CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, grup toplantısında konuştu. Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Erdoğan'a seslenerek, "Senin imzan olan belgeleri de açıklayacağız, hiç meraklanma" dedi.
Kılıçdaroğlu'nun açıklamaları şöyle oldu:
Zor günler yaşıyoruz, hep beraber. Ama bunları hep beraber aşacağız. Aşmanın yolu, birlik olmaktır, beraber olmaktır, adalette buluşmaktır, sevgide buluşmaktır, kucaklaşmada buluşmaktır, kimseyi ötekileştirmemektir ve herkesin huzur içinde yaşadığı bir Türkiye'yi inşa etmektir. Bunu yapacağız inşallah. Hep birlikte aşacağız, aşmak zorundayız. Aşmanın yolu birlik beraber olmaktır.
CHP olarak özellikle son 5-6 yılda toplumun en yoksul kesimlerinin yanında olduk. Onlarla beraber aynı sofraya oturduk. Hem kendi, hem Türkiye'nin sorunlarını görüşme imkanımız oldu.
Sorunları ölçüyoruz, tartıyoruz. Her soruna çözüm üretme gayretindeyiz. Taşreron işçiler attığımız en önemli adımlardan bir tanesiydi. Sonunda iktidar kadro vermek zorunda kaldı. Hala kadro alamayan 2 bin 2 kadar hastane bilişim sistemleri çalışanları var. Bu arkadaşlarıma sesleniyorum: Az kaldı göreceksiniz, Millet İttifakı'nın iktidarında sizin kadrolarınız en kısa sürede verilecek. Yapıyorsanız yapın; yoksa biz gelip yapacağız.
Terörle mücadele edip vücudunda kurşun taşıyanlara gazilik ünvanı vermediler. Bu arkadaşlarımız bize geldiler. Toplam 20 bin asker ve polis gazilik ünvanı bekliyor. 15 Temmuz'da tırnağı yaralananlara bu hakkı verdiler ama bize vermediler dediler. Bizi gazi saysınlar ölürsek bayrağımızla bizi defnetsinler dediler. Kanun teklifleri verdik. Buradan sesleniyorum, ya gazileri kandırmayın ya direnin bu Meclis Genel Kurulu'na gelsin. MHP de kanun teklifi verdi. Saray'dan gelen kanun tekliflerine el kaldırıyorsunuz. Bu sefer de saray sizin teklifinize el kaldırsın. Hak verirse verilir; verilmezse Millet ittifakında bu hakkı size teslim edeceğiz.
Geçen günlerde bir mektup geldi. Güney Doğu'dan bir annenin mektubu: Berfin Tolunhan. Diyor ki: "Oğlum Mardin Kızıltepe'de şehit oldu. Şehit olan oğlumun 11 çocuğuna o tarihten beri ben bakıyorum. Verdikleri maaş 281 lira 3 kuruş." Yazıktır günahtır. Bu devlet bu kadar mı fakirleşti?
Öğretmenler Meslek yasası görüşülüyor. Bu yasaya tüm öğretmneler karşı, taraftar olan bir öğretmen bile yok. Tüm öğretmen kardeşlerime sesleniyorum: Siz bir irfan ordususunuz. Bu ülkeyi ayağa kaldıraca, büyütecek olan sizlersiniz. Sizin önünüzdeki en büyük engel Cumhur İttifakı'dır. Bu ittifak sizi bir yere taşıyamaz. Ama sözüm söz gerçek öğretmen yasasını biz çıkartacağız"
AK Parti'yi zapturapt aldı. AK Parti'yi ailesine peşkeş çekti. Devleti kendi ailesinin isteklerine boyun eğecek hale getirdi. Türkiye Cumhuriyeti tarihinde görülmemiş bir olay. Bir video daha yayımladım. Gelen bir yolsuzluk dosyasını gündeme getirdim. Sadece dosyayı okudum. O dosyanın altında benim imzam yoktur diye açıklama yapmaya başladılar.
3 Nisan 2018'de bir ihale yapılır. Firmanın özelliği, gerçek bir ihale olması, yarışmaya girmesi ve kazanması. İç finansmanı kendisi karşılayacak. Beşli çete kazanmaz. İhale iptal edilir. Yeniden ihalaeye çıkılır. Bu ihale kamuya açık değildir. 21 B'ye göre, olağanüstü hallerde yapılan bir olay. Ortada deprem, savaş, yangın yok. Adrese teslim ihaleyi vermek. Beşli çeteden birisine ikram edilir. Arada 6 milyar fark var. Zaman geçmiş biliyorum. Önemli bir ayrıntı var. Beşli çete adına yurtdışından para isterler. Kredi anlaşmasının kefili, sorumlusu hazinedir. Kamu borç yönetimi raporu var. İhalenin adı, borç miktarı var. Bugünkü fiyatlarla 18 milyar civarında.
Erdoğan diyor ki, benim imzam yok; sen ihale komisyonunda değil, talimat makamındasın...
