Gündem Bilim Teknoloji Spor Dünya Ekonomi Siyaset Sağlık Eğitim Kültür Sanat Magazin Yaşam Reklam Künye Gizlilik Sözleşmesi İletişim
Yazılım ve Tasarım: Bilgin Pro © 2024KRT TV Tüm Hakları Saklıdır

Kılıçdaroğlu: Bizim askerimiz Suriye'de neden şehit olsun?

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, bu akşam KRT TV ve Yön Radyo canlı yayınında gazeteci-yazar Saygı Öztürk'ün hazırlayıp sunduğu Sisler Bulvarı'nda merak edilen tüm sorulara cevap verdi. Kılıçdaroğlu programda, güncel ve siyasal gelişmelere ilişkin açıklamalarda bulundu. Türk askerinin Suriye'de ne işi olduğunu soran Kılıçdaroğlu, "Orada görev yapan çocuklar, yoksulların çocukları. Milletvekili, sırtı kalın insanların çocuklarını duydunuz mu orada? Şehitler tepesi boş kalmayacak diyor, gönder o zaman çocuklarını" dedi.

Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, KRT TV canlı yayınında Gazeteci-Yazar Saygı Öztürk'ün hazırlayıp sunduğu Sisler Bulvarı programının konuğu oldu.

Kılıçdaroğlu, "Suriye, Libya ve Doğu Akdeniz... Türkiye dış politikada bu kuşatmaya nasıl getirildi, çıkış yolu ne?

Zamlar, işsizlik ve artan intiharlar... Ekonomik krizin etkileri daha ne kadar sürecek? CHP'nin ekonomik krizden çıkış reçetesinde neler var?

Tank Palet Fabrikası peşkeş mi çekildi, Altay Tankı neden hala teslim edilemiyor? CHP'nin Savunma Sanayi Başkanlığı'na yaptığı başvuruda son durum ne?

CHP il kongrelerini büyük ölçüde tamamladı. Şimdi sırada büyük kurultay var, peki parti yönetimi nasıl şekillenecek?" gibi birçok konudaki soruya içtenlikle cevap verdi.

'MEHMETÇİĞİN SURİYE'DE NE İŞİ VAR?'

CHP Lideri Kılıçdaroğlu Türk askerinin, Mehmetçiğin Suriye'de ne işi olduğunu sordu.

Kılıçdaroğlu şunları söyledi:

Senin Suriye ordusuyla ne ilişkin var? Bizim askerlerimiz neden şehit olsun? Bir tek askerimizin tırnağı bütün Suriye'den daha değerlidir. Bu ülkenin evladı neden orada şehit oluyor?

Orada görev yapan çocuklar, yoksulların çocukları. Milletvekili, sırtı kalın insanların çocuklarını duydunuz mu orada? Şehitler tepesi boş kalmayacak diyor, gönder o zaman çocuklarını. Seni kefenle karşılayanlar paralı, bedelli askerlik yaptı, onları gönder o zaman oraya.

Erdoğan Suriye rejimine diyor ki, sana 29 Şubat'a kadar süre verdim, sen gözlem noktalarımızın gerisine çekileceksin. Böyle bir saçmalık olur mu? Kendi ülkesinin toprağı. O ülkeden bugün bizim şikayet ettiğimiz teröristleri temizlemek istiyor

Ve bizim askerlerimiz de şehit olacak. Niye benim askerim şehit olsun? Bizim askerlerimizin o bölgede ne işi var? Sorun var olan sorunu çözmekse meşru muhatap bulmak zorundasın.

Biz de, onlar da Suriye'nin toprak bütünlüğünü savunuyoruz. Olay şu; bir inat uğruna savaşın başlamasını sağlayacak bir olay değil, vahim bir olay. Hava desteği almadan nasıl savaşacaksınız o bölgede? Rusya'ya söyleyin gelsin S-400'leri aktive etsinler.

