Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, partisinin Balgat’taki eğitim merkezinde düzenlediği basın toplantısında, AYM’nin ‘Barış İçin Akademisyenler Bildirisi’ne imza atan akademisyenler kararına değinerek, “Orada bazı ifadeler kullanılmış ama ben kullanmazdım o ifadeleri. Ancak o ifadelerin kullanılması bir suç işlendiği manasına gelmiyor”dedi.
Saadet lideri Karamollaoğlu, “Suriyeli mültecilere karşı yürütülen harekatın sırf iktidara karşı olduğu için yapılmasını doğru bulmuyorum. Bir hata başka bir hata ile önlenmez” ifadelerini kullandı.
"DÜNYAYA ÖRNEK OLDU"
Karamollaoğlu, Suriyeli mülteciler konusunda geçmişte hükümete yönelik bazı uyarılarda bulunduklarını hatırlatarak, “İç savaştan kaçarak hayati tehlikeden dolayı Türkiye’ye sığınan milyonlarca insana bizim kucak açmamız aslında dünyaya da örnek oldu. Hiçbir ülke bizim yaklaşımımızı sergileyemedi ve dünyada mazlum olan insanların batılı ülkelere sığınma gayreti içine düştüklerinde binlerce mültecinin denizlerde boğulduğunu ve sınırlarda çok mağdur şartlar altında bir yaşantı sürmelerine sebebiyet verildiğini hepimiz biliyoruz” diye konuştu.
"BİR SUÇ İŞLEDİĞİ MANASINA GELMİYOR"
Karamollaoğlu, Anayasa Mahkemesinin ‘Barış İçin Akademisyenler Bildirisi’ için verdiği hak ihlali kararına ilişkin, “Bu bir şeyi gösteriyor. Anayasa Mahkemesi var ama böyle bir konuda bile Anayasa Mahkemesi kıl payı farkla ancak bir karar alabildi” dedi.
Anayasa Mahkemesinin ‘kararın bildirideki düşünceleri paylaştığı ya da desteklediği anlamına gelmediği’ şeklindeki ifadelerin sorulması üzerine ise Karamollaoğlu, şunları söyledi:
“(Biz ille de o metnin içeriğini tasvip ediyoruz) manasına gelmez. Bizim de Anayasa Mahkemesinin kararını olumlu karşılamamızın altında yatan gerekçe bu. Çünkü orada bazı ifadeler kullanılmış ama ben kullanmazdım o ifadeleri. Ancak o ifadelerin kullanılması bir suç işlendiği manasına gelmiyor. Anayasa Mahkemesinin söylediği de o. İnsanlar çıkarlar ve bir konuda fikirlerini dile getirirler. Ben o fikri benimsemem ama o insanın o fikri dile getirmesini de onun hakkı olarak görürüm.”