Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları doktoru Gökmen Alpaslan Taşkın, kırtasiye malzemesi seçiminde anne ve babaların kullanılabilirliği ön planda tuttuğunu, çocukların ise renk ve görünümüne önem verdiğini bildirdi.
Taşkın, küçük yaştaki çocukların kalem, silgi, yapıştırıcı gibi ürünleri çiğneme, yutma ve yeme eğiliminde olabileceklerinden dolayı riskleri en aza indirebilmek için mutlaka içeriklerinin incelenmesi gerektiğini kaydetti.
FİTALAT, AZO BOYAR VE SOLVENT MADDELERDEN UZAK DURUN
Uygunsuz koşul ve ucuz yöntemlerle üretilen kırtasiye malzemelerinin çocuklar için olumsuz sonuçlar doğurabileceğini belirten Taşkın, "Kırtasiye malzemesi tercih ederken fonksiyonel olmasını değil, kanserojen ve alerjen madde barındırmamasına dikkat edin." ifadesini kullandı.
Çocukların bu ürünleri uzun vadede kullandığını, bu nedenle sağlık açısından doğru ürünlerin tercih edilmesi gerektiğini aktaran Taşkın, özellikle fitalat, azo boyar ve solvent maddelerden uzak durulması gerektiğini vurguladı.
Taşkın, zararlı ürün içerikleri ve bunların sebep olduğu hastalıklara ilişkin şunları kaydetti:
"Bu ürünlerde renk verici olarak kullanılan azo boyar maddeler ve plastik ürünlere esneklik kazandırmak için fitalat türevleri yüksek oranda kullanılır. Bu iki madde kanserojene neden olabilmektedir. Vücut tarafından hızlıca emilebilen bu maddeler çocuklarda sinir sistemi ve zihinsel gelişimde olumsuz etkilere yol açar. Fitalat türevleri cinsiyet hormonlarının dengesini bozar ve cinsel gelişimi olumsuz yönde etkiler. Dikkat edilmesi gereken bir diğer madde grubu ise ağır metallerdir. Bu maddelerin kırtasiye ürünlerinde asla kullanılmaması gerekmektedir. Alacağınız kırtasiye malzemesi antimon, arsenik, baryum, civa, kadmiyum, krom, kurşun, ve selenyum gibi maddelerden herhangi birini içeriyorsa çocuğunuzun böbreklerinde hasar oluşumu ve sinir sisteminde toksisite gibi olumsuzluklara neden olur."
Uçucu organik bileşiklerin de tehlikeli olan diğer maddelerden olduğunu bildiren Taşkın, "Ürün ambalajında VOC olarak yazılabilen bu bileşikler, solunum yoluyla vücuda girer ve akciğer, kan hücreleri, sinir sistemi, kemik iliği ve böbreklerde toksik etkilere, çeşitli hastalıklara yol açar. Özellikle boya, yapıştırıcı, mürekkep, plastik ve metal eşya ve böcek ilacı üretiminde de solvent sıkça kullanılmaktadır. Bu madde, tehlikeli atık kategorisinde olan bir kimyasaldır. Solventle temas etmiş ellerle yenilen yemek ya da direkt olarak solvent bulaşmış yiyeceklerin tüketilmesi sindirim yolu şikayetlerini tetikler. Deri tarafından da kolaylıkla emilebilen solvent alerjik riskleri barındırır." ifadelerini kullandı.
"ÜRÜNLER YAŞINA UYGUN OLSUN"
Okul öncesi çağındaki küçük yaştaki çocukların kullandıkları her malzemeyi çiğneme, yutma ve yeme eğiliminde olabileceklerini belirten Taşkın, doğru ürün seçimi hakkında şu değerlendirmelerde bulundu:
"Kırtasiye denince çoğunlukla ilk akla gelenler defter, kalem, silgi gibi malzemelerdir. Ama sadece okul çağındaki çocuklar değil, okul öncesi eğitimi verilen yerlerde ve oyun evlerinde kalem, silgi yanında farklı kırtasiye ürünleri de kullanılır. Okul öncesi çağındaki küçük yaştaki çocuklar kullandıkları her malzemeyi çiğneme eğiliminde olabilecekleri için bu kırtasiye malzemelerini yutma ve yeme gibi risklere karşı sindirim yoluyla dışarı atılabilmesi ve kimyasal olarak zararlı hiçbir madde içermemesi çok önemlidir. Makaslar küt uçlu makaslar, yapıştırıcılar da ise solvent içermemelidir. Okul öncesinde, stop özelliği olan ve küt uçlu makaslar, hemen kurumayan oyun hamurları, el işi kağıtları, sulu ve kuru boyalar azo boyar madde içermemeli, solvent içermeyen yapıştırıcılar ve sulu boyalar, sağlam kıl yapısına sahip sulu boya fırçaları ve yumuşak uçlu ve solvent içermeyen kuru boyalar kullanılması gereklidir."