Kılıçdaroğlu'nun KRT TV canlı yayınındaki açıklamalarındaki satır başları şöyle:

'BELEDİYE BAŞKANININ KUTLANMASI GEREKİRKEN...'

Olay ilk gündeme geldiğinde ben Vefa beyi aradım, ayrıntıları anlattı bana. Belediye ile herhangi bir bağlantısı olmayan bir kişiyle, belediye işçisi arasındaki ilişki...
Bir memur belediyeden haksız yere para transferi yapıldığı aktarıyor, bunu Vefa beye bildiriyor. Onun üzerine Vefa bey durumu hem Savcılığa ve hem de emniyete suç duyurusunda bulunuyor ve olayın aydınlığa çıkarılmasını istiyor.
Durum bu.

Olayı ortaya çıkaran kim? Orada çalışan bir memur. Olay yansıdıktan sonra Belediye Başkanı 'olayın bütün ayrıntılarını ortaya çıkarın' diyor, emniyete ve savcılığa suç duyurusunda bulunuyor.
Belediye hesapları daha önce denetlenmiş ama hiçbir denetim elemanı bunu görmüyor. Belediye Başkanının kutlanması gerekirken, delilleri gizlemekle itham ediliyor.
Sayın Belediye Başkanımız diyor ki, eşimin, yakınlarımın mal varlığı açıktır, inceleyin diyor.
Bankalardan bilgi alma hakları var, başka yerlerden bilgi alma hakları var.
Çocukluğundan, gençliğinden başlayıp her şeyi öğrenebilirler.
Bana söyleyebilir misiniz, hangi Ak Partili Belediye Başkanı bu kadar açık yüreklilikle çıkıp mal varlığımı açıklayın diyebilir?
Bunu ancak CHP'li Yalova Belediye Başkanı söyleyebilir.

'HİÇBİR BELEDİYE BAŞKANIMIZ BASKILARA BOYUN EĞMEYECEK'

Her şeyin hesabını vermeye hazır. Daha önce de bizim Belediye Başkanlarımız açığa alındı. Ne oldu? Bu Belediye Başkanlarımız gittiler, yargıda kazandılar, geldiler. Yolsuzluk olur da bize bildirirseniz süratli şekilde bakar partide tutmayız.
Yalova Belediye Başkanımız kendisini ispatlamış, geliri gideri bellidir. Yaşayışını bütün Yalovalılar bilir.

İstediklerini yapsınlar. Ne yaparlarla yapsınlar. Hiçbir Belediye Başkanımız baskılara boyun eğmeyecektir.

'AK PARTİLİ BELEDİYE BAŞKANLARINDA O KADAR KİRLİ İŞLER VAR Kİ...'

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanımız Aziz Kocaoğlu dörtyüz küsur yılla yargılandı.
CHP nasıl olur da İzmir'i, Yalova'yı alır?
Yalova'da Belediye Meclisi çoğunluğu onlarda. Akıllarınca belediyeyi ele geçirecekler. Ben Yalova'ya güveniyorum.
Ak Partili Belediye Başkanlarında o kadar kirli işler var ki, hangisi görevden alındı?
Ankara'yı parsel parsel nasıl sattıklarını kendileri söylediler.
İstanbul talan edildi, hangi Belediye Başkanı görevden alındı?

'GERİ ADIM ATMAYACAĞIZ'

Ak Partili yöneticilerden her şeyi bekliyoruz. İktidarda kalmak için, CHP Genel Başkanının söylemlerini kesmek için her şeyi yapabilirler. Rahatsız oluyorlar. Yapacaklar bunları. Ama biz geri adım atmayacağız. Bütün koşullarda sonuçta biz haklı çıkıyoruz.
Bir sürü iddia ortaya atıldı ama hiçbirinin gerçeği yansıtmadığı ortaya çıktı.

