BIST 100 9.368 DOLAR 34,52 EURO 36,16 ALTIN 2.967,83
8° İstanbul
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyon
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkari
  • Hatay
  • Isparta
  • İçel
  • İstanbul
  • İzmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce

Kenanoğlu: İstanbul’da 250 bin bina yıkılabilir

Kenanoğlu: İstanbul’da 250 bin bina yıkılabilir

İstanbul’da binaların yüzde 70’inin riskli olduğunu belirten HDP İstanbul Milletvekili Ali Kenanoğlu, merkezi yönetimin yerel yönetimi güçlendirerek depreme hazırlık yapması gerektiğini söyledi.

Halkların Demokratik Partisi (HDP) İstanbul Milletvekili Ali Kenanoğlu, İstanbul’daki deprem riskini Meclis gündemine taşıdı.

İstanbul’da binaların yüzde 70’inin riskli olduğunun altını çizen Kenanoğlu, İstanbul’da toplanma alanlarının yetersizliğine değinerek, merkezi yönetimin yerel yönetimi güçlendirerek depreme hazırlık yapması gerektiğini belirtti.

"250 BİN BİNA RİSK ALTINDA"

İstanbul’daki binaların yüzde 70’inin 1999 öncesinde yapıldığına dikkat çeken HDP Milletvekili Ali Kenanoğlu, şöyle konuştu:

"99 depremi bir milat olarak alındı, yönetmelikler değiştirildi, birtakım yeni yönetmeliklerle binaların yapılması uygun görüldü. Şimdi bu, şu anlama geliyor: İstanbul’daki binaların yüzde 70’i eski yönetmeliğe göre yapılmış ve riskli binalar yani İstanbul’da yüzde 70 riskli bina var. Binadan bahsediyoruz, bağımsız bölümden değil; yüzde 70 riskli bina çok sayıda bağımsız bölüme de tekabül ediyor. Tabii, başka bir veriye göre de -yani yine bu Deprem Araştırma Komisyonuna sunulan raporlardan bahsediyorum, rastgele veriler değil bunlar. 250 bin bina risk altında yani ya yıkılacak ya ağır hasar alacak ya da işte kolon, kiriş içinde oturamaz vaziyete gelecek. Tabii, bunlar yapılırken büyük oranda -altını tekrar çizerek söylüyorum- zemin yapısına bakılmadan, zemin etütlerine bakılmadan ortaya konan binalar. Ya, esasında zeminlere bakıldığı takdirde bunların sayısının çok daha fazla olacağı görülecektir. Dolayısıyla İstanbul’da 250 bin binanın yıkılacağı yani ya çok ağır hasar göreceği ya da yıkılacağı öngörüldüğü bir yerde karşılaşacağımız felaketin durumunu anlamamız gerekir."

"YIKIM SONRASI İNSANLAR NEREYE GİDECEKLER?"

Toplanma alanlarının yetersizliğini hatırlatan Kenanoğlu, şunları söyledi:

"Peki, İstanbul’da bu yıkım sonrasında insanlar ne yapacak yani nereye gidecekler? İstanbul’da depremler için toplanma alanları AVM’ler ve mezarlıklar arkadaşlar. Bir deprem olduğu zaman yani depremden kurtulabildiysen, sokağından çıkabildiysen, mahallenden dışarı çıkabildiysen en yakındaki ya AVM’ye gideceksin ya da mezarlığa gideceksin, başka toplanma alanı yok. Niye? Çünkü önceden tespit edilmiş toplanma alanları imara açılmış, buralara binalar yapılmış dolayısıyla toplanma alanı dediğimiz o büyük boş araziler kalmamış. Şimdi, sizin yani İstanbul’da yaşayan insanların depremden kurtulması anında dahi kendilerini o alandan dışarı çıkartma imkânları kalmamış, bu felaketlerin -bunun yol açacağı felaketler- tabii ki alınacak tedbirlerle önlenmesi gerekiyor."

"MERKEZİ YÖNETİM YEREL YÖNETİMLERİ GÜÇLENDİRMELİ"

Merkezi yönetimin yerel yönetimleri güçlendirmesinin önemine işaret eden Ali Kenanoğlu, şöyle devam etti:

"İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı'nın muhalif bir partiden olmasından kaynaklı olarak İstanbul’da koordineli bir çalışma da yürütülmüyor, yani merkezî iktidar diyor ki: 'Benim dediğim olur. Ben belirlerim' Bütün çalışmaları kendisi yapmaya çalışıyor ama öbür taraftan, biz bu depremde gördük ki: Merkezî yapıyı ne kadar güçlendirirseniz güçlendirin, yerel zayıf kaldığı zaman yetişme imkânınız olmuyor. Şimdi, bu depremde yollar çöktü, kardan kapalıydı filan; bunların hepsinin problemleri bir tarafa ama diğer taraftan, şu gerçekle karşılaştık: Demek ki yerel yönetimleri güçlendirmek gerekiyor, yerinden yönetim anlayışını esas almak gerekiyor ve buralarda daha güçlü kurumlar, kuruluşlar oluşturmak gerekiyor ki anında o bölgedeki depreme o bölgedeki insanlar ya da kurumlar yetişebilsin. Bu olmadığı takdirde, maalesef, büyük depremler büyük felaketlere yol açmak durumunda kalır."