Erdoğan, dur bakalım; sana daha çok sürprizlerimiz olacak... Senin imzan olan belgeleri de açıklayacağız; hiç meraklanma. Bütün ayrıntıları arkadaşlarımız açıklayacak.
Bunlar giderler beşli çete adına gider yurtdışından para isterler ve Hazine adına para istenir. Kağıda bakın borçlu olarak Hazine görünür. Erdoğan ilahe komisyonunda değil talimat veren makamdadır. Gerekli onayı resmi olarak veren Erdoğan'dır. Hazine'yi yükün altına sokuyorsun, beşli çeteye veriyorsun, hakkıyla kazananın da elinden alıyorsun.
Ben yolsuzluk belgesini açıklamayacağım. Arkadaşlara söyledim onlar açıklayacak. Senin imzan olan bütün belgeleri arkadaşlarımız açıklayacak. Senin yolsuzluğunu bildikleri için sana dediler ki, 'Bak kızdırma bizi senin malvarlığını inceleriz' dedi. Gıkı çıktı mı çıkmadı, diyemez, söyleyemez. Bunlar açıklanacak genel kurula kadar taşıyacağız.
Bütün bu olumsuzlukların yanı sıra gerçekten de mutfakta, sanayide yangın var. Doğalgaz kesintileri başladı. Bu kadar yaygın bir olayla hiç karşılaşmamıştık. Ağustos ayından beri kış geliyor doğalgaz kesilebilir diye iktidarı uyarıyorduk. En son geçen yıl 12 Ekim'de uyardım ve açıklamalarımın ardından doğalgaz azalmaya devam etti. EPİAŞ, internet sitesinden rakamları kaldırdı. Bu devlet yönetimine bakın, hangi akılla bunu yaparsınız. Böyle bir devlet yönetimini hiç görmedim. Sanayici, ilk kez böyle bir şeyle karşılaşıyoruz şoktayız diyor.
Yönetme becerileri, yönetme akılları yok. 3 günlük elektrik kesintisinin OSB'lerde maliyetinin 5 milyar dolar olduğu söyleniyor. Bunun açıklanması gerekir. Devleti yönetemiyorlar. Sanayide kullanılan doğalgaza bir yılda yüzde 435 zam yapıldı. Nereye kadar gidecek, nasıl olacak?
Elektrikte indirime gittiklerini açıklıyorlar. 4 Ocak'ta, 4 kişilik bir ailenin tükettiği elektrik 230 kilovat dedik, söylediğimize geldiler. Biz biliyoruz. AK Parti'ye oy veren kardeşlerime sesleniyorum. Dolar 18'di, 13'e düştü ama hiçbir şeyin fiyatı düşmedi. MHP'ye oy veren kardeşlerimiz sizi kandırıyorlar. Sandıkta bunlara ders vermek de sizin göreviniz kardeşlerim.
Para ele geçmeden açlık sınırında kalan bir asgari ücret. 21. Yüzyılın Türkiye'sinde insanlar ekmek, yağ kuyruğuna giriyorsa bunun sorumlusu Erdoğan ve şürekasıdır. İran'dan gelen doğalgaz sadece bir gün kesildi. Dış politikada yalan söylenir mi, İran çıktı bunları yalanladı sustular. Neden yönetemiyorlar, çünkü yönetimde istikrar yok. Yönetemediğini görüyor faturayı bakanlara çıkarıyor.
Hazine bakanını alıyor. 3.5 yılda 3 tane Hazine ve Maliye Bakanı, 4 tane Merkez Bankası Müdürü değişti. Merkez Bankasının bir tek işi kaldı para basmak; fiyat istikrarını sağlama falan yok. TÜİK'te 5 kişi görevden alındı. TÜİK Başkanı biz gittiğimizde kapıyı açmamıştı ama 'Kul hakkı yemem' dedi ve görevden alındı. Kul hakkı yiyen, kul hakkı yemeyene tahammül edemez. Ben rüşvet yiyorsam, sen de rüşvet yiyeceksin.
Bunlar önce dedi ki sistemi değiştirelim Ak Parti-MHP ömür boyu bu işi götürelim. Zaten bunlar 5 benzemez bir araya gelemez dediler. Fakat biz muhalefet partileri olarak demokrasi için bir araya geldik. İnsan hakları, şeffaf bir yönetim için bir araya geldik. Birinci ezberleri bozuldu.
Sonra bunlar bir araya geldiler ama bunlar kazanamazlar dediler. Yerel seçimlerde kazandığımızı gördüler. Evet onların bütün hayallerini yıktık ama gençlere hayal kurma olanağı sunacağız. O nedenle hazmedemiyorlar. Şimdi memleketi yönetemez diyorlar. Vallahi de billahi de bu memleketi sizin takımınızdan çok daha iyi çok daha güzel yöneteceğiz. Akılla, bilgiyle yöneteceğiz. Herkesi kucaklayacağız.