'TÜYÜ BİTMEMİŞ YETİMİN HAKKINI KORUMAK BENİM GÖREVİM'

CHP Genel Başkanını nasıl sustururuz hesapları var, susmam ben. Bu akşam kandil gecesi, tüyü bitmemiş yetimin hakkını korumak benim görevimdir. Bunu yapmadığım taktirde siyaset yapamam.
Benimle ilgili bir sürü şey söylediler. Siyasete girdiğim gün mal varlığımı açıkladım. Yedi göbeğimi araştırdılar, bir şey bulamadılar. Bulamazsın kardeşim.

'FETÖ UNSURLARINI DEVLETİN İÇERİSİNE KİM YERLEŞTİREBİLİR?'

FETÖ olayını gündeme getirdiler, siyasi ayağını anlattım, kim olduğunu söyledim. FETÖ unsurlarını devletin içerisine kim yerleştirebilir? Benim, sizin, Bahçeli'nin, Demirtaş'ın yetkisi var mı, yok. Kimin yetkisi var? Yürütme organının.

Savcı, hakim, emniyet müdürü, vali olarak yerleşen Fetö'cülerde kimin imzası var?
15 Temmuz gecesi HTS kayıtları açıklansın dedim. O gece nerede olduğum belli. Peki Bakanlar, Belediye Başkanları, Milletvekilleri neredeler? Kimlerle konuştular? Açıklayın bunları.

Benim nerede olduğum belli, telefonlarım, kiminle konuştuğum belli. Bu talebi 15 Temmuz Araştırma Komisyonu'nun CHP'li üyeleri gündeme getirdi, kabul etmediler.

SAVCILARI NİYE GÖREVDEN ALDILAR?'

FETÖ soruşturması yapan savcılar vardı. 15 Temmuz'dan sonra... Savcıları niye görevden aldılar? Bana bunun hesabını verebilirler mi? Allah'ın huzurunda bunun hesabını verebilirler mi? 15 Temmuz şehitlerinin huzurunda bunun hesabını verebilirler mi? Ben bunun hesabını sorarım kardeşim.

15 Temmuz şehitlerine bağışlanan paraya el koydular. Yazıktır, günahtır.

Beşiktaş'taki terör eyleminde hayatını kaybedenler için toplanan paraya el koydun mu, koydun.

Kalkıp diyorsun ki, Kılıçdaroğlu Bakırköy'de şuraya gitti. Benim nereye gittiğim belli. Sen nereye gittin?

HİÇ MERAK ETMESİNLER BEN ONLARI...'

15 Temmuz Darbe Girişimini Araştırma Komisyonunun raporu neden yayınlanmıyor, niye saklanıyor? Benim sorduğum soruları ilkokul, ortaokul, lise, üniversite mezunları anlar. Ama kaçıyorlar. Bana saldırarak, Belediye Başkanlarımıza saldırarak, gündemi saptırarak, ekonomide yaşananları görmezden gelerek kaçıyorlar.
Hiç merak etmesinler, ben onları rahatsız edeceğim. Bu benim görevim.

GİDİP İMRALI'YA MASAYI ATARSANIZ MEŞRU DEVLETİ GAYRİMEŞRU ZEMİNE ÇEKERSİNİZ

Kumpası, iftirayı bunlar yaparlar. Ama PKK kime saldırdı? Bana saldırdı. Karadeniz'de, bir er şehit oldu. Kalkıp da PKK unsurlarıyla masaya oturan kimdi? Beni suçluyorlar. Teröre, her yerde, her ortamda, kimden gelirse gelsin karşı çıktım. Kimden gelirse gelsin terörün bir insanlık suçu olduğunu söyledim. Sadece PKK için de değil, İdlib'deki terör unsunları için de söylüyorum.

Bir Kürt sorunumuz var, doğrudur. Ama bu sorun meşru ortamda çözülür. Gidip İmralı'ya masayı atarsanız, meşru devleti gayrimeşru zemine çekersiniz.

