Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamolloğlu, partisinin haftalık basın toplantısında gündemi değerlendirdi. Karamolloğlu, Meclis'te görüşülen 2022 bütçesine ilişkin eleştirilerini sıralayarak, "Bugünkü iktidar, 'fakirleştiren büyüme tezi'ni hayata geçiren ilk iktidar olarak tarihe geçecektir" dedi.
Karamollaoğlu, konuşmasına Suriye Halk Meclisi'nin Hatay açıklamasına değinerek başladı ve açıklamanın 'son derece yersiz ve hadsiz' olduğunu dile getirdi. Karamollaoğlu'nun bir sonraki gündemi ise ekonomi oldu.
Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı'nın verilerine göre her yıl 'büyüme' gerçekleştiğini söyleyen Karamollaoğlu şu ifadeleri kullandı:
Peki, bu büyüme rakamı refahımızı artırdı mı? Yoksa insanımızı daha da fakirleştirdi mi sorusunun cevabı mühimdir aslında?" diye sordu ve devam etti:Bugünkü iktidar, 'fakirleştiren büyüme tezi'ni hayata geçiren ilk iktidar olarak tarihe geçecektir. Cumhuriyet tarihinde, dolar bazında kişi başına gelirin, arka arkaya yedi yıl düşüş gösterdiği tek dönem, 2014-2020 yılları olmuştur. Savaş dönemlerinde, darbe dönemlerinde, dünya ekonomik buhranında dahi yaşanmamış bir refah kaybı yaşanmıştır bu son dönemde. Bu veriler, TL bazında büyümemize rağmen, artan nüfusla birlikte kişi başına refahımızın azaldığını göstermektedir.
'ASGARİ ÜCRETLİNİN MAAŞINDAKİ ERİME AKIL ALMAZ BOYUTTA'
Yani sözde büyüyoruz ama insanımız her geçen gün daha da fakirleşiyor. Daha da vahim olan ise; ülkenin genelinin dolar bazında geliri düşerken, dar gelirlinin milli gelirden aldığı pay azalmaktadır. Özellikle son günlerde dolar kurundaki hızlı artışla birlikte "bordro mahkumu" ücretlilerin geliri eriyip gitmiştir. Doları, serveti olan zengin kesim, daha da zenginleşirken, dar gelirli daha da fakirleşmiştir. Asgari ücretlinin maaşındaki erime akıl almaz boyuta ulaşmıştır.
'YÜZDE YÜZ ZAM YAPSANIZ BİLE ADINA ZAM DENMEZ'
Karamollaoğlu, asgari ücrette yapılacak zam oranlarına ilişkin tartışmaları da şöyle değerlendirdi:
Yıl başında, yaklaşık 385 dolara tekabül eden bir asgari ücretlinin maaşı, bugün 206 dolar seviyelerine gerilemiştir. Şimdi %30-35 zam yapacaklarını söylüyor, bununla da övünüyorlar. Hayat pahalılığı böyle artmaya devam ettikçe, enflasyon sürekli artıp, alım gücü de sürekli düştüğü müddetçe; yüzde 40 yapsanız ne olur, yüzde 60 zam yapsanız ne olur? Bugün yüzde 100 zam yapsanız bile, dolar cinsinden karşılığı ancak geçen seneye denk gelir; bunun adına da zam denmez.
Karamollaoğlu, 2022 bütçe görüşmelerine ilişkin de değerlendirmelerde bulundu. "Bütçeler, iktidarların yol tutuş ve iş yapış tarzının en net göstergelerinden birisidir" diyen Karamollaoğlu, üç maddede eleştirilerini sıraladı:
'HALK BÜTÇESİ DEĞİL RANT BÜTÇESİDİR'
1. Faiz giderleri yine büyük artış gösterecek. 2022 yılında 240 milyar lira faiz ödemelerine harcanacak. Bu harcama 2023 yılında 290 milyar liraya, 2024 yılında ise 320 milyar liraya yükselecek. Böylece 2024 yılında bütçe giderlerinin %14,8’ini faiz ödemeleri oluşturacak. Kazancın yüzde 15’i doğrudan faize gidecek demektir.
'ÜRETİM BÜTÇESİ DEĞİL TÜKETİM BÜTÇESİ'
2. Karayolları Genel Müdürlüğü bütçesini incelendiğimizde; garanti ödemeleri kapsamındaki köprü, otoyol, tünel gibi yapıların işletmecilere cari transferle yaklaşık 20 milyar liranın aktarılacağı görülüyor. Bu tutarın 2023 yılında yaklaşık 24 milyara, 2024 yılında ise 26 milyar liraya yükseleceği öngörülüyor.
'KÜÇÜK BİR MUTLU AZINLIK DIŞINDA TOPLUMUN TAMAMI YOK'
3. Bu bütçede emekli yoktur, asgari ücretli yoktur. Memur, işçi, emekçi yoktur. Kıt kanaat ayakta durmaya çalışan esnaf ve sanatkar yoktur. Çiftçi, üretici yoktur. Toplumun tamamı yok bu bütçede, küçük bir mutlu azınlık dışında. Alım gücü her geçen gün düşen insanımızın derdine derman olacak bir kalem yoktur. Aslan payı her yıl olduğu gibi bu yılda rantiyeye ve bir avuç mutlu azınlığa aktarılacaktır.
Çiftçimizin, KYK borcundan dolayı haciz gönderilen üniversite mezunu gençlerimizin borçlarını, en azından faiz yükünü sırtlarından alacak bir irade yoktur bu bütçede. Yine en çok faiz lobisi ve bankalar kazanacaktır. Rakamlar bunun habercisidir. 2022 bütçesinde, bu iktidarın ülkeyi düze çıkarabileceğine dair hiçbir emare ve ümit ışığı görülmemektedir.