Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Genel Kurulu'nda, 2020 bütçesi görüşmeleri başladı. TBMM Genel Kurulu, Meclis Başkanı Mustafa Şentop başkanlığında toplandı, bütçe üzerine konuşmalar başdı. CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu bütçe üzerine Meclis'te konuştu, KRT TV canlı yayınladı.
Genel Kurul'daki bütçe mesaisi hafta sonları dahil 12 gün aralıksız devam edecek. Görüşmeler 20 Aralık Cuma günü tamamlanacak. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, bütçeyi Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan yerine yardımcısı Fuat Oktay'ın sunmasına tepki gösterdi.
Kılıçdaroğlu ayrıca konuşmasında Türkiye’de 2 milyon 136 bin kişinin aylık 2020 liranın altında aylık aldığını, bin liranın altında emekli aylığı alan 843 bin 647 kişi olduğunu açıkladı. CHP lideri 2002-2019 arasında yabancılara ödenen 173 milyar 55 milyon dolar ödendiğini, Türkiye’nin 1 saniyede 596 dolar faiz ödediğini aktardı.
Kılıçdaroğlu, Adalet Bakanlığı'na çağrıda bulunarak, "Erdoğan'ın avukatlarının mal varlıklarını araştırın. Milyon dolarlarını araştırın" dedi.
Kılıçdaroğlu, "Sosyete damat, açlık nedir, yoksulluk nedir bilmez. "2.5 milyon yeni istihdamı hayata geçireceğiz, bugün Türkiye devrimi yaşıyor" dedi. Dünyadan haberi yok, ne oldu? 10 paket açıkladı her pakette işsizlik arttı. O paket açıklayacağına o beyefendiyi paketleyin bakanlıktan alın." ifadelerini kullandı.
Kılıçdaroğlu konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Grup toplantısında çöpten kağıt toplayan bir kadının fotoğrafını gösterdim. Eskişehir'den bir kadın çıktı "o benim, dairelerim var" dedi. O olmadığı ortaya çıktı. Çöpten kağıt toplayanlar, çöpten bulduklarını yiyenler... Yürütme bunları görmüyor. Çünkü Saraylarda yaşıyorlar.
Yarın şehir hastanelerine biz 'bunu nasıl yapıyorsun?' diye sorduğumuzda soluğu Londra'da İngiliz Mahkemeleri'nde alacaklar. Sözleşmeyi öyle yaptılar. Hani bunlar yerli ve milliydi ya... Ne yerlisi ne millisi..."
Kılıçdaroğlu'nun açıklamasının satır başları:
Aslında oturup parlamento olarak hesaplaşmamız gerekiyor.Neyi doğru neyi yanlış yapıyoruz? Parlamento nedir, işlevi nedir? Demokrasi nedir, hukuk, hukukun üstünlüğü nedir?
Bazen kısır tartışmalar içinde doğruları yeteri kadar yansıtamıyoruz birbirimize. Oysa hepimiz insanız ve hepimizde vicdan var. Hiçkimse yoksulluğu, fakirliği istemez. Herkes ister ki her evde mutluluk olsun.
Bazen irademizi, özgür irademizi kullanamaz noktaya geliyoruz. Kullanamadığımız için de baskılar ve etkiler altında kalarak maalesef parlamentonun olması gereken etkilerini başka yerlere deklare ediyoruz.
Egemenlik yetkisini kim kullanacak? Demokrasinin çıkışı, ağır bedeller ödendikten sonra egemenlik kayıtsız şartsız millete aittir diye çıkmış. Biz de onu yazmışız zaten. Diğer anayasalarda ve son anayasasada da egemenlik kayıtsız şartsız milletindir. Bir kişi mi kullanacak millet adına?
Burada bütün çağdaş demokrasilerde rejim ne olursa olsun yetki millet adına birbirini denetleyen üç organa verilir. Yasamanın görevi kanun yapmaktır. Yürütmenin görevi bizim yaptığımız kanunların amacına uygun olarak uygulamaya konulup konulmadığını denetlemek. Yargı organı da yürütmeyi ve bizi denetlemek. Dolayısıyla güçler dengesi oluşur.
Bu yetki, egemenlik hakkının kullanılmasıyla ilgili gayet açık, egemenliğin kullanılması hiçbir kimseye, zümreye bırakılamaz.
