Gündemdeki başlıkları Özlem Akarsu Çelik sordu, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu yanıtladı. Kılıçdaroğlu, Tank Palet fabrikası tartışmalarında ismi ön plana çıkan Ethem Sancak ile arasında geçen konuşmayı açıkladı. Kılıçdaroğlu, "Ethem Sancak 15 Temmuz darbe girişiminden sonra “benim gazetelerim emrinizdedir” diye. Ben de “estağfurullah gazeteler, medya özgürdür” dedim" ifadelerini kullandı.
URLA BELEDİYE BAŞKANININ TUTUKLANMASI
Kılıçdaroğlu, "Urla Belediye Başkanı Burak Oğuz savcılığın daveti üzerine avukatı ile ifade vermeye çıkıyor. Mahkeme tutukluyor. Tutuklanması yanlış. Kaçma gibi bir durumu yok. Biz beraat edeceğine inanıyoruz. Bir sürü iftira var hakkında. Dosyada gizlilik kararı var. Avukat ve milletvekili arkadaşlarımız ilgileniyor. Olayı yakından izliyoruz" ifadelerini kullandı.
"VATANA İHANETTİR"
Kılıçdaroğlu, "Avrupa'nın en büyük Tank Palet Fabrikası'nın peşkeş çekilmesi vatana ihanettir. Buna izin veren herkes sorumludur. En alttaki subaya kadar... Onların hiçbirisine ben vatansever demem. Kendi fabrikasını peşkeş çekilecek beyefendilerin gıkı bile çıkmayacak. Nasıl bir devlettir nasıl bir ordudur bu. Kimsenin sesi çıkmıyor." dedi.
ŞEHİR ÜNİVERSİTESİ
Kılıçdaroğlu Şehir Üniversitesi ile ilgili Davutoğlu ve Ömer Dinçer'den intikam alınmak istendiğini belirterek, "Siyasi rakibinizden öç almak için bir üniversiteyi tasfiye ediyorsunuz. Diğer taraftan Ziraat Bankası ile simitçiyi kurtarıyorsun. Vicdanı, ahlakı olan herkese sesleniyorum bunların yaptığı adalet mi?"
'ERDOĞAN 21. YÜZYILIN TÜRKİYE'DEKİ FİRAVUNUDUR'
Kılıçdaroğlu, "Erdoğan 21. yüzyılın Türkiye'deki firavunudur. Her şeyi ben bilirim, ben yaparım diyor. Tüyü bitmemiş yetimin hakkını da ben yerim diyor, kimse bana hesap soramaz diyor. Ben sana hesap soracağım" dedi.
Kılıçdaroğlu şunları söyledi:
Saray ve çevresi fazla kirliliğe bulaşmış durumdalar. Bunlar şehitler için toplanan paraları bile hiç ettiler. Beni üzen bunu İslamiyeti istismar ederek yapmaları. Bunları hangi Müslüman yapar?
Erdoğan ister girsin ister girmesin ilk yapılan seçim beyefendi gidecek. Millet artık yeter diyor. 21. YY Türkiyesi'nde 10 binlerce yurttaş çöplerden geçiniyor, milyonlarca insan faturalarını ödeyemiyor. Bunlarda vicdan var mı? Olsa zaten böyle olmaz.
Kılıçdaroğlu Cumhurbaşkanı adayları ile ilgili Millet İttifakı vurgusu yaptı ve "Onlardan bağımsız düşünce ifade etmem doğru olmaz" ifadelerini kullandı. Kılıçdaroğlu erken seçim için ise tek başına Erdoğan'ın karar vereceğini söyledi.
CHP Lideri'nin konuşmasından satır başları şöyle:
Urla Belediye Başkanı Burak Oğuz savcılığın daveti üzerine avukatı ile ifade vermeye çıkıyor. Mahkeme tutukluyor. Tutuklanması yanlış. Kaçma gibi bir durumu yok. Biz beraat edeceğine inanıyoruz. Bir sürü iftira var hakkında. Dosyada gizlilik kararı var. Avukat ve milletvekili arkadaşlarımız ilgileniyor. Olayı yakından izliyoruz.
