Tarih boyunca yapılan hiçbir teknolojik ya da bilimsel çalışma tek bir kişiye ait değildir. Söz konusu bir icadın tarihine baktığımız zaman sayısız ismin çalışmaları sonucu oluştuğunu görürüz. Patent sisteminin ortaya çıkmasıyla birlikte ise icat, kim patentini alırsa onun elinde kalır hale geldi. Telefon patenti Graham Bell’de olduğu için telefonu onun icat ettiğine inandık ama hiç düşündünüz mü, gerçekten telefonu kim icat etti?
Telefonu kim icat etti diye sormak kolay kolay insanların aklına gelecek bir soru değil bugünlerde… Ancak sizde bu tip soruların yanıtlarını merak ediyorsanız güncel gelişmeleri Webtekno’nun bilim ve teknoloji haberleri ile takip edebilirsiniz. Graham Bell’i elbette yamana atmak olmaz ama diğer bilim insanlarını yok saymak hiç olmaz. Gelin telefonu kim icat etti sorusunu biraz yakından inceleyelim ve bu icat üzerinde çalışan diğer isimleri görelim.
KONUŞAN TELGRAFI İCAT EDEN ANTONİO MEUCCİ:
Graham Bell, telefonun patentini 7 Mart 1876 tarihinde aldı. Ancak sanmayın ki telefon ilk kez o tarihte icat edildi. Biraz geçmişe, 1849 yılına gittiğimiz zaman karşımıza Antonio Meucci isimli İtalyan asıllı bir mühendis çıkıyor. Antonio Meucci, o yıllarda konuşan telgraf adını verdiği bir cihaz üzerinde çalıştığını duyurdu.
1871 yılına geldiğimizde Antonio Meucci, buyrun size telefon dercesine icat ettiği konuşan telgrafın tasarımını tüm dünyayla paylaştı. Ancak bu yalnızca bir tasarımdı. Cihazı tamamlamalı ve patentini almalıydı. Maalesef kendisi zorlu hayat koşulları nedeniyle tekrar başvuramadı. 11 Haziran 2002 tarihinde ABD Temsilciler Meclisi tarafından onurlandırılana kadar telefonun gerçek mucitlerinden biri unutuldu.
PHİLİPP REİS GERÇEK BİR TELEFON YAPTI:
Genç bir Alman mucit olan Philipp Reis, aynı zamanda bir fen bilgisi öğretmeniydi. Pek kullanışlı olmasa da gerçek bir telefon yaptığı 1860 yılında henüz 26 yaşındaydı. Philipp Reis bu fikri Fransız bir araştırmacının makalesinden edinmişti. 1854 yılında yayımlanan söz konusu makalede, sesin elektriksel olarak nasıl iletileceği teorik olarak anlatılıyordu.
Philipp Reis, her bir ses titreşiminin elektrik akımına dönüştürüldüğü bir sistem icat etmişti. Bu sırada Graham Bell de telefon üzerinde çalışıyordu ancak o su ve asit çözeltisinden oluşan bir sıvı içindeki diyagram sistemini kullanıyordu. Reis’in dönüşüm sistemi güzel, cihazı kötüydü; Bell’in ise dönüşüm sistemi kötü, cihazı iyiydi.
Tüm bunlara rağmen Alman bir teknoloji şirketi Philipp Reis’in icat ettiği kullanışlı olmayan telefonu hayata geçirmeyi başardı. Üretilen bu cihazlar Avrupa’nın dört bir köşesinde tanıtıldı ancak dediğimiz gibi pek kullanışlı değildi. Dedikodulara kulak vermek gerekirse Graham Bell tam da İskoçya’da babasını ziyaret ettiği sırada bu cihazlardan biri o ülkede sergileniyordu. Kesin olmamakla birlikte Graham Bell bu telefonu görmüş ve Philipp Reis’in çalışmalarından ‘ilham’ almış olabilir.
GRAHAM BELL’İN HİÇ Mİ KATKISI YOK?
Tarihsel süreçte yapılan tüm bilimsel çalışmalara ve icatlara baktığımız zaman aslında son mucit kim olursa olsun, aynı dönem pek çok kişinin benzer çalışmalar yaptığını görürüz. Çünkü çok marjinal olmadığı sürece bu tür çalışmalar çılgın bir bilim adamının aklına bir anda gelmez, şartların olgunlaştığı ve toplumun böyle bir icada ihtiyaç duyduğu mutlaka fark edilir. Bu fark edildiği zaman ise birbirinden haberi bile olmayan sayısız bilim insanı çalışmalar yapar.
Telefonun icadı hakkında ilginç bir anekdot daha anlatılır. Oberlin Koleji’nde öğretmen olan Elisha Gray adındaki bir mucit, Graham Bell ile aynı gün Patent Ofisi’ne gitmiş ve telefon patenti için başvuruda bulunmuştur. Biraz tartışmalı geçen bir sürecin sonunda nedendir bilinmez, telefon patenti Graham Bell’in olmuştur. Elisha Gray’in çalışmalarını bilmediğimiz için kimin haklı olduğunu söylemek zor.
Gelelim telefonun babası olarak anılan Graham Bell’e; tüm bu bilgiler ışığında Bell’in aslında telefonun mucidi olmadığını ve hatta bir fikir hırsızı olduğunu söyleyebilir miyiz? Böyle bir şey söylemek asla doğru olmayacaktır. Evet, aynı dönem aynı konu hakkında bildiklerimizden bile daha fazla çalışma yapılmış olabilir. Ancak bunlar zaten bilimsel camiaya duyurulan ve diğer bilim insanlarının dikkatini çekmesi istenen çalışmalardı.
Graham Bell belki oturdu ve aylar süren bir çalışma sonunda tek başına telefonu icat etmedi. Ancak o, gerçek bir bilim insanı gibi o güne kadar ortaya atılan tüm çalışmaları inceledi ve bunları birleştirdi. Her zaman iyi olan çalışmalardan bahsediyoruz ama belki Bell binlerce de başarısız çalışma ile uğraştı. Sözün özü, olayın ticari yönünü bir tarafa bırakırsak telefonun mucidi Graham Bell’dir çünkü en iyi çalışan versiyonunu o yapmıştır.