Milletvekilleri yürütme organından bilgi almak için yazılı soru önergesi verir. Sözlü soru yok, kalktı. Yazılı soru önergesi veriyoruz. Anayasaya göre yazılı soru önergelerine 15 gün içinde cevap verilmelidir. Milletvekili sana bir soruyu soruyorsa 15 gün içinde cevap vereceksin. 26. dönemde 15 gün içinde cevap verilen soru oranı yüzde 10.99.
Yürütme organı diyor ki, "Ey milletvekilleri, ben sizi takmam, sizin sorularınıza cevap bile vermem." Şimdi ben sizin vicdanınıza sesleniyorum. Bu anayasayı sizler kabul etmediniz mi, bizler kabul etmedik mi? 15 gün içinde cevap verilmesi gerekmiyor mu? Bir sorunuza bir cevap verilmiyorsa yürütme organı tarafından bana söyler misiniz TBMM'nin itibarı ne olacak? Ben itiraz etmeliyim ama her partiden milletvekili de itiraz etmeli.
Bazı sorular olur ki 15 gün içinde cevap verilemeyebilir. O zaman ilgili bakanlık yazı yazıyor, bize biraz süre verin diye. Süre verilir, cevap verilir ama cevap gelmiyor.
Bütçe dediğimiz olay ciddi bir olaydır. Parlamento bütçe hakkını kullanarak yürütmeye diyor ki şu kadar vergi toplayacaksın şu kadar harcama yapacaksın. Senin sınırlarını bütçe kanunuyla çiziyorum.
Yargı koyma yetkisi parlamentonundur. Madem öyle para alacaklar, borçlanma da yapabilirler. Borçlanmanın sınırlarını da parlamento belirliyor. Paranın nerelere harcandığını gelip burada bize anlatıyor. Bizler de elimizi vicdanımıza koyup "evet parayı oraya harcıyorsa evet diyelim" Bütçede yetkiyi verdik, paranın nerelere nasıl harcandığını kesin hesap kanunu gösteriyor bize.
Parlamentoya bugüne kadar, son düzenlemelere kadar, TBMM'ye yönelik sunan kişi seçilmiş bir kişi. Arkasında milli irade var. Buraya gelip bütçeyi sunan kişi devlet memuru. Hani biz demokrasi diyorduk, milli irade diyorduk. Normalde buraya sayın cumhurbaşkanının gelmesi lazım. Kendi bütçesi. Gelip bütçeyi sunması lazım. Devlet memuru bütçeyi sunuyor. Sayın Erdoğan başka bir yerde konuşma yapıyor.
Sizler vicdan sahibiyseniz buna dur demeniz lazım. Bu bütçe 82 milyonun bütçesi. 82 milyona hizmet götüreceksiniz, vergi toplayacaksınız ama bütçeyi bir devlet memuru sunacak. Ne diyoruz? Gazi meclis diyoruz. Gazi Mustafa Kemal Atatürk'e bile Başkomutanlık yetkisini 3 ay süreyle vermiştir.
Atatürk Meclis'i yüceltiyor. Aradan o kadar zaman geçti şimdi Meclis'e gelip bütçeyi sunacak seçilmiş bir kişi yok. Nerede milletin iradesine saygı? Diyoruz ki, atanmışların vesayeti olmaz. En çok şikayet eden AKP Grubu. Bu parlamentonun üzerinde hiçbir vesayeti hiçbirimizin kabul etmesi mümkün değil. Aramızda görüş farklılıkları olabilir. Farklı çözümler üretebiliriz ama vesayeti asla kabul edemeyiz.
Rejimi değiştirdik. Eskiden ne olurdu? Cumhurbaşkanını bir yere gittiğinde TBMM'de temsil ederdi. Şimdi bir yere gittiği zaman kim temsil ediyor? Bir devlet memuru. Nerede milli irade? Bu da doğru değil. Parlamentonun başkanı milli iradeyle seçilmiş kişidir.
BÜTÇENİN DENETİMİ
2018 kesin hesabın sonuçları, 2020 önümüzdeki yıl öngörülen hedefler. Buradan ne kadar vergiler toplanacak ne kadar harcama yapılacak. Parlamento bu yetkiyi yürütme organına verirken anayasal ve yasal sınırları dikkate alıyor. Anayasanın bir maddesi var, merkezi yönetimin bütçesiyle verilen ödenek harcanabilecek tutarın sınırını gösterir.