Ülkede demokrasi, hukuk yok. Bir kişinin iradesi ile her şey uygulanıyor. Belediye başkanımız tutuklandı diye biz geri adım atacağız diye birşey yok. Biz bu ülkeye gerçek anlamda demokrasi gelinceye kadar mücadelemizi sürdüreceğiz. Bunun bedeli olabilir. Belediye başkanımız, PM üyemiz, milletvekilimiz hapse atılabilir. Bütün bunların hepsini yaşadık biz zaten.
Biz FETÖ'nün iktidar olduğu dönemde de AK Parti ile birlikte iktidar olduğu dönemde de bizim belediye başkanlarımıza baskınlar düzenleniyordu. Belediye başkanlarımız tutuklandı, görevden alındı. Ne oldu? Hepsi beraat etti.
Benzer şeyler bugün de yaşanıyor. 15 Temmuz darbe girişiminden sonra FETÖ'nün bittiği söyleniyor ama aynı tutuklamalar, aynı gözdağları devam ediyor. Bunlar bizi yıldırmaz, yıldıramaz.
Biz diğer partilere benzemiyoruz. Tarihimiz, köklerimiz, hayatın her alanında demokrasiyi savunuyoruz. Bu ülkenin huzuru için.
Bizim bir sorumluluğumuz var. Demokrasiyi savunan diğer siyasal partilerin de sorumluluğu var. Millet ittifakını bu gerekçeyle oluşturduk. Beraber olacağız, demokrasiyi geliştireceğiz, darbe hukukundan anayasaları arındıracağız. Demokrasisi gelişmiş ülkelerde hangi kurallar varsa aynı kuralların bizim ülkemizde de olmasını istiyorum.
Kişileri alıyorlar, aylarca yıllarca gözaltında tutuyorlar, tutukluyorlar. Sonra beraat ediyor. Hangi gerekçeyle attınız?
Ethem Sancak 15 Temmuz darbe girişiminden sonra "benim gazetelerim emrinizdedir" diye. Ben de "estağfurullah gazeteler medya özgürdür" dedim.
Hafızamda, ezberimde iz bırakan birisi değil. İz bırakması, onun kulvar değiştirip, medya patronluğu yapması, ona böyle imkanların sağlanması, Erdoğan'ı ailesinden çok daha fazla sevmesi, bende büyük bir hayal kırıklığı yarattı. Bir insan başka bir insana saygı duyabilir ama hiç kimse kendi ailesini feda ederek saygı duymaz o farklı bir şeydir. Çok şükür öyle bir anlayışım yok. Benim ailem ayrı bir yerdedir. Bizde böyle bir kültür, böyle bir gelenek yok. Parayı hayatının en önemli unsuru görenler de böyle şeyler olabiliyor.
Benim eleştirim şu. Tank Palet fabrikası sıradan bir fabrika değil, Avrupa'nın en büyük tank palet fabrikası. Değerinin 20 milyar dolar olduğu söyleniyor. Büyük bir fabrika ve entegre tesis.
Ordunun elinde, ordunun fabrikası ordunun namusudur. Ordu oranın gelişmesi için elinden ne geliyorsa yapmaya çalışır. Bu fabrika 3 kez verimlilik ödülü alıyor. Bu kadar başarılı bir fabrika.
Bu firmanın BMC firmasına nasıl verildiğini sordum. Özelleştirildi dedim. "Ey Kılıçdaroğlu özelleştirilmedi" dedi. Sonra resmi gazetedeki yazıyı gösterdim "özelleştirildi" diye. Sesini kesti. Biz bunu devrettik dedi, kiraladık dedi. O kadar garip şeyler var ki. Mümkün olsa bu fabrika, fabrika değildi diyecek.
Bir insana yalan söylemek yakışır mı? Ben mi yalan söylüyorum, sen mi yalan söylüyorsun. Ben mi doğruyu söylüyorum, sen mi söylüyorsun. Söylediğim her cümle doğrudur. Onun söylediklerinin tamamı yalandır.
Tank palet fabrikası birilerine peşkeş çekilecek de benim susmamı mı bekliyor. Bu vatana ihanettir, nokta. Bunu her yerde söylüyorum. Başka bir ülkenin askeri fabrikası başka bir orduya, ister bedava verin ister kiralayın nasıl yaparsanız yapın, yaparsanız kendi ülkenize ve ordunuza ihanet etmiş olursunuz. Bu fabrikanın bedava Katar ordusuna peşkeş çekilmesine izin veren herkes sorumludur. Onların hiçbirisine ben vatansever demem.