'KOMUTANLARI CEZAEVLERİNE ATTILAR, KUMPAS KURDULAR'

Balyoz, Ergenekon dediler, komutanları haksız yere cezaevine attılar, kumpaslar kurdular. Bunlarda vicdan var mı? Ahlak var mı bunlarda? Kumpas davalarının savcılığını üstlendiler, kalkıp beni suçluyorlar. Ben terör örgütü unsunlarını devletin en stratejik noktalarına mı yerleştirdim? Ahlak, insanlık gibi kavramlar bunlarda yok.

İftirayı yargı boyutuyla doğru kabul ettirmek istiyorlar. Savcıyı kullanıyor, hakimi kullanıyor, mahkum ettiriyor, hapiste tutuyor, bir süre sonra bakıyorsunuz bunun hiçbir şeyi yokmuş.

Yalova Belediye Başkanıyla ilgili bu kararı kim aldırdı? İlk suçlamayı Erdoğan yaptı, savcı Belediye Başkanını görevden aldı. Saraydaki zat bu kararı verdi diye geri adım mı atacağız? Dürüst insanlar geri adım atmazlar. Bu ülkenin bütün çocuklarına borcumuz dik durmaktır.

HTS KAYITLARI AÇIKLANSIN

Bugün Ak Parti sözcüsü bir açıklama yapmış, HTS kayıtları yargının yetki alanındadır, açıklanamaz diyor. Açıklansın efendim. Bunda ısrar ediyorum. Telefon kayıtlarını da istiyoruz.

O gece hangi uçakta olduğum belli, nereye gittiğim belli. Hayati Yazıcı da aynı uçaktaydı. O nasıl geçti oradan peki?
Ben o gece Binali Yıldırım'ı aradım, Meclis Başkanını aradım.

Arkadaşlarımı aradım, Meclis'e gidin ve parlementoya sahip çıkıp dedim. Bizim HTS kayıtlarımız da açıklansın, veremeyecek hesabımız yok.

Aklımızda soru işaretleri de var, gelen bazı bilgiler de var. Bu kayıtlar açıklanırsa herkesin nerede olduğu, kiminle konuştuğu belli olacak. Vatandaş da karar verecek.
Bana sorsalar, ben kayıtlarımı yayınlayın derim. Onlar da söylesinler.

FETÖ'NÜN SİYASİ AYAĞINI 15 TEMMUZ GÜNÜNE KADAR GETİRDİM

Milletvekillerinin hazırladığı rapor açıklanmadı, HTS kayıtlarını nasıl açıklayacaklar? Raporu açıklayamıyorlar.
Beni suçladıkları için ısrar ediyorum.
Kalkıyorlar, Bakırköy Belediye Başkanının evinde kaldı diyorlar. Kaldım. Şunu yapmamışım, bunu yapmamışım... Sen ne yaptın? Enişteden darbe mi öğrenilir?
FETÖ'nün siyasi ayağını 15 Temmuz gününe kadar getirdim. Konuşurlarsa, sonrasını da konuşurum.

GÖZLEM NOKTALARININ 7'Sİ ŞU ANDA ESAD'IN ALDIĞI BÖLGEDE

İdlib'de oğlu asker olan bir anne geldi. Dün akşam İdlib'de iki şehit haberi gelince ağlamaya başladığını söyledi, 'Gece geç saatlere kadar uyuyamadım, ilaç alıp uyudum' dedi. Terör örgütüne karşı mücadele etmek en doğal hakkımızdır, tereddüt yok.
İdlib'de niye bulunuyoruz? Gözlem noktalarını koyduk. Orada bulunmamızın nedeni Esad'ı devirmekse, bunu açıkça söylesinler. Bunu söylemiyorsunuz. Peki biz orada niye duruyoruz? Gözlem noktalarının 7'si şu anda Esad'ın aldığı bölgede, onların korumasında. Esad'ın askerleri bizim askerlerimizi koruyor orada.
Beni ürküten şu; sayın Erdoğan Çarşamba günü grup konuşmasında şöyle bir cümle etti: Biliyoruz ki, bugün Suriye ile olan 911 kilometrelik sınırımızın ötesinde verdiğimiz her mücadeleyi yarın kendi topraklarımızda bugünkinden 10 kat, 100 kat büyük kayıplarla yürütmek zorundayız. Ne demek bu?