2018 yılı Sayıştay raporları. Sayıştay, TBMM'ye bağlıdır, TBMM adına bütçe harcamalarını denetler. Bizim verdiğimiz yetkiyi acaba yürütme organı doğru kullanıyor mu diye rapor yazar.
2018 yılı Merkezi yönetim hükümet bütçesiyle ilgili olarak 63 milyar 295 milyon ö717 bin 486 TL denek üstü harcama tespit edilmiş. Bu harcamaların onaylanması hususu yüce Meclis'e bırakılmıştır. Anayasaya sınır getirdi ödenek üstü harcama yapamazsın cezalandırılırsın diyor.
Ben istediğim gibi para harcarım kimseye de hesap vermem diyorlar. Toplanan para fakir fukaranın parası, bu para nereye harcandı? Neden parlamentonun iradesi çöp sepetine atıldı.
Sayıştay diyor ki ben ceza veremiyorum, saptadım ödenek üstü harcamayı takdiri size bırakıyorum diyor. Evinize gidip başınızı yastığa koyduğunuzda fakir fukarayı düşünün.
Bir olay olur. Bütçenin dışında bir ek ihtiyaç olur, borçlanma olur. Yüzde 2'yi aşmayacak şekilde ödenek üstü harcama yapılabilir. Kaç aşıldı yüzde 7. Siz demeyecek misiniz, ne oluyor bize, bizim irademizi yok sayıyor yürütme organı?
Bir başka garabete daha değinmek istiyorum. Madem samimi bir konuşma yapacağız. Kanun için dediler ki yürütme organı artık kanun tasarısı getirmeyecek. Dünyanın hiçbir ülkesinde milletvekilleri kanun hazırlamaz. Kanunu bürokratlar hazırlar.
98 maddelik kanun meclisten geçti. 29 kanun bir khk'yı ilgilendiriyor. 29 kanunu parlamentoda bilen bir tek milletvekili bile yoktur. Bundan doğal bir şey de yoktur. Çünkü bilmem için bu kanundaki yetkili kişilerle oturup konuşmak gerekir.
Kanun yazma tekniği diye bir teknik vardır. Biz de her şeyi bilmiyoruz ben ceza kanunu bilmem, vergi kanunu bilirim.
Parlamentonun itibarını korumamız lazım. Milletvekili arkadaşlarım kanunlarını savunacaklar sözde bunu yapıyorlar. Yine oradan size geliyor, biz bunu biliyoruz. Hazırlayan zaten orası. Hazırlamak zorundadırlar. Sorunla bizzat karşılaşanlar onlardırlar biz değiliz. Sorunun çözümüyle ilgili yasal düzenlemeyi yapıp size geliyorlar.
Anayasanın 104. maddesi. Cumhurbaşkanı devlet başkanı sıfatıyla TC'yi ve Türk milletinin birliğini temsil eder, doğrudur. Peki bu tanıma uygun olarak cumhurbaşkanı sıfatıyla Türkiye Cumhuriyeti'nin şan ve şerefini korumak ve üzerime aldığım görevi tarafsızlıkla yerine getirmek için bütün gücümle çalışacağıma and içerim.
Değerli arkadaşlar birbirimizi kandırmayalım. Partili cumhurbaşkanı olmaz. AKP'nin genel başkanı diyelim sorun yok ama ben cumhurbaşkanıyım derse tarafsız olması lazım. Neden tarafsız olması lazım? Cumhurbaşkanı devletin sigortasıdır. Yüzde yüz bir tarafsızlık beklemiyoruz ama sonuçta tarafsızlık üzerine yemin ediyorsa bir siyasi partinin genel başkanlığını yapamaz. Ettiği yemine ters köşe oluyor.
Bütün vatandaşlara, siyasi partilere eşit davranması lazım. Kapsayıcı kucaklayıcı bir dil olması lazım. Sabah öğle akşam bir öfke bir kin bir saldırganlık... Bu yanlıştır. Böyle bir uygulama hiç olmadı olmamalı da zaten.
Cumhurbaşkanı hakim tayin edecek. Bir partinin genel başkanı hakim tayin ediyorsa biz ona farklı gözle bakarız. AKP'nin genel başkanı hakim tayin ediyor. Bir partinin genel başkanı hakim tayin ederseniz olmaz. Benim tayin ettiğim bir hakim düşünün, orada yargılandığınızı düşünün. CHP'nin hakimi bizim aleyhimize karar verdi dersiniz. Böyle düşünmek doğaldır.