Kendi fabrikasını peşkeş çekilecek beyefendilerin gıkı bile çıkmayacak. Nasıl bir devlettir nasıl bir ordudur bu. Kimsenin sesi çıkmıyor. Bedava veriyorsunuz. Kiraladık diyor, Ethem Sancak diyor ki hayır biz kira ödemedik, diyor.
Habertürk yayınında şunu söylüyor Ethem Sancak, devlet bana ben burayı sana bırakıyorum, ben çekip gidiyorum bana kira ver demiyor. Dese, kira koyacak.
"Ben bunun içindeyim, orduyla beraber yapacaksın, diyor. Beraber yapacağım şeye niye kira vereyim. Benim taahhüdüm şu" diyor. Katar ordusuyla birlikte taahhüdü şu, "Ben senin işçilerinin parasını vereceğim, milli motoru burada yapacağım, ben gittiğimde motor senin olacak"
Çok yoksul olduğu için Erdoğan ondan kira talebinde bulunmamış. Bu fabrikayı bedava veriyorlar. Kira almadan 25 yıllığına veriyorlar. Alım garantisi veriyorlar. Ne getirirse üzerine 12.5 kar koyacaklar. Buradaki bütün sırları obüsün yapılmasıyla ilgili Katar'a teslimi de yapılan protokolde sözkonusu.
Özelleştirme kanunu diyor ki, askeri fabrikalar özelleştirilemez. Ama siz veriyorsunuz. Kanuna aykırı. Kararnameyi gizli çıkarıyor. Kılıçdaroğlu görmesin diye, ama ben gördüm. Israr ettim beni mahkemeye verdi. Protokolleri de isteyeceğim onlar da gizli ama mahkemede isteyeceğim.
Kim vatanseverdir, kim gayrımillidir onu da göreceğiz. Kim bu ülkenin en büyük tank palet fabrikasını peşkeş çekiyor bunun bütün ayrıntılarını göreceğiz. Ben bunun arkasını bırakmayacağım.
Bir insan kibiri kendi ana öznesi olarak kabul ederse, her şeyi küçümserse ve o küçümsemenin boyutu Türkiye Cumhuriyeti'ni küçümseyecek noktaya çıkarsa... Kibirin geldiği nokta bu. Bir ülkenin en yetkili makamında oturan kişi, kendi toprağına galoş çizmeyle basar mı? Vallahi pes.
Kalkıyorsunuz bu tür açıklamalar yapıyorsunuz, Almanya, İngiltere, Fransa ve şahsım oturduk... Şahsım ne kardeşim, ne şahsı? O şahsın bir adı yok mu?
MHP GENEL BAŞKANI DEVLET BAHÇELİ'NİN YENİ KURULACAK PARTİLERDE DIŞ ODAKLARI İŞARET ETMESİYLE İLGİLİ
Bilmiyorum tabii kirli siyasetçi var mı, var tabii. Etik değerlere inanmayan var mı, var. Ayakkabı kutusunda rüşvet alan kişiyi büyükelçi olarak tayin eden gönderen kişiyi kirli siyasetçi olarak görürüm. Türkiye Cumhuriyeti böyle bir şeyi asla kabul edemez.
Ben eğer bunu kastediyorsa Sayın Bahçeli eyvallah, doğru söylüyor. Bunu değil de yeni kurulacak partileri kastediyorsa doğru değil. Yeni partiler kurulabilir. Demokrasiye inanıyorsanız, sizin gibi düşünmeyen insanlar da siyaset alanına çıkabilirler başarılı olurlar, olmazlar.
Biz siyasetçiler yeni kurulacak olan siyasal partilere, etik değerlere izin verdikleri sürece, bunları Türkiye açısından bir kazanım olarak görürüz.