BİR TEK ASKERİMİZİN TIRNAĞI BÜTÜN SURİYEDEN DAHA DEĞERLİDİR

Terör örgütlerine yıllar yılı tırlarla silah gönderen kimdi? Koskoca Türkiye Cumhuriyeti devleti böyle mi yönetilir? Sen oradaki terör unsurlarıyla mı mücadele ediyorsun? Kiminle mücadele ediyorsun? Suriye ordusuyla... Senin Suriye ordusuyla ne ilişkin var? Bizim askerlerimiz neden şehit olsun? Bir tek askerimizin tırnağı bütün Suriye'den daha değerlidir. Bu ülkenin evladı neden orada şehit oluyor?

NİYE BENİM ASKERİM ŞEHİT OLSUN

Dışişleri Bakanı geldi, kendisine dedim ki, oturun görüşün. Gözlem noktalarının M4 - M5 yolunun üst tarafına çekin. Oradan gelecek göçü bir şekilde frenlemek zorundayız, bunu anlatın.
Erdoğan Suriye rejimine diyor ki, sana 29 Şubat'a kadar süre verdim, sen gözlem noktalarımızın gerisine çekileceksin. Böyle bir saçmalık olur mu? Kendi ülkesinin toprağı. O ülkeden bugün bizim şikayet ettiğimiz teröristleri temizlemek istiyor. Ve bizim askerlerimiz de şehit olacak. Niye benim askerim şehit olsun? Bizim askerlerimizin o bölgede ne işi var? Sorun var olan sorunu çözmekse meşru muhatap bulmak zorundasın.

Biz de, onlar da Suriye'nin toprak bütünlüğünü savunuyoruz. Olay şu; bir inat uğruna savaşın başlamasını sağlayacak bir olay değil, vahim bir olay. Hava desteği almadan nasıl savaşacaksınız o bölgede? O zaman Rusya'ya söyleyin gelsin S400'leri aktive etsinler.

SİZİN ORTADOĞU BATAKLIĞINDA NE İŞİNİZ VAR

Suriye'de Esad'la görüşmem diyor, Libya'da meşru hükümetle görüşürüz diyor. Burada da meşru hükümet var. Görüşüp anlaşsana. De ki, senin sırından benim sınırıma bir kurşun gelirse, ben 50 kurşun atarım desene. Söyle bunu.

Siz olayı iki kişi arasındaki kavgaya dönüştürmüşsünüz, kin ve intikam üzerine. Böyle olmaz. Çağlayangil'in meşhur cümlesi vardı, Ortadoğu ile ilgili... Diyor ki, Ortadoğu'da bir yemeğe davet edildiyseniz toplantıyı yapanlar arasında isminiz yoksa menüye bakın, isminiz orada vardır.
Sizin Ortadoğu bataklığında ne işiniz vardı?

GÖNDER O ZAMAN ÇOCUKLARINI

Süleyman Şah türbesi kaçırılmasaydı, Türkiye kendi sınırından Süleyman Şah'a kadar bütün alanı kontrol etseydi, kimse bunun aleyhine bir şey söyleyemezdi. Kendi toprağını terk etti, vatanını terk etti. Şimdi dönüp diyor ki, siz kendi topraklarınızı terk edeceksiniz. Kardeşim, bizim askerimiz niye orada? PKK orada, çatışıyoruz dersen anlarım. El Nusra, El Kaide ile savaşıyoruz dersen bunları da anlarım. Senin Suriye ordusu ile ne işin var?

Sağduyunun egemen olacağına inanıyorum. Askerlerin anneleri, babaları, aileleri var. Hangi koşullarda orada görev yaptıklarını biliyorum. Sayın Emin Çölaşan'a orada görev yapar bir kişinin yazdığı mektubu Erdoğan'ın ve eşinin Emine hanımın okumasını isterim. Çocukları orada olan annelerin nasıl ızdırap içinde olduklarını, evlat acısının ne olduğunu bilmelerini isterim.

