CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, dün partisinin Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde (TBMM) düzenlenen grup toplantısında alışılmışın aksine 11 dakika kürsüde kalmış, hukuk tarihine bir 'skandal' olarak geçen Gezi Parkı davasında çıkan kararları eleştirdi.
Türkiye'de yaşanan adaletsizlikler yüzünden çok öfkeli olduğunu belirten Kılıçdaroğlu'nun "Yol arkadaşlarım, bütün yol arkadaşlarıma sesleniyorum; size de bir çift lafım var, bu engerekler ve çiyanlarla çatışma ne kadar sert olursa zafer de o kadar yakın ve görkemli olacaktır. Ben o yoksulluğa mahkum edilen çocuklar için mücadele edeceğim. Ya bana katılın ya da şimdi şu anda yolumdan çekilin. Açık ve net söylüyorum" şeklindeki ifadesi ise büyük ses getirdi
Ankara'da basın mensuplarına açıklamalarda bulunan ana muhalefet partisi liderine "Ya bana katılın ya yolumdan çekilin" sözleriyle kimi kast edildiği soruldu. CHP lideri, şu yanıtı verdi:
'BU ÜLKEYİ SEVEN, VATANINA BAĞLI TÜM KESİMLERİ 'YOL ARKADAŞIM' OLARAK KABUL ETTİM'
"Arkadaşlar, Türkiye'nin içinde bulunduğu şartları siz de biliyorsunuz, ben de biliyorum. Adalet yok, hukuk yok demokrasi yok, Anayasa ayaklar altında... Bu ülkede herkes perişan vaziyette ama Saray'ın sesi bile çıkmıyor. Ülke neredeyse sahipsiz bir konumda. Dolayısıyla ben; bu ülkeyi seven, bu ülke için çaba harcayan, bayrağımızın dalgalanmasını isteyen, vatanına bağlı bütün kesimleri yol arkadaşım olarak kabul ettim ve onlara çağrı yaptım."
'BİR DAVADAN BERAAT EDİYORSUNUZ, AYNI DAVA TEKRAR AÇILIYOR VE MÜEBBETE MAHKUM EDİLİYORSUNUZ'
"Vatanı satanlarla kavga etmemiz lazım" şeklindeki sözlerine de değinen Kılıçdaroğlu, "Bu laf doğru mu? Evet, doğru. O zamana ben bunu seslendirmek, söylemek zorundayım. Bir davadan beraat ediyorsunuz, aynı dava tekrar açılıyor ve bu sefer müebbete mahkum ediliyorsunuz" ifadesini kullandı. Ana muhalefet partisi lideri şunları kaydetti:
'MİLYONLARCA ÇOCUĞUN KARANLIĞA MAHKUM EDİLDİĞİ TÜRKİYE'DE BEN NE SÖYLEYEYİM?'
"Böyle bir Türkiye'yi siz ister misiniz? Ben istemem! Bunun için yurttaşlarımı uyarmak zorundayım. Ciddi bir sorunumuz var. Ekonomiye bakın, dış politikaya bakın, iç politikaya bakın, vatandaşa bakın... Milyonlarca çocuğun karanlığa mahkum edildiği Türkiye'de ben ne söyleyeyim! Acaba bu çocuklar okula nasıl gidiyorlar, bu çocuklar nasıl besleniyorlar, bu çocuklar nasıl banyo yapıyorlar? Bunu düşünen var mı? Efendim elektrikler kesildi... Tek cümle ama bunun arkasında milyonlar var.
'BU KONUŞMAYI YAPMAK İÇİN ONLARIN YAŞADIĞI DRAMI YAŞAMAK ZORUNDAYIM'
Ben onların yaşadığı dramı yaşamak zorundayım o konuşmayı yapmak için. Ben o dramı yaşadım ve o konuşmayı yapmak benim hakkım. Ben bütün vatandaşlarımın sorunlarına sahip çıkmak zorundayım. Şunu da söylüyorum; Türkiye'nin çözülemeyecek sorunu yoktur ama var olan iktidar tek kişilik hükümet bu sorunu çözemez. Kapasitesi yok, birikimi yok ve çözemez.
'EĞER 'BİZ MEVCUT DÜZENDEN MEMNUNUZ' DİYORSANIZ YOLUNUZ AÇIK OLSUN'
Bu sorunun çözülmesinin tek yolu var; demokratik yollarla sandığın gelmesi. O nedenle bütün arkadaşlarıma söyledim, eğer bunu istiyorsanız, yol arkadaşı olmak istiyorsanız buyurun gelin beraber yürüyeceğiz. Yok eğer biz mevcut düzenden memnunuz diyorsanız yolunuz açık olsun. Geniş kitleleri yanıma çekmeye, geniş kitlelerin sözcüsü olmaya, geniş kitlelerin dertlerini Mısır'daki sağır sultan duydu, Saray'dakinin de duymasını isterim. Bunun için yaptım."