Ayrıca her şeyde dış güçler böyle her şeyde... Her şeyi dış güçlere bağlıyorsanız siz zayıf karakterinizi, tavrınızı ortaya koyuyorsunuz demektir. Türkiye Cumhuriyeti'ni dış güçler mi yönetiyor? Ne demek yani. Her şeye rağmen Türkiye, bölgesinin en güçlü devletidir. Biz bu gücün korunması için elimizden geleni yapıyoruz, tank palet fabrikasının peşkeş çekilmKahramanlık edebiyatları yapıyorlar, Amerika'ya gidip el etek öpüp geri geliyorlar.esine karşı çıkıyoruz.
İNCİRLİK VE KÜRECİK ÜSLERİ İÇİN ERDOĞAN'IN "GEREKİRSE KAPATIRIZ" AÇIKLAMASI
Dış politika ciddi bir iştir. Dış politikada iç politikada olduğu gibi ağzınıza gelen her şeyi söyleyemezsiniz. İktidarıyla muhalefetiyle ortak hedef vardır, Türkiye'nin çıkarına göre ifade edilir. Türkiye Cumhuriyeti'ni aşağılayan bir mektubu aldıkları zaman ses çıkardılar mı, hayır. Amerikalılar yayınlamasaydı bizim o mektuptan haberimiz bile olmayacaktı. Niçin bir şey söylemediler?
Götüreceksin bu mektubu, Türkiye Cumhuriyeti bu tür hakaretleri asla kabul etmez diye iade edeceklerdi. İade edildi mi, edilmedi mi onu bilmiyoruz. Herhangi bir şey söylenmedi bu konuda.
Dolayısıyla İncirlik'i, Kürecik'i kapatırız... Ne bağırıp çağırıyorsun. Tak diye kapatırsın, bitti. Söylersin kapattım dersin. Amerika için dünyanın lafını ediyorlardı, Trump'la fotoğraf çektirmek için yapmadıkları kalmadı.
ŞEHİR ÜNİVERSİTESİ
Bir üniversite üzerinden siyasi hesap yapmak, öç almak doğru değildir.
Siyasi rakibinizden öç almak için bir üniversiteyi tasfiye ediyorsunuz. Diğer taraftan Ziraat Bankası ile simitçiyi kurtarıyorsun. Vicdanı, ahlakı olan herkese sesleniyorum bunların yaptığı adalet mi?
Ahmet Davutoğlu'ndan, Ömer Çelik'ten intikam almak için bunu yapıyorsun. Dolandırdılar diyorsun o zaman git dava aç.
"ERDOĞAN İÇİN ARKADAŞ DİYE BİR ŞEY YOKTUR"
Erdoğan için vefa, arkadaş diye bir şey yoktur. Onun için tek şey var koltuğumu nasıl korurum.
"Demokrasiyi savunmak her siyasetçinin ortak görevi olmalı. Erdoğan ve Bahçeli de savunmalı. 21. yy insanlar düşüncelerini açıkladı diye tutuklanıyorsa buna karşı çıkmak lazım. AK Parti de düzgün insanlar var. Onlar da Türkiye'nin ne kadar kötüye gittiğini görüyorlar."
Sarayda şantajla yola çıkan bir anlayış var.
Ben Ak Parti grubunu sadece el kaldırıp indirdikleri için sorumlu tuttum. Onun dışında ana sorumlu ülkeyi yöneten saraydır. Sarayın bir numaralı sorumlusu da kibir abide olan Erdoğan'dır
Erdoğan 21. yüzyılın Türkiye'deki firavunudur. Her şeyi ben bilirim, ben yaparım diyor. Tüyü bitmemiş yetimin hakkını da ben yerim diyor, kimse bana hesap soramaz diyor. Ben sana hesap soracağım.
KURULTAY
Kendisini genel başkan olarak konumlamak isteyen arkadaşlar olabilir, aday olabilirler. Demokratik yöntemlerle yarışırız. Kararı yine partililerimiz verecek biz de o karara uyacağız.
YENİ KURULAN PARTİLERİLE MİLLET İTTİFAKI GENİŞLEYECEK Mİ
Bilmiyorum, millet ittifakını Meral Hanım, Temel Bey ve DP'nin sayın genel başkanı görüşerek oluşturduk. Farklı görüşlerimiz var ama demokrasi konusunda bir ortak payda oluşturduk.
