendeledikten sonra aparat ile yakaladım. Yakaladıktan sonra Murat kürekle 2 kez daha köpeğe vurdu. Köpek baygınlık geçirdi. Daha sonra köpeğe gerekli tedavisini yapıp kafesine koyduk" ifadelerini kullandı.

Konya Büyükşehir Belediyesi'ne ait sahipsiz hayvan bakımevi ve rehabilitasyon merkezinde hayvanların telef edildiğine ilişkin görüntülerin sosyal medyada paylaşılması üzerine barınakta görevli 2 şüpheli gözaltına alınıp tutuklanmıştı.