AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Kanal İstanbul’un inşa edileceğini açıklamasıyla başlayan tartışmalar sürüyor.
Bir dönem MHP'de, İYİ Parti'de siyaset yapan eski milletvekili, Türk Tarih Kurumu Başkanı Prof. Dr. Yusuf Halaçoğlu'dan Kanal İstanbul’a karşı alternatif bir proje önerisi geldi.
Halaçoğlu, Twitter hesabından yaptığı iki ayrı paylaşımla önerisini şöyle dile getirdi:
Evet Kanal İstanbul konusunu yazmak farz oldu. Şayet bu kanalı oradan açarsanız, şu problemler çıkar. 1.Stratejik olarak Trakya'nın savunulması, 2. Vatikan gibi Rum Patrikhanesi'ne Ekümenik sahası açılması. Gelin bu projeyi Sakarya Nehri, Sapanca Gölü ve İzmit Körfezine kaydırın.
Ayrıca yap işlet devretle yaparsanız Boğazı yabancıya teslim edersiniz. Köprü ve otoyol gibi geçerken devlet de ödeme yapar. Bu ekonomik krizde devletçe yapmak zor. Ama Kanuni döneminde planlanan güzergahı seçerseniz daha ekonomik olur ve rantı önlersiniz. Osmanlıcıysanız buyurun.
3 'ÇILGIN PROJESİ'NDEN BİRİYDİ
Halaçoğlu’nun projesi aslında tarihle ilgili herkesin bildiği bir proje.
Sokullu Mehmet Paşa'nın tarih kitaplarında "çılgın" olarak değerlendirilen ve döneminin çok ilerisinde üç büyük projesinden biriydi.
Bu proje ilk defa 16. yüzyılın en önemli devlet adamları arasında yer alan ve Kanuni Sultan Süleyman döneminde veziriazamlıkta yapan Bosna asıllı Sokullu Mehmet Paşa tarafından önerilmişti.
2'Sİ HAYATA GEÇTİ
Sokullu Mehmet Paşa’nın tek kanal projesi bu değildi. Aynı zamanda Don ve Volga nehirlerini birleştirmeyi, bugünkü Süveyş Kanalı'nın olduğu yerde bir kanal açarak Kızıldeniz ile Akdeniz’i birbirine bağlamaya çalışmıştı.
Hatta Don ve Volga nehirlerini birbirine bağlamak için o dönemde çalışmalar yapılmış ancak gerek teknik yetersizlikler gerekse Slav asıllı Don Kazakları’nın (Kosakların) saldırıları yüzünden amacına ulaşmamıştı.
Sokullu Mehmet Paşa’nın Süveyş Kanalı projesi 1869’da Avrupalılarca, Don ve Volga projesi ise 1952 yılında Ruslarca hayata geçirilirken İzmit körfezini Sapanca, Sakarya Nehri üzerinden Karadeniz’e bağlama projesi unutuldu.
TATLI SU KAYNAĞI SAPANCA GÖLÜ ZARAR GÖRÜR MÜ?
Halaçoğlu’nun sosyal medya hesabından hatırlatıp önerdiği bu projeye kimi kullanıcılar tatlı su niteliği olan Sapanca Gölü’ne Sakarya Nehri'ne zarar vereceği iddiasıyla karşı çıktı.
Independent Türkçe'den Ali Kemal Erdem'e konuşan Halaçoğlu, projenin iddia edildiği gibi tatlı su kaynaklarına zarar vermeyeceği görüşünde.
Osmanlı döneminde bile yapılabileceği öngörülen bir projenin bugünkü teknolojiyle yapılmasının çok daha kolay olduğunu söyleyen Halaçoğlu sözlerini şöyle sürdürdü:
Madem ilaa ki bir kanal yapmak istiyorsunuz Kanuni döneminde planlanan bu projeyi hayata geçirin. Daha ucuza mal olur. Çünkü yeni yer açmayacaksınız. Nehri biraz derinleştirecek biraz genişleteceksiniz. Arazi daha düz ve engebesiz. Fazla kazmaya da gerek kalmayacak. Sakarya nehri üzerinden Sapanca Gölü’ne üç beş kilometre ile bir kanal açılacak, İzmit Körfezi’nden ise 6-7 km içeri girerek Sapanca Gölü ile birleşecek. Kanal İstanbul ile İstanbul’un Trakya kısmı bir adaya dönüştürülüyor ve Trakya’nın geri kalanının savunulması zorlaştırılıyor. Stratejik açıdan riskli bir proje. Bu proje Anadolu’da olduğu için böyle bir risk yok. Maliyeti de çok da uygun.
2012’DE DE GÜNDEME GELMİŞTİ
2011 yılında seçimler öncesinde dönemin başbakanı Erdoğan tarafından ilk defa “Çılgın Proje” adıyla gündeme getirilen Kanal İstanbul’a karşı o günlerde bazı bilim insanları Sokullu Mehmet Paşa’nın bu projesini önermişti.
22 Şubat 2012 günü servis edilen bir haberde İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Öğretim Üyesi Prof. Dr. Necati Ağıralioğlu, bu projenin hayata geçirilmesinin mümkün olduğunu, bu konuda bir fizibilite çalışması yaptıklarını söylemişti.
Proje kapsamında iki rapor sunduklarını söyleyen Ağıralioğlu şöyle konuşmuştu:
Baktığınız zaman Karasu'dan Adapazarı'na kadar su yatağının hazır olduğunu görürsünüz. Çünkü barajlar yapılmış, yapılınca da su epeyce kendi yatağını genişletmiş. Zaten 1960 yılına kadar nehir üzerinden Karasu ve Adapazarı arasında taşımacılık yapılıyordu.
OSMANLI 7 KEZ DENEMİŞ
Osmanlı döneminde projenin hayata yedi kez hayata geçirilmeye çalışıldığını ve bölgenin proje için müsait olduğunu öne süren Ağıralioğlu, Adapazarı'nın düz bir alanda bulunduğuna işaret etmiş ve projenin önünde büyük bir engel olmadığını iddia etmişti.
Ağıralioğlu, Sapanca nehrindeki temiz su kaynaklarını kirletmeyecek şekilde nehrin geçişinin sağlanabileceğini de önererek maliyetiyle ilgili şunları ileri sürmüştü.
Bu projenin maliyeti çok ucuz. İstanbul Kanal Projesi'nin yarısı bile değil yani. 1 milyar dolar bile tutmaz buranın maliyeti. Sadece Sapanca-İzmit arasındaki bölge nedeniyle maliyet artabilir. Nehir yatağının genişliği yeterli durumda zaten. Neredeyse yatak hazır durumda. Engel köprüler ortadan kaldırılırsa Adapazarı'na kadar rahatlıkla gelinebilir.
Aynı haberde Sakarya Üniversitesi (SAÜ) İnşaat Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Rıfat Akbıyıklı da projenin hayata geçirilebileceğini söylemişti.