Bu ittifak çerçevesinde bir ön protokol yapıldı, imzaladık. Kamuoyuyla paylaştık. Çıkan yasa, böyle bir tablonun ortaya çıkmasını sağladı ve cumhur ittifakı oluştu. MHP ve AKP. Bu ittifaklar seçimlere girdiler. Demokrasimiz büyük yara aldı.
Demokraside son 10 yılda bir kan kaybı yaşadık. 15 Temmuz darbe girişiminden sonra 20 Temmuz'da yapılan sivil darbe. Dünyaya farklı gözlerle baksak bile, bu farklılıklar bizim zenginliğimiz.
Tek adam rejiminin Türkiye'ye neler mal olduğunu gördük. Türkiye'nin ekonomisini uçuruma sürükledi. Bakanlar bir devlet memuru görünümünde. Ben devlet memuru dediğim zaman alınıyorlar. Bütçe görüşmelerinde dedim ki, "bütçeyi gelip burada bir devlet memuru sundu diye Sayın Fuat Oktay için"
Çünkü atamayla gelen birisiydi, parlamentoda gelip bütçeyi sunması kadar yanlış bir şey olamaz diye. Bunlar devlet memuru değildir dediler. Bütün devlet memurlarının dokunulmazlığı vardır ve ömür boyu devam eder. Bir devlet memuru bir suç işlemişse amiri izin vermedikçe savcı hakkında soruşturma dahi açamaz. Ama milletvekillerinin dokunulmazlığı milletvekili süresiyle ilgilidir.
Şu anda Türkiye'yi bir seçilmiş ve kabinesiyle atanmış devlet memurları tarafından yönetiliyor. Bu da bizim sözde demokrasimizin en büyük ayıbı. Seçimle gelen birisinin ülkeyi yönetmesi lazım. Ve hükümetin parlamentodan çıkan vekillerden oluşturulması lazım. Şu anda yürütme organının hesap vereceği hiçbir organ yok.
ERDOĞAN "AÇTIĞIM TÜM DAVALARI KAZANIYORUM" AÇIKLAMASI
O da doğru değil. Bana inanmıyorsan çağır avukatlarını sor bakalım. Alt mahkemelerde benim davamın düştüğü yerler var. Tesadüfen başka bir mahkemeye düşüyorsa o mahkemenin hemen hakimini değiştiriyorlar. Cumhuriyet tarihinde görülmemiş tazminat davaları çıkıyor ama ben onları sonra kazanıyorum.
Yapılması gereken, 12 Eylül darbe hukukunun getirdiği bir siyasi partiler yasası var bu yasanın değişmesi lazım. Biz buna hazırız getirsinler değiştirelim. Delege sisteminin değişmesi lazım. AKP'li vekiller neden el kaldırıp indiriyorlar. Aksine bir şey söyledikleri zaman bir dahaki sefere asla milletvekili olamayacaklar. Ama ön seçim getirirseniz ve zorunlu kılarsanız o zaman liderin değil vatandaşın sesini dinlerler.
Mevcut yapı içinde liderin iradesi vardır, milletvekillerinin iradesi yoktur. Biz buna hazırız. Getirsinler hemen değiştirelim.
"BAKANLAR RÜŞVET ALSA BİLE BİR ŞEY YAPILMIYOR"
Demokrasimiz büyük yara aldı. Son 10 yılda kan kaybı yaşadık. 15 Temmuz darbe girişiminden sonra 20 Temmuz'da sivil darbe yapıldı.
Sivil darbe sonrası çıkan KHK'lar... Binlerce kişinin görevlerinden atılması, farklı düşünenlerin görevlerinden atılması, gazetelere el konulması, gazetecileri hapislere atılması... Ergenekon operasyonlarının bir benzeri 20 Temmuz'dan sonra da gerçekleşti.
Tek adam rejimi Türkiye'ye çok pahalıya mal oldu. Tek adam rejimi Türkiye ekonomisini uçuruma sürükledi.
Bakanlar rüşvet alsa bile bir şey yapılmıyor.
Güçler ayrılığı olsun, Cumhurbaşkanı tarafsız olacak. 20 Temmuz'dan sonra getirilen uygulamaların kaldırılması. İnsanlar düşüncelerinden ötürü hapse atılmasın. Erdoğan bunları istemez, ben sarayımda oturuyorum, rahatım yerimde diyor.