Orada görev yapan çocuklar, yoksulların çocukları. Milletvekili, sırtı kalın insanların çocuklarını duydunuz mu orada? Şehitler Tepesi boş kalmayacak diyor, gönder o zaman çocuklarını. Seni kefenle karşılayanlar paralı, bedelli askerlik yaptı, onları gönder o zaman oraya.

SURİYE'YE NİYE GİRDİK?

Allah da biliyor ki, Kılıçdaroğlu haklının, fakirin, fukaranın yanında, onların hakkını koruyor. Kılıçdaroğlu diyor ki, senin Ortadoğu bataklığında ne işin var arkadaş? Suriye'ye niye girdik? Kimin telkiniyle girdik? Erdoğan 'bizi yalnız bıraktılar' demedi mi? Niye girdin? Hangi gerekçeyle?

Erdoğan grup toplantılarını Çarşamba'ya aldı bana cevap vermek için. İsterse Perşembe'ye yada Cuma'ya alsın, doğruları söylemeye devam edeceğim.
Millet biliyor ki, ben doğruları söylüyorum, kimsenin burnunun kanamısın istemem. Hangi partiden, görüşten, inanıştan olursa olsun, herkes huzur içinde olsun isterim.

Sizin bağımsız, kimlikli, kişilikli bir yapınız yok mu? Mustafa Kemal ve arkadaşlarının binlerce şehit vererek kurdukları bu Cumhuriyet'in onurunu koruyamıyor musunuz?
Dünyalığını da gideceksin Amerika'da yapacaksın, gökdelen yapacaksın. Neymiş, öğrenci yurdu yapıyormuş. Parayı da bu milletin fakir, fukarasından alıyorsunuz.

TANK PALET BU ÜLKENİN NAMUSUDUR

Tank Palet'i her Salı dile getireceğim. Tank Palet bu ülkenin namusudur, onurudur. TSK'nın gözbebeği olan fabrikanın Katar'a peşkeş çekilmesini kabul edemem.
Erdoğan, bunu satmadık diyor. Biliyorum satmadın, bedava verdin.
Bakınız, dışarıdan ürünü alıyor BMC, üstüne 12,5 kâr koyuya MSB'ye satıyor. Eskiden alıyor, doğrudan doğruya veriyordu. Şimdi kârlı satıyor.

Önümüzdeki günlerde aklın ve mantığın almadığı şeyleri anlatacağız. Tank üretiyoruz, diyor. Ne tank var, ne dişli... Yalanın kuyruklusu olur da, bu kadar kuyruklusunu ilk kez gördüm. Savunma Sanayi Başkanı diyor ki, 18 ay süre verdik, üretim yapamıyoruz. Böyle ihale mi olur?

Bugün Yavuz Selim Demirağ'ın çok güzel bir makalesi çıktı. Bu tür silahları üretmek için üretim izin belgesi gerek. Bunların üretim izin belgesi yok.
İzmir'deki fabrikaya bakıyorlar, burada tank üretilmez diyorlar. Buna rağmen BMC'ye veriliyor. Hukuk, kanun yok ortada. Bir Allah'ın kulu bu kanunsuz demiyor. İŞçi, asker, makineler, üretilen mal devlete ait, araya % 12,5 kâr koyup BMC'ye ve Katar ordusuna veriyorsunuz.

Devletin gözbebeği bir fabrikayı Katar ordusuna peşmeş çektiniz. '50 milyon dolar yatırım yapacak' diyor. Yahu bu fabrikanın değeri 20 milyar dolar.
Dedim ki, bana bir ay süre ver, bu parayı bulayım, TSK'ya vereyim, onlar işletsinler fabrikayı. Ses yok.