Türkiye Cumhuriyetinin şan ve şerefini korumak... Sizin ağırınıza gitti mi bilmiyorum, benim çok ağırıma gitti. Trump'ın mektubu kabul edilemez. Bu benim ağırıma gidiyor, sizin de ağırınıza gitmesi lazım. Bu tür şeylere parlamento olarak karşı çıkmamız lazım. Beni üzen nokta tek bir cümlenin dahi çıkmamış olması.
Rejim değiştikten sonra yargı büyük yaralar aldı. Rahip Brunson... AKP'lilerin olduğu bir toplantıda bu can bu bedende olduğu sürece o teröristi alamaz, dedi. Salon alkıştan yıkılıyordu.
Peki ne oldu? Brunson nerede? Hangi gerekçeyle bıraktınız?
Şimdi siz bana Türkiye Cumhuriyeti'nde yargı bağımsız mı dedirteceksiniz. Değil arkadaşlar.
Kime teşekkür ediyor Trump Erdoğan'a teşekkür ediyor. Türk mahkmelerine değil.
15 temmuz gecesi bu parlemanto tarihe not düştü. Bir sürü insan içeri alındı. O karmaşa içerisinde haksızlık olabilir. Daha sonra FETÖ borsası kuruldu hukuk içinde. Duyuyorduk, elde veri olmadığı için bir şey diyemiyorduk. Sabah gazetesinden bir köşe yazarı 14 temmuz 2017'de söylüyor. Sonra sizlerden bir milletvekili 2018'DE Gaziantep'te bir FETÖ borsası olduğunu, itirafçı adı altında iş adamlarının serbest bırakıldığını söylüyor. Gaziantep il başkan yardımcısı evindeyken polis kılıklı iki kişi tarafından öldürüldü. Para veriyorsunuz serbest bırakılıyorsunuz. Bank Asya'nın önünden geçeni, oğlunu FETÖ okuluna göndereni içeri attılar. 15 Temmuz'dan sonra Bank Asya'ya para yatıranı baş tacı yaptılar. Hukuksa, kanunsa hepimiz için geçerli olması lazım. Parası olana bir şey yok olmayan içeride yatacak.
Buradan çağrı yapıyorum. Erdoğan'ın avukatlarının mal varlıklarını araştırın.
Mahkemeden adam kurtarmak parayla. Hakim tayin ediyorlar. HYK'nın üzerindeki en etkili kişiler onlar. Bir avukat nasıl başsavcıya kül tablosunu getirin der. Başsavcı koşarak getirir. Bu mudur düzen? İtiraz ediyoruz. Bizim de sorunumuzdur sizin de sorununuzdur. Çok açık bir şey söyleyemiyorsanız gidin konuşun. Yargıda çok ciddi bozulmalar var.
297 sayılı yasa var. Herkes katılabilir seçime. Seçimi kazanamadı mı görevine dönemezsin diyor kanun. Nasıl oluyor da bir partinin il yönetiminde görev alan partiye kayıtlı avukat hakim tayin ediliyorr. Onlarca örneği var. Sırf yaargıya saygı duyduğum için isimleri saymıyorum.
O zaman kanunu değiştirin. Kazanmayan eski yerine dönsün. Yasanın mantığını ihlal ediyorsunuz. Anayasa hakimlere savcılara kimse talimat veremez diyor. Tahliye konusunda HYK ile mutlaka istişarede bulunduktan sonra karar verebilir diyor. Ne demek bu? Siyasi otorite izin vermezse sakın tahliye etmeyin. Bu onlarca yüzlerce hakime savcıya dağıtıldı. En başta buna Adalet Bakanı'nın karşı çıkması lazım. Hangi amaçla çıkarırsan çıkar. Hakim hakimlikten değil siyasetten güç alıyorsa en byük tehlikedir.
Gücünü evrensel hukuktan almak zorundadır. Ama hakim gücünü siyasi otoriteden alıyorsa orada ciddi sorunumuz vardır. Hukuk güvenliği olmak zorundadır. Can ve mal güvenliğini sağlayan yargının bağımsızlığıdır. Akademisyenler KHK ile üniversitelerden atıldılar. AYM düşünce özgürlüğüdür dedi hepsi beraat etti. Yürütme organı görevlerine iade etmiyor. O zaman mahkemenin işlevi ne?
