BIST 100 9.368 DOLAR 34,53 EURO 36,17 ALTIN 2.982,81
6° İstanbul
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyon
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkari
  • Hatay
  • Isparta
  • İçel
  • İstanbul
  • İzmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce

Kanser hastalarının tehlikeli tercihi: Kaplumbağa kanı

Kanser hastalarının tehlikeli tercihi: Kaplumbağa kanı

Kanser hastalarının bazıları alternatif tıp adı altında tehlikeli yollara başvuruyor. Uzmanlar, anne sütü, eşek sütü hatta kaplumbağa kanı içerek kanserden kurtulabileceğini sanan hastalarla karşılaştıklarını anlattı.

Başakşehir Çam ve Sakura Şehir Hastanesi'nde kanser tanısı konulan hasta ve yakınları için kurulan ve her hafta düzenli olarak eğitimlerin verildiği Hematoloji / Onkoloji Hasta Okulu'na gelenlerin en sık sorduğu soruların başında alternatif tedaviler yer alıyor.

Hasta okulunun kurucularından Hematoloji Klinik Şefi Doç. Dr. Mesut Ayer ve Tıbbi Onkoloji Klinik Şefi Doç. Dr. Gökmen Umut Erdem, bazı hastaların kanserden bile daha çok tehlikeli tercihler yaptığını belirtti. Ayer ve Erdem, anne sütü, eşek sütü hatta kaplumbağa kanı içerek kanserden kurtulabileceğini sanan hastalarla karşılaştıklarını anlattı.

"ACI KAVUNDAN ZEHİRLENDİ, ZOR KURTARDIK"

Hematoloji Onkoloji Hasta Okulu'nun kurucularından Çam ve Sakura Şehir Hastanesi Hematoloji Klinik Şefi Doç. Dr. Mesut Ayer, projenin ortaya çıkış amaçlarından birinin de kanser hastalarının çoğu zaman suistimal de edildiği, kulaktan dolma bilgilere karşı bilinçlendirmek olduğunu kaydederek "Tedavinin yerini alabilecek farklı uygulamaları ön plana çıkarmak gibi birtakım yaklaşımlar var. Herkes bir şey söylediği için hastalar gerçek medikal tedavilerini bırakıp buna alternatif yollara başvurabiliyor. Sadece farklı beslenerek iyileşebileceğine inanan insanlarla karşılaşıyoruz. Bu hastalığın tanısını duyar duymaz zaten ilk söylenen şeylerden biri bir takım aktar tavsiyeleri, bitkisel şuruplar, besinler vs. 'Bunları kullanabilir miyiz' diye hastalar bize geliyorlar. Ya da yurt dışından birtakım katkı maddeleri alıp getirenler var. Hatta benim yakınlarımdan birisinde yaşadık biz bunu, 'acı kavun' dedikleri bir şey, ilk defa gördüm ben de. Anafilaksiden yani ani zehirlenmeden ölmek üzereydi hasta, zor kurtardık. Kaplumbağa kanıiçmeye çalışanlar var. Hele hele bunları asıl tedavilerinin yerine koymaları en büyük sıkıntı" dedi.

"TEDAVİYİ İMKANSIZ KILABİLİYOR"

Çam ve Sakura Şehir Hastanesi Tıbbi Onkoloji Klinik Şefi Doç. Dr. Gökmen Umut Erdem ise tedavide en zorlandıkları konunun kanser hastalarının hayatını tehlikeye atan alternatif uygulamalar olduğunu kaydederek şöyle konuştu:

"Biz hastaya bir şekilde kemoterapi ya da immünoterapi verirken, hasta başka tedaviler de almaya başlıyor. Bunlar bitkisel oluyor ya da başka alternatifler oluyor. Hastanın karaciğer enzimlerinde yükselme, karaciğer yetmezliği ya da böbrek yetmezliği ile karşı karşıya kalabiliyoruz. Kaplumbağa kanı, eşek sütü, anne sütü ya da bitkisel karışımlarla tedavi almaya çalışıyorlar.

Biz hasta okulumuzda hastaların beslenme konusunda hangi yiyecekleri alması, almaması ya da bu bitkisel ürünlerden uzak durmaları gerektiği konusunda bilgilendirme yapıyoruz. Çünkü o alternatif tedaviler yüzünden hastayı kaybetme riskiyle karşı karşıya kalabiliyoruz. Yani hasta kanserden değil, bunların yan etkilerden dolayı ölebiliyor. Bu ürünler bizim kemoterapi, immünoterapi ya da akıllı ilaçlarımızın etkinliğini azaltabiliyor ya da bu ilaçların yan etkilerini artırabiliyor. Bazen yeni teşhis almış bir hasta alternatif yolları öğrenip 'Bununla 3 ay bir deneyeceğim, ondan sonra size geleceğim' diyebiliyor ama 3 ay sonra geldiğinde tabi ki tedaviye de yanıt alamıyoruz, hastalık ilerlemiş oluyor. Kemoterapi verebilecek, bundan fayda görebilecek hastaya bunu bile uygulayamıyoruz. Çünkü karaciğer değerleri artmış oluyor ya da böbrek yetmezliği gelişmiş oluyor hastada."