6 OK'UN BİRİ MİLLİYETÇİLİKTİR

Devlet soyuluyor. Bir aile tarafından devlet soyuluyor. Bunun sağı solu, siyasi partisi yoktur. Bu ciddi bir yolsuzluk olayıdır. Siz kalkıyorsunuz, Fırtına obüslerini yapan fabrikası yapancı bir orduya peşkeş çekiyorsunuz.

Erdoğan, Fırtına obüslerinin fabrikasında kaynak yaparkan fotoğraf çektirmiş, bu fotoğraf elimizde. Orada başka dümenler dönüyor. Hepsini parça parça anlatacağım. Bu memleketin, ordunun onuruyla oynuyorlar, buna karşı çıkıyorum.

6 Ok'un biri Milliyetçiliktir. Ben orduma sahip çıkarım, milletime sahip çıkarım.

BEN PARAYLA KORKACAK ADAM MIYIM?

Hakimleri ayarlıyorlar, kendi hakimlerini yerleştiriyorlar, avukatımın taleplerini hiç dikkate almadan karar veriyorlar. Saray'dan aldıkları talimat üzerine, yargı kararları, AİHM kararları dinlemeksizin basıyorlar cezayı, evime haciz göndermeye çalışıyorlar. Ben parayla korkacak adam mıyım? Ben PKK'ya karşı mücadele ediyorum. Silahları konuşurken oradaydım, korkar mıyım? Asla geri adım atmam. Ben tüyü bitmemiş yetimin hakkını korumak zorundayım. Allah şahittir, içten söylüyorum.

Doğru insanlar tarihin her döneminde ağır bedeller ödediler. Linç etmeye kalktılar beni, şehit cenazesine katıldım diye. Şehidin parasına el koyana bir şey yapmıyorsun, şehidin cenazesine katılanı linç etmeye çalışıyorsun. Haklarını yiyenler alkışlandı, ben linç edilmeye çalışıldım. Buna rağmen doğru yoldan sapmayacağız.

BUZDOLABINI AÇINCA DOĞRU BULUYORUM

Geçen gün birisi bana şunu anlattı; Kılıçdaroğlu'nu televizyonda izliyorum doğru bulmuyorum. Ama eve gidip buzdolabını açınca doğru buluyorum. Birisi anlattı, 'Siz Saray'ın odalarını görmediniz daha' dedi. Bu devlette halen namuslu, düzgün insanlar var. Bunlar geliyorlar, bilgileri aktarıyorlar.

KILIÇDAROĞLU'NUN SÖYLEDİĞİ DAYANAKLI ŞEYLERİN ALTINDA KALACAĞINIZI DÜŞÜNMÜYOR MUSUNUZ?

Saman ithalatıyla ilgili yalan söylediğimi ifade etmişti, bütün belgeleri topladım. Ülkede Cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturuyorsunuz ama Kılıçdaroğlu'nun söylediği dayanaklı şeylerin altında kalacağınızı düşünmüyorsunuz.

Türkiye enerji alanında, turizm, tarım alanlarında Rusya'ya bağımlı hale geldi. Bir uçak düşürdüler, maliyetini biliyorsunuz. Araya bir sürü adam koydu, Putin'den özür diledi, yanlışlıkla olduğunu söyledi. 'Ben düşürdüm, talilatı ben verdim' diyordu, ne oldu?

Bir ülkeli bağımlı hale getirirseniz o ülkeyi yönetmiyorsunuz, sizi yönetiyorlar demektir. Bunun farkına onunla kavga ettiğiniz zaman varırsınız. Sizi yalnız bırakırlar tabi. Elin oğlu ateşi maşayla tutar. Onların talebi üzerine ateşi elle tutmayacaksınız.

Bütün bunların faturası ekonomide vatandaşı buldu. Emekli memnun mu? Saniyede ödedikleri faiz, harcadıkları paralar ortada. Londra'da bir avuç tefeciye Türkiye Cumhuriyeti devletini teslim ettiler.
O kadar vergi topladılar, ne yaptınız bu paraları?
Şehit hastanelerini, köprüleri, yolları yapıyoruz, cebimizden para çıkmayacak diyorlardı. Ne oldu? Evet, bey efendinin cebinden para çıkmıyor. O 5 kuruş para fakir, fukaranın cebinden çıkıyor.