Beğenirsiniz veya beğenmezseniz vicdan taşıyorsak, demokrasiden yanaysak, milletin iradesine saygı gösteriyorsak milletin oyuna darbe vurulamaz. Kişi belediye başkan adayı oluyor. Savcı iyi hal kağıdığını veriyor. YSK tamam diyor. Seçime giriyorum kazanıyorum. Ertesi gün seni görevden alıyor. Hangi gerekçeyle? Yargı değil yürütme organı seçimle gelen kişiyi atanmış alıyor. Siz demiyor muydunuz atanmışların vesayetinden kurtulmamız lazım diye.
Bu millet niye sandığa gitti, oy kullandı? Kızıyoruz. Bu falan partiden. Hangi partiden olursa olsun yasama organı olarak isyan etmemiz lazım. Yargı kararı yok ortada. Yargı seçime girebilirsin diyor. Buna itiraz ediyoruz. Yanlıştır bu. Bunu sizlerin belediye başkanları zorla istifa ettirildiğinde de söyledik.
Demokrasi hepimiz için ortak payda. Milletin iradesine saygı göstermezsek burada olamayız. Ekonomide ciddi bir tehlikemiz var. Kriz var. İktidar kanalından şu eleştiri gelir CHP hep eleştirir hiçbir öneri getirmez. Krizin başında arkadaşlarımızla, akademisyenlerle toplandık. Bu kriz nasıl aşılabilir diye oturduk. 13 maddelik öneri haazırladık. Paylaştık. Devlette liyakatin getirilmesi. Demokrasiye mutlaka geçmeliyiz, hukukun üstünlüğünü sağlamalıyız dedik. Merkez Bankasının bağımsızlığını sağlayın dedik. Dördüncü madde akılcı bir dış kaynak yönetimine geçilmelidir.
5. madde: Dolar endeksli olarak yapılan ihaleleri Türk Lirasına çevirin. Vatandaşlara dediniz. Televizyonlar yayın yaptı.
6. madde: Kamu ihale yasasını değiştirin. Adamına göre ihale, kanun olmaz. İhalesiz iş verilmez. Devlette bir kural vardır buna göre yaplır. 17 yılda 187 defa ihale yasası değişti.
7. madde: Sayıştay uluslaraası standartlara göre denetim yaapsın müdahale etmeyin dedik.
8. madde bütçe denetimini yapın dedik. 9. madde Dış politikayı değiştirin. Komşularımızla kavvga etmeyin dedik. Mısırla kavga ettik gidip. Suriye politikasından kim karlı çıktı. ABD ve Suriye. 3 milyon 600 bin Suriyeliyi getirdik. Süleyman Şah Türbesi'nin kendi topraklarımızdan kaçırdır. Karşımızda ordu yoktu. Kendi toprağımızdan kaçıyoruz bunu da kahramanlık olarak satıyoruz.
Dış politikayı değiştirin oturun konuşun. Bu bölgeyi barış havzasına döndürmüyoruz. Tamamı Müslüman, bizim akrabalarımız. Niçin egemen güçlerin oyununa gelip o bölgeyi kan havuzuna döndürdük?
10 madde: Geleceğimizi ipotek altına alan borçlanmalardan kaçının dedik. Borçlar Genel Müdürlüğünü kurdular. Osmanlı'daki adı Duyun-u Umumiye
11 madde: Adaletsiz vergi politikasını düzeltin. 12. Madde: Üretim politikasına geçin. İstihdama yönelirseniz Türkiye kurtulur.
13. madde Türkiye israftan kaçınsın tasarruf yapılsın. Eksiktir diyebilirsinizz. 7'si doğru değil. Buna da tamam derim. Genel başkanınız 'Ey Kılıçdaroğlu döviz baronlarıyla hareket edin?' diyor. Türk lirasına çevirin diyorum. Kim baronlarla hareket ediyor.
Aylık 2020 liranın altında kaç kişi aylık alıyor merak ettiniz mi? 2 milyon 136 bin kişi. Bunlar nasıl geçinecek? Bin liranın altında emekli aylığı alan 843 bin 647 kişi. Dul ve yetim. 673 liranın altında olan 8 milyon 647 bin 283 kişi. 2 bin liranın altında emekli aylığı alan 6 milyon...