ERKEN SEÇİM AÇIKLAMASI
Erdoğan, AKP ile MHP arasında fark yok diye düşünüyor.
Erken seçime bir kişi karar verecek Erdoğan. MHP ve Ak Parti çoğunluğu var. Erdoğan erken seçime gidelim derse MHP kabul eder. Biz bugünden çalışıyoruz.
"Erdoğan ister girsin ister girmesin ilk yapılan seçim beyefendi gidecek. Millet artık yeter diyor. 21. YY Türkiyesi'nde 10 binlerce çöplerden geçiniyor, milyonlarca insan faturalarını ödeyemiyor. Bunlarda vicdan var mı? Olsa zaten böyle olmaz."
"SARAY VE ÇEVRESİ FAZLA KİRLİLİĞE BULAŞMIŞ"
Kişi başına gelir 10 bin dolar diyorlar. Ethem Sanacak'ınki doğru...Nerede bu para? Dışarıya uçaklarla yandaş, havuz medyası, çete dediklerimiz para götürüyor. Burada kalanlar kim?
Saray ve çevresi fazla kirliliğe bulaşmış durumdalar. Bunlar şehitler için toplanan paraları bile hiç ettiler. Beni üzen bunu İslamiyeti istismar ederek bunları yapmaları. Bunları hangi Müslüman yapar?
"ORTADOĞUYU BARIŞ HAVZASINA ÇEVİRECEĞİZ"
Bu milletin takdiri ile Millet İttifakı iktidar olacaktır. 5 yıl içinde hem dış politikayı barış eksenli büyüteceğiz, Ortadoğuyu barış havzasına çevireceğiz.
Türkiye bölgenin en güçlü aktörü olacak. AB'ye de meydan okuyacağız. Tam üyeliği kabul et diyeceğiz.
Tek beklentim var; Türkiye Cumhuriyeti ve milletim huzura kavuşsun. 7 sene önce saman ithal edeceğiz desem kimse inanmazdı
CUMHURBAŞKANI ADAYI ABDULLAH GÜL MÜ?
Millet İttifakına vurgu yaptım. Onlardan bağımsız düşünce ifade etmem doğru olmaz. Oturulup konuşulur
DEMİRTAŞ AÇIKLAMASI
Ortada adalet kalmadı ki adaletten, haktan, hukuktan, vicdandan bahsedeceksiniz. Selahattin Demirtaş gitti iyi hal kağıdı aldı, YSK'daki hakimler seçimlere girebilir dedi. Hapisteyken seçime girdi. Biz de demokrasi var diyoruz. Dünya buna inanmıyor.
Demokrasi olsa ülkemiz hapishaneler tıka basa dolu mu olur? BankAsya'nın önünde geçen, FETÖ'nün okuluna çocuğunu gönderdi diye hapse atıyorsunuz. 17-25'ten sonra Pensilvanya'dan icazet alanı baş tacı ediyorsunuz. Onlarda para var,para ile satın alıyorlar. Garibanın yolu hapishane.
CUMARTESİ ANNELERİ
Cumartesi Anneleri çocuklarının mezarının bulunmasını istiyor. Başına gidip dua etmek istiyor. Katillerinin bulunmasını istiyorlar. Aynı şeyi Diyarbakır Anneleri için de söylerim. O çocukları getirecek iktidardır. O anneler bana da geldi, dönemin Başbakanına söyledim.
"MİLYARLARI GÖTÜRDÜLER"
Ekrem beyin 13 bin oy farkla kazandığı seçimi iptal ettiler. Seçimi yenilediler fark 800 bin oldu. Bu toplumun bir vicdanı var, bu kadar olmaz denilen döneme geldik. Huzur içinde yaşayacaksak bu beylerin gitmesin lazım. Milyarları götürdüler.
"BİZ KENDİ ÜLKEMİZDE HUZUR VE REFAHI İSTİYORUZ"
2020 umuyorum ciddi sorunlu bir yıl olmaz. Biz kendi ülkemizde huzur ve refahı istiyoruz. Aynı masa etrafında oturup çay içmek istiyoruz. Bir bayramda diğer genel başkanlarla bir araya gelsek ama siyaset konuşmasak... Bu teklifte bulundum