BIST 100 9.550 DOLAR 34,54 EURO 35,97 ALTIN 3.003,70
17° İstanbul
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyon
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkari
  • Hatay
  • Isparta
  • İçel
  • İstanbul
  • İzmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce

Kılıçdaroğlu, yargı paketini açıkladı

Kılıçdaroğlu, yargı paketini açıkladı

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, özellikle son yıllarda verilen kararlar nedeniyle Türkiye sınırlarını da aşıp uluslararası kamuoyunda tepki çeken ve iktidara yakın isimlerin egemenlik sağlamasıyla 'tarafsızlığını kaybettiği' görülen yargı bürokrasisine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Geçtiğimiz cumartesi günü Gerçek Gündem'in bazı yazar ve yöneticileriyle bir araya gelen ana muhalefet partisi lideri, iktidara gelmeleri durumunda hangi adımları atacaklarına dair soru üzerine "Siyasallaşmış unsurların yargıdan arındırılması lazım. Çünkü onlar yargıç değil, bir merkezden aldıkları talimatın gereğini yapıyorlar. Bu, Türkiye için çok tehlikeli ve adalet için de çok tehlikeli. Toplumdaki adalet duygusunu sarsıyor. Toplumdaki 'Ülkede adaletsizlik var' duygusu güçleniyor" dedi.

Gerçek Gündem'in haberine göre Kılıçdaroğlu, Türkiye'nin bu durumdan süratle çıkarılması gerektiğini vurgulayarak planladıkları hamleleri şöyle özetledi:

"Hakimler Kurulu ve Savcılar Kurulu, ayrı ayrı kurullar olacak. Hakimler kuruluna hiçbir siyasetçi girmeyecek, nitelikli insanlar girecek. Gerçek anlamda yargıçlar girecek. ‘Siz doğru karar verin, biz sizin arkanızda duracağız’ denilecek. Savcılarda öyle değil, Adalet Bakanlığı da oraya girebilir.

'SAVCIYI AVUKATIN YANINA İNDİRECEĞİZ'

Savcıyı kesinlikle avukatın yanına indireceğiz. Hakimin yanında oturan savcı olmaz. Savunmayla iddia makamının aynı düzlemde olması lazım. Bu çerçevede bakıyoruz.

AYM VE YARGITAY'A ÜYE SEÇİMİNDE OBJEKTİF KRİTERLER

Parlamentoda Anayasa Mahkemesi (AYM) ve Yargıtay üyeleri seçilecekse, yargıcın bir üst mahkemeye terfisiyle ilgili ya da AYM'ye gönderilmesiyle ilgili bazı objektif kriterlerin konulması lazım.

Örneğin; AYM'ye yargıç olarak atanacaksanız ve Yargıtay üyesiyseniz sizin kaç kararınız Yargıtay tarafından onandı, kaç kararınız bozuldu? Bilimsel makaleniz yayınlandı mı, yayınlanmadı mı? Yabancı dil biliyor musunuz, bilmiyor musunuz? Yabancı yargıçlarla toplantılara, panellere katıldınız mı, katılmadınız mı? Bunları bileceğiz.

'GERÇEK ANLAMDA YARGIÇLIK YAPIP YAPMADIKLARINI ÖLÇMEMİZ LAZIM'

Objektif bazı kurallar konacak ve şöyle denecek: Bu kurallar - bunlar Meclis içtüzüğünde olacağı için - bu kurallara uyan kişiler özgeçmişleriyle başvuracaklar. Kurallara uymayanlar zaten istese de başvuramayacak. Yani öyle kurallar koymalıyız ki, yargıcın siyasi görüşünden bağımsız olarak gerçek anlamda yargıçlık yapıp yapmadığını ölçmemiz lazım.

Adalet Bakanlığı'nda daha önce bazı objektif kurallar vardı ama bunlar siyasiler tarafından dejenere edildi maalesef. Bir örnek vereyim size; şöyle bir hüküm var kanunda: 'Bir hakim veya savcı seçime girerse ve kazanamazsa görevine dönemez. Bağımsız da girse dönemez.' Bu hüküm olduğu halde, partinin il başkanlığı veya ilçe başkanlığında görev alan avukatı getirdiniz hakim yaptınız. Aykırı bu. Kimse 'Bu yanlıştır' demedi.”

BİLGİ NOTU: GEZİ DAVASI HAKİMLERİNDEN MURAT BİRCAN'IN AKP'DE SİYASET YAPTIĞI ORTAYA ÇIKMIŞTI

Hukuk tarihine 'skandal' olarak adını yazdıran üçüncü Gezi Parkı davasının hakimlerinden Murat Bircan'ın bir dönem AKP'den milletvekili aday adayı olduğu ortaya çıkmıştı.

Eski siyasetçinin de aralarında bulunduğu mahkeme heyeti, hakkında hiçbir hüküm bulunmadan 1637 gün cezaevinde tutulan iş insanı ve insan hakları aktivisti Osman Kavala'ya ağırlaştırılmış müebbet; Mücella Yapıcı, Can Atalay, Tayfun Kahraman, Çiğdem Mater, Yiğit Ekmekçi, Mine Özerden ve Hakan Altınay'a da 18 yıl hapis cezası vermişti.

Bir başka gerçek daha var. Yargıçlar genelde küçük yerlerden başlatılır, deneyim kazansın, birikim olsun diye. Belli bir zaman dilimi içinde büyük kentlere getirilirler. Bu da kalktı. Hakime avukatlar öğretiyorlar 'kararı şöyle yazacaksın, böyle yazacaksın' diye. Bilmiyor adam."

'SAVCI, POLİSLE BİRLİKTE CEYHAN BELEDİYE BAŞKANIMIZA KUMPAS KURDU'

Kılıçdaroğlu, sözlerinin devamında savcıların bazen yanlış ya da yalan iddianame düzenleyebildiklerini de vurguladı.

Bu noktada eski Ceyhan Belediye Başkanı Kadir Aydar'ın 'rüşvet' iddiasıyla tutuklandığını ve delil diye ortaya konulan kayıtların sahte çıktığını belirten CHP lideri, şunları anlattı:

"Savcılar bazen yanlış ya da yalan iddianame de düzenliyorlar. Ceyhan Belediye Başkanımızla ilgili bir iddianame var. İddianamede birisi bizim belediye başkanımıza rüşvet vermiş. Adamı tutukladılar. Avukat arkadaş gitti, 'Ya sen aldın mı?', 'Emin misin?', 'Evet eminim, alsam söylerim zaten'

Bunun üzerine avukat, telefonla yapılan görüşmenin kayıtlarının dinlenmesini istedi mahkemede. İtiraz ettiler 'gerek yok' diye, kıyameti kopardılar. Hakim mecburen getirdi telefon kayıtlarını. Telefonda rüşvet alan kişi bizim belediye başkanımız değil, başka bir adama vermiş. Polisle birlikte savcı, gerçekten bizim belediye başkanımıza kumpas kuruyorlar, rüşvet aldığını iddia ediyorlar.

'O HAKİMİ VE SAVCIYI ŞİKAYET ETTİK'

Biz de bilmiyoruz, savcı deniliyor, polis deniliyor, tutanak deniliyor... Biz bu savcıyı ve hakimi şikayet ettik. Ne tür sonuç çıkacak bilmiyoruz. Sahte delillerle bir kişiyi mahkum etmek isteyen insanlar var maalesef."