Bin liranın altında emekli aylığı alan yok. Ama onlar zamlardan faydalanamıyor. Ben söylemiyorum. SGK'nın sitesine girersiniz. Devlet borç batağında. Borç alan emir alır. 2002 - 2019 döneminde yabancılara ödenen faiz 173 miyar 55 milyon dolar. Londra'daki bir avuç tefeciye. Vicdanınız kabul ediyor mu? Benim kabul etmiyor. Faiz ödemelerini çıkardım. 2019'un başından şimdiye kadar. 1 saniyede 596 dolar. 1 ayda 1 milyar 545 milyon 949 bin 370 dolar. Paralar nereye gidiyor? 17 yıldır Türkiye'yi yöneten yürütme organı vergi topladı, özelleştirme yaptı. Paralar nereye gitti?
Kütahya Zafer Havaalanı, Sayıştay Raporu'ndan: 2012'nin başından 2017 nin sonuna kadar garanti edilen 5 milyon .. kişi. Binen 272 .. bin kişi. Kaç lira para ödeniyor: 26 milyon... avro ödeniyor. Kimin parası ödeniyor? Siz sormayacaksınız da kim soracak? Garanti süresi 29 yıl 11 ay sürüyor. Siz buna isyan etmeyeceksiniz de neye edeceksiniz? Yazık günah değil mi fakir fukaranın parasına. Hastane yapıyorsun, havaalanı yapıyorsun, köprü yapabilirsin. İtiraz etmiyoruz. Sorduğumuz soru: Kaça yapıyorsun? Devlet sırrı. Ne demek? Garanti vermişsin. Doldurmayınca vatandaş ödeyecek. Şehir Hastaneleri'ni Londra'da danışmanlık yapan bir firmanın internet sitesinden öğrendik. Bana söylenmiyor size de söylenmiyor. Ama İngilizler biliyor.
Kendi cebimizden para ödemiyoruz diyor. Erdoğan'ın cebinden para ödenmiyor. Milletin cebinden ödeniyor. 2018'de 6milyar 210 milyon lira. Benim vergimi veriyorsun. Kaça mal ettin diye soruyorum. Gizli. Niye gizli? Faturayı ne kadar şişirirsen o kadar kazıklarsın. Ben eski maliyeciyim. Niye Türk lirası yapmıyorsun bunu. Biliyorlar bu iktidar gidici. Yerine halkçı, tüyü bitmemiş yetimin hakkını koruyan bir iktidar gelecek. Hesap vermenin bir onur olduğunu bütün dünyayı duyuracak. İktidar olduğumuzda Kesin Hesap Komisyonu kuracağız. Başına muhalefetten biri gelecek. İhtilaf çıkarsa soluğu İngiliz mahkemelerinde alacaklar. Sözleşmeyi öyle yaptılar. Her şey Türkiye'de. Dava orada. Bunlar giderse bizim çıkarımız ne olacak diye. 82 milyonun çıkarını korumayı namuslu bir görev olarak kabul ediyoruz.
EYT SORUNU
EYT'lilerin sorunu var. Sosyal Güvenlik'te reform yapacağız dediniz. Prim ödeme gün sayısı dolup yaşa takılanlar iş bulsanız da çalışamazlar. Sizin yaptığınız reforma göre daha fazla prim ödediklerinde, daha fazla çalıştıklarında daha az emekli aylığı alacaklar. Onun için isyan ediyorlar. Aile sigortası ile çözülür. Bu parlamento 1974 yılında aile sigortasını kabul etti.
Aile sigortası sağ elin verdiğini sol el görmeyecek demek. Bizim bulduğumuz bir şey değil. Uluslarası Çalışma Örgütü'nün kabul ettiği 9 sigortadan biri. Sosyete damat olarak tanımladığımız hazine ve maliye bakanı var. Fakirlik nedir bilmez. 2019 yılında 2 buçuk milyon yeni istihdamı geçireceğiz dedi. 10 paket açıkladı. Her paket açıkladı işsizlik arttı. Devrim yapıyoruz dedi işsiz sayısı oldu 8 milyon. Sosyete damat bu işi bilmez. O paket açıklayacağına beyefendiyi paketleyin, bakanlıktan alın.