Demokrat kimliğimiz devam ediyor. Herhangi bir baskı söz konusu değil. Pek çok yerde birden fazla aday çıktı. Yarışabilirsiniz ama kavga olursa, bu kavgayı çıkartanı partide tutmam dedim.
Bütün hedefimiz ne? Bu ülkeye huzuru getirmek, beraber yaşamayı mümkün kılmak. Bu konuda hiçbir sorunumuz yok. Çok şükür bu kültür de partide egemen olmaya başladı. Şimdi kavga yok. Bazı yerlerde 5 aday çıktı ama kavga olmadı, kırgınlık olmadı. Güzel bir geleceğe hazırlanıyoruz.

KURULTAY...

Sadece kendi çevrenizdeki arkadayları kurultay delegesi yapmayın dedim. Geçmişte Genel Başkana karşı imza vermiş insanlar varsa, onları da kurultay delegesi yapın, dışarıda bırakmayın. Gaziantep'te seçilen İl Başkanımız geldi, kendisini kutladık, tebrik ettik. Geçmişte aleyhime imza vermiş, ne var bunda? Balıkesir İl Başkanımız seçimlerde tepki göstermişti, basın mensupları sorduğunda demokrasi kültürünü yaşatan partinin CHP olduğunu söylemiştim. İyi niyetlerle hatayı, kusuru görerek düzeltmeye çalışıyoruz.

AYRIŞMANIN FAYDA GETİRMEDİĞİNİ SOKAKTAKİ VATANDAŞ DA GÖRDÜ

Türkiye'nin içinde bulunduğu şartlar çok zor. Biz güzel bir Türkiye vaat ediyoruz. Millet İttifakı diye güzel bir ittifakımız var. Önemli bazı gelişmeler olduğu zaman ittifakın üyesi Genel Başkanları arıyorum, ziyaret ediyorum, düşüncelerimizin aktarıyoruz. Demokrasi konusunda bir ortak tavır takınıyoruz.

Ahmet Davutoğlu ve Ali Babacan'ın takındıkları tavrı da yakından izliyoruz.

Önümüzdeki seçimlerde daha farklı, rahatlamış, kendi sorunlarını çözme konusunda kararlı bir yapının iktidar olacağını görüyorum. Ayrışmanın fayda getirmediğini sokaktaki vatandaş da gördü.

Biz Millet İttifakı olarak bir araya gelip demokrasi içinde, muhalefete de saygı göstererek önemli adımlar atacağız.

Biz muhalefetin iktidarın en büyük yardımcısı olduğunu biliyoruz.

Cumhuriyet'i demokrasi ile taçlandırmak istiyoruz.

BİR SİYASAL PARTİNİN TERÖR ÖRGÜTLERİ İLE ARASINA CİDDİ MESAFE KOYMASI GEREKİR

HDP demokrasiyi savunuyor, demokrasi güçleri bir araya gelsin diyor. Ortada bir seçim yok. Her parti kendi görüşünü dillendiriyor. HDP de bir siyasi parti, parlementoda gücü var, dayandığı bir kitle var.
Demokrasi içinde çaba göstermek güzel şey, kim demokrasiye karşı durabilir?

Bir siyasal partinin terör örgütüyle arasına ciddi mesafe koyması gerekir. Bu ülkede 83 milyonuz. Bu Türkiye için hep beraber kimlik, yaşam tarzı, eğitim düzeyi, kadını, genci, yaşlısı hep beraber huzur içerisinde yaşamak istiyoruz. Çocuklarımıza, torunlarımıza güzel bir ülke bırakmak istiyoruz. Her siyasal partinin terör örgütü ile arasına ciddi mesafe koyması gerekir.

İlginizi Çekebilir
SONRAKİ HABER