Meclisin duvarında kendini yakanlar var. İşsizliğin, yoksulluğun fakirliğin ne olduğunu biliyor musunuz? Bundan sorumlu olan yürütme organıdır. Vergi toplatıyorsunuz. Hesabını sormanız lazım. O zaman Türkiye gerçek anlamda demokrasiyi tadacaktır. Hep beraber sormamız lazım hesabını. "Her üniversiteyi bitiren iş bulacak diye bir kaide yoktur" çok talihsiz bir söz. Anadolu'da fakir bir ailenin çocuğunu hangi zorluklarla üniversiteye gönderdiğini biliyoruz. 17 yıldır ülkeyi yönetiyorlar. Çöpten kağıt toplayan kadının fotoğrafını gösterdim. Eskişehir'den bir kadın çıktı AK Partili. Dairelerim var dedi. O kadın olmadığı çıktı ortaya çıktı. Bunlar görülür ama kimse ilgilenmez. İlgilenmek zorundayız. Yürütme organı saraylarda yaşıyor görmez.
İşsizlik kuyrukları. Kaç yerde sınav açtınız? Kaç kişi başvurdu? Basit bir soru. Aylardır cevap alamıyoruz. Bu yürütme organı milletin parasını, hakkını hukukunu koruyamayan bir organdır.
Bugün Dünya Yolsuzluklarla Mücadele günü. Türkiye'de vergi vermemek için Man Adası'na şirket kuruyorsunuz. 1 sterline. 15 milyon dolarlık mal alıyor. Dolar üzerinden hesap yaptıınız için önce New York'taki referans bankaya gidiyor. Sonra Türkiyee'ye geliyor. Swift kayıtları deniyor. Hiçbir banka swift kaydı, banka dekontu sahtedir demiyor. Dava açıldı. Önce haberlerle ilgili yasak kararı getirildi. Bütün işlemler adımın Kemal olduğu gibi doğru. Arkasından dava açıldı. Davanın düştüğü mahkemenin hakimideğişti. Türkiye cumhuriyeti'nin en büyük tazminatı verildi. Hiçbir makam tüyü bitmemiş yetimin hakkını savunmamı elimden alamaz. Vergi cennetlerinde ticari işlemlerden edinilen karlar vergilenmiyor. Yüzde 30 vergileyeceğiz dedi. Kurumlar vergisi 2006. Bakanlar vergisi bu listeyi yayınlamadı. Gelen 15 milyon dolardan vergi alınmadı. Su içtiğin zaman, dolmuşa bindiğin, ekmek aldığın zaman vergi veriyorsun. Vatandaş suyu açtığı zaman 5 çeşit vergi veriyor. Allah var, kul hakkı var. Tazminata mahkum edecek. Etmezlerse namertler. 15 Temmuz Şehit ve yakınları, gaziler var. Soruyoruz ne oldu bu para? Hazine tek hesabında. Hani şehitlerindi, yakınlarınındı bu para? Vakfı bulamadılar. Sonra buldular zorlamamız üzerine. İl Müdürlüğü'nün üzerine branda çektiler. Üzerine yazı yazdılar. Şehidin sırtından geçinmek ne oluyor? Önce sizin sormanız lazım.
Beşiktaş'ta bağış kampanyası. 52 milyon lira. 58 milyon olmuş. 6 milyon 233 bin lira faiz.. Şehidin hakkı var. Nasıl kullanılır? Avrupa'nın en büyük fabrikası tank palet fabrikası. Tank ihalesi yapılıyor. İlk ihale iptal ediliyor. İkinci ihale açılıyor. 3 firma kapatılıyor 1 firma kazanıyor. O firmaya olağanüstü imkanlar sağladılar. Her şey verildi. İhaleyi alan firma kendisine tahsis edilen alanı bıraktı. Tank Palet tahsis edildi.
"25 yıl süreyle üretim yapma hakkı veriyoruz" diye bir madde varsa itirazımız yok. Talip Öztürk kim diye sormuştuk? İhalesiz bir tank palet fabrikası başka firmaya nasıl verilir? Sonra bir anlaşma imzalanır 21 Ağustos 2019'da: Ne getirirsen fatura yüzde 12.5 kar marjı uygulanır. Fabrikayı, kar garantisi veriyorsun. Askeri sırları veriyorsun. Bunun adı nedir? Bütçede bunların da tartışılması lazım. Milliyetçiysek tank palete, ordumuza sahip çıktığımız zaman milliyetçiyiz.